Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Turkuvaz Medya Merkezi'nde düzenlenen Finansın Geleceği Zirvesi'ne katılarak konuşma yaptı. (AA)
Sektörün Ekim 2024 itibarıyla sermaye yeterlilik oranının yüzde 18,1 ile yasal sınır olan yüzde 8'in ve yüzde 12'lik hedef oranın üzerinde olduğunu belirten Kavcıoğlu, sektörün karlılık seviyelerinin öz kaynağa katkı sunmaya devam ettiğini ve dönem net karının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,1 artarak 516 milyar liraya ulaştığını vurguladı.
Kavcıoğlu, söz konusu dönemde, kredilerin 15,4 trilyon lira, mevduat büyüklüğünün ise 18,2 trilyon liralık büyüklüğe ulaştığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ekim ayı sonu itibarıyla son bir yılda yüzde 144 seviyesinde olan yurt dışı borçların yenileme oranının, sektörümüzün yabancı finansman kaynaklarına erişim konusundaki gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu belirtmek isterim. Kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 1,8 ile, yüzde 3,2 olan tarihsel ortalamanın altında seyrediyor. Ayrılan yüksek miktardaki karşılıklar sayesinde, kredi kartları kaynaklı artan takipteki bireysel kredilerin banka mali bünyelerine ilave bir olumsuz etkisi şu an için beklenmiyor. Bununla birlikte, gelişmeleri yakından takip ederek gelir düzeyine ve ihtiyaca göre hanehalkını ve bankalarımızın mali durumunu destekleyecek kararlar da alıyoruz. Örneğin geçtiğimiz aylarda bireysel kredi kartı ve tüketici kredilerine yapılandırma imkanı getirerek, finansal tüketicilerin borçlarını ödeyebilme kabiliyetlerini artırırken bankaların da aktif kalitesini desteklemiş olduk."
"İŞ YAPIŞ ŞEKİLLERİNİN DEĞİŞTİĞİ VE İŞBİRLİĞİNİN VAZGEÇİLMEZ HALE GELDİĞİ BİR DÖNÜŞÜMÜN EŞİĞİNDEYİZ"
İş yapış biçimlerinin değiştiği ve işbirliğinin vazgeçilmez hale geldiği bir dönüşümün eşiğinde olunduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, bu dönüşümü temelde küresel ekonomik gelişmeler, jeopolitik belirsizlikler, iklim krizi ve sürdürülebilir ekonomiye geçiş süreci, dijital dönüşüm, veri ve bilgi teknolojilerinin güvenliğinin artan önemi, kripto varlıklar, fintek gibi yeni iş modelleri ile genç kuşakların farklı tercihleri ve davranış şekillerinin tetiklediğine vurgu yaptı.
Kavcıoğlu, bu dönüşümü tetikleyen unsurlara değinerek, "Birbirine giderek daha fazla bağlanmış ve teknolojiye daha bağımlı hale gelmiş bir finansal sistemde, saydığım hususlardan kaynaklanan risklerin yönetimi de önemli hale geliyor. Teknolojinin, kuruluşlarımızın kültürüne entegre edilmesi de bu dönüşümün başarısında kritik bir rol oynuyor. Finans ekosisteminin aktörleri arasında artık sadece bankalar ve yatırım fonları değil, fintek girişimleri, dijital bankalar ve veri odaklı büyük teknoloji platformları da bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Demografik değişim ve yeni nesillerin farklılaşan ihtiyaçlarının finans dünyasının iş planlarını, ürünlerini ve beceri setlerini yeniden şekillendirmeye zorladığını belirten Kavcıoğlu, bu değişime finansal sistemin tüm paydaşlarının hızla uyum sağlamasının hayati bir önem taşımakta olduğunun altını çizdi.
Kavcıoğlu, BDDK çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı:
"BDDK olarak finans sektöründe güvenin tesis edilmesine yönelik sorumluluğumuz ışığında gerekli çalışmaları yapmaya devam ediyoruz. Değişime sadece tepki vermekle kalmayıp, dönüştürücü bir şekilde eyleme geçen bir otorite olarak üzerimize düşeni yapmaya da devam edeceğiz. Bu dönüşümün kolay olmayacağının ve sorumluluk gerektirdiğinin elbette farkındayız. Ancak sektörümüzün bu sürecin getireceği fırsatları değerlendirebileceğine de inanıyoruz. Geleceği inşa etmedeki başarı için sadece yeniliklere açık olmak yetmez. Bu yenilikleri doğru yorumlayabilmek ve kurumsal kültürle bütünleştirmek de gerekir. Türkiye'nin geleceği de, bu vizyonla, yerel avantajlarımızı küresel fırsatlara dönüştürme becerimizle şekillenecektir. Finansal teknolojiler ile sürdürülebilirlik odaklı stratejileri, Türkiye'yi bölgesel bir finans merkezi haline getirecek anahtar unsurlar olarak görüyoruz."
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Turkuvaz Medya Merkezi'nde düzenlenen Finansın Geleceği Zirvesi'ne katılarak konuşma yaptı. (AA)
"BANKACILIK SEKTÖRÜNE YENİ GİRİŞLERİ ÖNEMSİYORUZ"
Finansal sektöre yapılacak yatırımların, ürün ve teknolojilerin gelişmesi, müşteri odaklı hizmet anlayışının yaygınlaşması, finansal kapsayıcılığın artması gibi faydaları da beraberinde getirdiğine değinen Kavcıoğlu, bu açıdan bankacılık sektörüne yeni girişleri önemsediklerine işaret etti.
Kavcıoğlu, son dönemde, Türkiye'de dijital bankacılığa yönelik önemli yatırımlara şahit olduklarını belirterek, BDDK tarafından kuruluş izni verilen 6 dijital bankanın 3'ünün katılım finans kuruluşu olmasının da katılım finans sektörünün büyümesine önemli katkı sağlayacağını söyledi.
Bu çerçevede, katılım finans kuruluşlarının yüzde 15'lik sektör payı hedefine gün geçtikçe yaklaşıldığını dile getiren Kavcıoğlu, şunları kaydetti:
"Biz de, BDDK olarak katılım finansın gelişimi desteklemek üzere katılım kalkınma ve yatırım finans kuruluşlarının kurulabilmesine imkan sağlayacak düzenlemeleri hayata geçirmek üzereyiz. Ayrıca, banka dışı mali kuruluşların da katılım esaslı faaliyet göstermelerini sağlayacak düzenleme alt yapısını oluşturmak için çalışmalarımızı başlattık. Servis modeli bankacılığı alanında da yenilikçi bir adım attık ve bir bankanın servis bankası olarak hizmetlerini, bir ara yüz sağlayıcının uygulamaları üzerinden sunmasına izin vererek dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdık. Ülkemizde ilk kez uygulanan bu modelle geniş kitlelere güvenli bankacılık hizmetleri sunulmasını ve finansal kapsayıcılığı desteklemeyi hedefliyoruz."
Kavcıoğlu, bu süreçte, dijital kanallar üzerinden sunulan bankacılık hizmetlerine yönelik düzenlemelerin uluslararası güvenlik ve hizmet standartlarını da hayata geçirdiklerini anlattı.
Siber güvenlik alanındaki çalışmaları güçlendirerek, bankalara ve müşterilerin güvenliğini sağlama konusundaki hassasiyet ve kararlılıklarını pekiştirdiklerini kaydeden Kavcıoğlu, bu kapsamda, dolandırıcılık riskine karşı etkili mücadele edebilmek amacıyla bankaların işlem takip mekanizmaları kurmalarını zorunlu hale getiren kuralları oluşturduklarını anımsattı.
Kavcıoğlu, kimlik doğrulama ve işlem güvenliğini sağlamaya yönelik düzenlemeleri de hayata geçirdiklerini hatırlatarak, "Yaptığımız denetimler sonucunda tespit edilen sorunların çözülebilmesi için bankalara gerekli tedbirlerin alınması yönünde talimatlarımızı verdik. Bankaların bu talimatlara uyum durumlarını yakından takip etmekte ve gerekli aksiyonları almaktayız." dedi.
"BASEL 4 STANDARTLARINI DÜZENLEMELERİMİZE ENTEGRE EDECEĞİZ"
Finans dünyasının, yalnızca dijital dönüşümü değil, müşteri deneyiminden risk yönetimine kadar pek çok alanda yenilikleri aynı anda yaşadığını aktaran Kavcıoğlu, artık bilançoların ötesinde, geniş bir perspektifle sürdürülebilir değer yaratma süreçlerini yönetebilen kuruluşların diğerlerinden pozitif yönde ayrışacağı bir zaman içinde olunduğunu ifade etti.
BDDK Başkanı, 2024'te likidite ve kredi risklerinin izlenmesine ilişkin uluslararası mevzuat ile tam uyumlu iki yeni düzenlemeyi yürürlüğe koyduklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"2025 yılında sektörümüzü küresel standartlara tam uyumlu hale getireceğine ve rekabet gücümüzü artıracağına inandığımız düzenlemelere yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 2025 hedeflerimiz doğrultusunda, finans dünyasında Basel 4 olarak bilinen standartları düzenlemelerimize entegre edeceğimizi de belirtmek isterim. Gündemimizde olan konulardan bir diğeri de bankaların kurumsal yapılarını güçlendirmek amacıyla yaptığımız düzenleme çalışmalarıdır. Bu çalışmamızla bankaların organizasyonel yapılarının faaliyet konularıyla uyumlu ve şeffaf olmasını sağlayacak bir standart oluşturmayı amaçlıyoruz. Finans sektörümüz, küresel belirsizliklere karşı gösterdiği dayanıklılık ve uluslararası standartlara uyum kapasitesiyle örnek teşkil etmektedir. Önümüzdeki dönemde bu yapıyı daha da güçlendirmek için yenilikçi yaklaşımlarımızı sürdüreceğiz. Çünkü finansal sistemimizi dönüştürmeyi bir tercih değil yarının dünyasında kaçınılmaz bir gereklilik olarak görüyoruz."
"2027 YILINDA MİLLİ GELİRİMİZİN 1.8 TRİLYON DOLAR SEVİYESİNDE OLMASINI HEDEFLİYORUZ"
2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 5.9 büyüme oranıyla yüzde 2.6 olan dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme gösterdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024'te de yüzde 3.5 büyüme oranına ulaşmanın hedeflendiği belirtti. Yılmaz, "Milli gelirimizin 2024 üçüncü çeyreği itibarıyla yıllıklandırılmış değeri 1.3 trilyon dolara ulaşırken 2027 yılına geldiğimizde milli gelirimizin 1.8 trilyon dolar seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. İstikrarlı ve sürdürülebilir büyümeyle kişi başına düşen milli gelirimizin de artarak 2024'te 15.500 doları aşmasını, 2027 yılında ise 20 bin dolar seviyelerini geçmesini bekliyoruz. Enflasyonla mücadelede kaydedilen başarılar neticesinde 2024 Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 47 seviyesine gerilemiştir. Sürecin devamında enflasyon oranının program döneminde tek haneli seviyelere düşmesini hedeflemekteyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz (Takvim.com.tr)
"BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN BÜYÜKLÜĞÜ 30 TRİLYON TL'YA ULAŞTI"
"Bankacılığın Geleceği" panelinin moderatörlüğünü üstlenen Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, konuşmasına 2024 yılının değerlendirmesiyle başladı. 2024 yılının dünyada küresel ticaret hacmindeki daralma, savaşlar, yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak finansal sıkılaşma programlarının etkisi aldığında başladığına dikkat çekti. Türkiye'nin 2024 hikayesinde mevcut konjonktürel etkilerin yanı sıra, Eylül 2023'de açıklanan OVP'nin etkisine dikkat çeken Çakar, "Orta vadeli plan fiyat istikrarı, bütçe disiplini, sürdürülebilir cari açık ve yapısal reformlar üzerine inşa edildi. Biz bankacılık sektörü ve finans sektörü özellikle birinci maddeden yani fiyat istikrarı, finansal istikrar çerçevesinde bütün politikalarımızı o çerçevede oluşturduk. Gelinen nokta itibariyle, Merkez Bankası rezervi 160 milyar dolara ulaştı, Uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notlarını arttırdı, gri listeden çıktık. Özellikle büyüme tarafında iç talep yerine dış talep kaynaklı bir büyüme mekanizması söz konusu, cari açığa bakıldığında yüzde 1'in altına düşmüş durumda" dedi
Bankacılık sektörü olarak gelinen noktaya da değinen Çakar, "Bankacılık sektörüne bakıldığında 30 trilyon TL'lik bir büyüklükle ile uğraştık biz. Bunun gayri safi milli hasıla içerisinde de bankacılık sektörünün büyüklüğü yüzde 76'ya geldi. Bu, ülkemiz ölçeğinde anlamlı bir rakam. Ama Euro bölgesi ve daha gelişmiş ülkelere bakıldığında bu oranın çok daha yüksek seviyelere gidebileceğini de hep beraber biliyoruz. Mevduata geldiğinizde; 18.2 trilyon TL seviyesinde. Bugün itibariyle bilanço içerisindeki payı yüzde altmışlar seviyesinde. İkinci önemli husus kredi tarafına geldiğimizde 15 trilyon TL'lik bir kredi hacmine sahibiz. 15 trilyon TL'lik kredi, toplam bilanço üzerinde yüzde 51 paya sahip; ki bu belli periyotlarda çok daha yüksek olabiliyor ki daha da yükselmesi muhtemel bir oran" dedi.
"Kredi geri ödemelerinde sektör açısından olumsuz bir tablo yok"
Selektif krediden bahseden Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "OVP'nin çerçevesini çizdiği selektif yani seçici kredi anlayışımız yatırımı, üretimi, ihracatı, istihdamı ve en nihayetinde de cari açığı azaltılmasına katkı sağlayacak bir anlayışı ifade ediyor. Türkiye'de bankacılık sektörü gelişmiş olmasına rağmen aslında bir baktığınız zaman bir taraftan da işte Avrupa'da ya da Amerika'da büyük bir bankanın aktif büyüklüğü kadar da oluşamadık. Finans sisteminin büyümesi lazım ama bu büyümeyi reel sektörü büyüterek yapmak çok önemli. Aksi halde kaynaklar ve finans yönetimi belli bir kesimin elinde toplanıp yönetilir hale geliyor" dedi.
Kredilerin geri ödenmesi konusunda da değinen Arslan, Nakdi kredilerde yüzde 34, gayri nakdi kredilerde yüzde 39, KOBİ kredilerinde yüzde 35 ile enflasyonun altında bir büyüme gösterildiğine dikkat çekerek, "Kredi kalitesini takip ettiğimiz entier oranına göre 2023'te yüzde 1.60 olan sorunlu kredi oranı 1. 80'e geldi. Bir diğer gösterge de yakın izlemede dediğimiz 30-60 gün gecikme oranı yüzde 7. Bu oranda bir bozulma yok önceki yıla. İki göstergedeki oranları da son derece başaralı" dedi.
Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih (Takvim.com.tr)
"2025'İN İLK ÇEYREĞİNE CİDDİ BİR KAYNAK GİRİŞİYLE GİRECEĞİZ"
2025 yılında enflasyondaki düşüşe bağlı olarak kredi büyümesinin de devam edeceğini belirten Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, "Yurtdışı kaynak temini açısından sektör açısından son derece başarılı bir yıl oldu. Bu sene 33 milyar doları aştık. Bu bir rekor. Bu rekora en yakın yıl olan 2017'de 20 milyar dolar kaynak sağlamıştık" dedi.
Kaynak çeşitliliğinde çok önem verdiklerini belirten Üstünsalih, "Kıtalardan kaynak temin etmek ülkemize oldukça fayda sağlıyor. Diğer taraftan 2024 yılında gördüğümüz başka bir şey vardı. Daha önceki yıllarda işlemlerimize katılmayan bankaların iştahlarının olduğunu görmek sevindirici. 2025'in ilk çeyreğinde de kıta ülkelerinde olan kalkınma bankalarının da Türkiye'ye olan iştahını görüyoruz. Biz 2025'in ilk çeyreğinde ciddi bir kaynak girişi de sağlayacağız. Bütün bu ülkemize olan iştah ülkemize giren kaynakların efektif değerlendirmesi konusunda da elimizden geldiğince verimli olarak çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten (Takvim.com.tr)
"BDDK VE MB, BANKACILIK SEKTÖRÜNÜ TÜM DESTEĞİ SAĞLIYOR"
Sermaye yeterlilik açısından hedeflerin üzerinde bir bankacılık sektörüne sahip olduğumuzu belirten Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, ABD'de bankaların battığı bu dönemde Türkiye'deki bankaların duruşu sektörün gücünü gösteriyor dedi. Son yıllarda tüm dünyada etkisni gösteren COVID, enflasyoni jeopolitik riskler gibi faktörlerden bankacılık sektörünün diğer sektörlere göre daha fazla etkilendiğini belirten Akten, "Karlılığa baktığımız zaman 408 milyar dolar olan gelir 308 milyar dolara düştü. Buralarda bir miktar erime var. Ama büyüyen ve güçlenen bir sektörden bahsediyoruz. BDDK ve Merkez Bankası sektörümüze tüm desteği sağlıyor. Kademeli bir faiz düşüşü ile birlikte, bankacılık sektörü de bundan faydalanacak ve maksimum destek vermeye devam edeceğiz" dedi.
Konuşmasında sürdürülebilirlik konusuna değinen Akbank Genel Müdürü Kaan Gür (Takvim.com.tr)
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BANKALAR AÇISINDAN BİR TERCİH DEĞİL ZORUNLULUKTUR"
Konuşmasında sürdürülebilirlik konusuna değinen Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, iklim değişikliği ile ilgili 2050 yılına kadar yapılan hesaplamanın detaylarını aktardı. Gerekli adımların atılmaması durumunda dünya GSMH'nın yüzde 60'ına mal olurken, 1 milyara yakın ekolojik göçe, Mısır ve pirinç rekoltesinde yüzde 12 ile 25'e kadar azalma ve biyo çeşitliliğin kaybı yaşanacak ve dünyada 600 şehir dünyada ortadan kalkacak. Bu tablo karşısında sürdürülebilirliğin bankalar açısından bir tercih değil zorunluluktur diyen Kaan Gür, "Risklerin önlenmesi konusunda bankalar çok aktif rol üstleniyor. İnsan ve toplum faktörünü, sürdürülebilirliğin tam ortasına koyuyor. Yaptığımız her şey değer yaratmak için. Burada ekonomik değil, topluma ve insana değerde bahsediyorum. Akbank olarak 2050 Net Zero Bankacılık Birliği'ne üye olduk. Çok ciddi yaptırımları var. Banka genel müdürü olarak bende belli taahhütlerin altında şahsen imza atıyorum" dedi.
Türkiye ve Avrupa'nın en büyük ileri dönüşüm projelerinden biri olan "Dönüşümde Gelecek Var" projesinin detaylarından da bahseden Gür, "Dönüşümde Gelecek Var projemizle ile işlevini tamamlamış ofis eşyalarımızı okul mobilyalarına dönüştürdük. Proje sonunda, ileri dönüşümle ürettiğimiz 18 bini aşkın yeni mobilyayı deprem bölgesindeki 1300'den fazla okulda 400 bine yakın öğrencinin kullanımına sunacağız" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan (Takvim.com.tr)
CB FİNANS OFİSİ BAŞKANI AŞAN: DÜNYADA KAMU BORÇLARI ARTIYOR
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan da zirve kapsamında açıklamalarda bulundu. Aşan, dünyada borçluluk konusunun kritik bir eşiğe geldiğine dikkat çekerek "Hepimiz Türkiye için ümitliyiz. Ümitli olmak karşıdan geleni de görmemek anlamına gelmiyor. Ben her zaman Türkiye için çok ümitli oldum. Burası evlatlarımızın yaşayacağı topraklar. Asıl mesele finansal sistemin sağlamlığı ve dünyada bu finansal sistemin nereye doğru gittiği. Geçen sene 'Dünyada ciddi bir borçlanma krizi var' demiştim. Dünyada borçluluk 300 trilyon dolar seviyelerinde. Bu iki üç yıl içerisinde özel sektör borçluluğu azalıyor ancak kamu borçluluğu artıyor. Eğer bu borçluluk tarafında bir sıkıntı ortaya çıkarsa bu bütün finansal sistem için büyük bir tehdit demek. Çünkü finansal sistem borçların bir bütünü. Ancak bir diğer tarafta ise borçluluk büyüdükçe finansal sistem büyüyor." dedi.
KRİPTO VARLIKLAR
Kripto varlıklar konusuna da değinen Aşan, şu ifadeleri kullandı: "Biz kripto varlıklar ile ilgili düzenlemeler yaptık. Hatta burası daha hızlı gitmemiz gerekilen bir alan. Bu finansal sistem bildiğimiz hiçbir şeye benzemiyor. Bu finansal sistem kendi içinde bir şey çıkartıyor ve bu çıkarttığı şey öyle bir şey ki son 1 aydır başka hiçbir şey konuşulmuyor.Hiç kimse bana bu kripto varlıkların bir finansal araç olduğunu bir tanımla söyleyemez. Buradaki meselede 'tanımı' değiştirmek. Bu kripto varlık değişim olgu sistemin virüsüdür. Bu finansal sistem artık kontrol edilemeyecek kadar büyümüş durumda. Geçtiğimiz günlerde Donald Trump bir yerde konuşma yapıyor söylediği şey şu; 'ABD'nin borcu var biz bunu Bitcoin ile ödeyeceğiz' seçilmiş ABD başkanının gözünce artık bu bir para. Sektör bunu yarın ciddiye almaya kalksa ertesi gün çok başka bir dünyaya uyanırız. Sistemin içerisinde duran virüs dediğimizde bu. Bir altın madeni sahibini Trump bakan yapsaydı altında yüzde 70 artış beklenemezdi. Ancak her şeyin ötesinde Bitcoin de sistemin bir unsuru mu, evet bir unsuru."
CB Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan (A Para ekran görüntüsü)
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇOK ÖNEMSEDİĞİM BİR KONU"
Konuşmasının sonunda sürdürülebilirlik konusunda değinen Aşan, "Sürdürülebilirlik meselesini çok önemsiyorum. Bu konuda da biraz daha hızlı yol almamız gerektiğini düşünüyorum. Bütün alanlara sirayet etmesi lazım." ifadelerini kullandı..
"FİNTECHLERE, 9 AYDA 182 MİLYIN DOLAR YATIRIM YAPILDI"
Sipay Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Sipahioğlu, Türk fintek sektörünün, güçlü altyapısı, yenilikçi çözümleri ve küresel iş birlikleriyle uluslararası pazarlarda da lider bir konumda yer almayı hedeflediğine dikkat çekti. 2024 yılının ilk dokuz ayında fintek girişimlerine 182 milyon dolar yatırım yapıldı ve bu tutar bir önceki yılın aynı dönemine göre rekor bir artış gösterdiğine belirten Sipahioğlu, "Toplam girişim yatırımları ise 754 milyon dolara ulaştı. Sipay olarak 2024 yılında yatırımlarının yüzde 10'unu ülkemize getirmekten gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu iş birlikleri sadece sermaye desteği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bilgi paylaşımı, yeni pazarlara erişim, teknoloji transferi gibi alanlarda da katkılar sunarak Türkiye fintech ekosisteminin globalleşmesinde önemli bir rol oynayacak" dedi.
Sipay Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Sipahioğlu (Takvim.com.tr)
Küresel yapay zeka pazarının 2027 yılına kadar yıllık yüzde 20 büyümesinin beklendiğini söyleyen Nezih Sipahioğlu, "Özellikle müşteri verilerini analiz etme, hiper kişiselleştirilmiş hizmet sunma kapasitesi, fintech şirketlerinin müşteri memnuniyetini arttırmasına, müşteriler için daha öngörülü, daha etkin ve etkili ürünle hizmetlerle pazar genişletmesine olanak sağlıyor. Kredi değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerinde yapay zeka destekli algoritmaların kullanılması, kullanıcı harcama alışkanlıklarına dayalı öneriler sunan akıllı dijital cüzdan uygulamaları gerçek zamanlı dolandırıcılık tespiti ile geliştirilmiş veri analitik sistemleri bu alanda yapılabilecek değişik çalışmalar olarak öne çıkıyor" dedi. "Türk fintech sektörü teknolojik inovasyonlara yaptığı yatırımlarla, küresel rekabette öne çıkma hedefini blokchain, açık bankacılık, yapay zeka ve gömülü finans gibi alanlarda yapılan çalışmalarla da sürdürmelidir" diyen Sipahioğlu, cross border çözümler, gömülü finans ve dijital para projeleri gibi alanlarda küresel rekabette önemli avantajlara sahip olunduğuna da değindi.
FİNTECH EKOSİSTEMİNİN 205 MİLYAR DOLARA ULAŞMASI BEKLENİYOR
McKinsey'nin analizlerine göre 2022 yılında küresel bankacılık sektörünün toplamı gelirlerinin yüzde 5'ini oluşturan ve yaklaşık 150 milyar dolar ile 205 milyar dolar arasında bir büyüklüğe ulaşan fintech pazarı gelirlerinin önümüzdeki dönemde de yıllık ortalama yüzde 15 büyümesi bekleniyor. Bu öngörüler doğrultusunda yapılan hesaplamalara göre; finansal teknolojilerin gelirleri 2028 yılına kadar 400 milyar doları bulabilir.