"3 ŞÜPHELİ CEZAEVİNE GİRİYOR"
Geçtiğimiz hafta Silivri Cezaevi'ne Hanefi Avcı'yı ziyarete gittim. Görüştük kendisiyle. Başka bir kaynaktan aldığım bir bilgi ama sonrasında orada da araştırdım. Şöyle bir vaka yaşanıyor. 5 no'lu cezaevinde kaldı Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ. Tutuklanması çok tartışmalıydı. Belli bir hedef için alındı. Geçtiğimiz sene 3 kişi Emniyet'in de eskort imkanlarını kullanarak cezaevine gidiyor. Başbuğ'a çok şüpheli bir biçimde yaklaşmaya çalışıyorlar. Bunun bir suikast girişimi olduğunu iddia etmiyorum ama çok şüpheli bir şekil. Bunu avukatlarının da doğrulayacaklarından eminim. Hatta Genelkurmay Eski Başkanı'nın kendisinin de doğrulayacağına eminim.
"ALBAY MÜDAHALE EDİYOR"
Orada bir albay müdahale ediyor, "Siz kimsiniz? Niye geldiniz?" diye soruyor. Sonrasında olay araştırılıyor. Öncesinde cezaevinde toprağa silah gömüldü iddiası gündeme geliyor. Bu iddia araştırılıyor. İddia bir mahkumun bir başkasına yazdığı mektupta da yer alıyor. Ben o mektubu da gördüm, inceledim. Biraz itiraf mektubu da denebilir buna. O mektuptan yola çıkarak silahın yerine de bakılıyor, başka bilgilerle birleştirilerek. Tabii yakalanan kişiler de sorgulanıyor. Akıl hastası numarası da yapıyorlar.
"PARALEL YAPI ÜSTÜNÜ KAPATTI"
Tarif edilen yere bakıyorlar. "Gömülü şekilde toprakta silah izi bulduk ama silahı bulamadık" diyorlar. Gerçekte ya öyle oldu ya da silah bulunduğu halde söylenmedi. İlker Başbuğ'a yönelik şüpheli hareket olacak mıydı? Neydi? Muhtemel bir suikast girişimi söz konusu muydu? Bunun soruşturulması gerekti, ama o dönemde, yine 'Paralel Yapı'nın etkin olduğu süreçte üzerinin örtüldüğü yönünde ciddi iddialar var.