Kobani konusunda ciddi bir kaos planı olduğuna işaret eden Bakan Eker, amacın Kobani olmadığını ifade ederek, "Amaç gerçekte çözüm sürecini sonlandırmak" dedi.
Eker, son iki yılda Diyarbakır'a çok sayıda turist gelmeye başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Diyarbakır'ın kültür varlığını, tarihi mekanlarını keşfettiler. İşletmeler memnun, gelen insanlar memnun. Ama bu huzur ortamından rahatsız olanlar insanların o bölgeye gelip yatırım yapmasını engellemek, esnafın işini büyütmesini engellemek isteyenler aslında barış ortamını zehirlemeye çalışıyorlar. Kobani'de IŞİD zulmetti. Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir husustur. Kobani'de öldürülen Kürt, Diyarbakır'da öldürülen de Kürt. Kendinden olmayana asla tahammül edemiyorlar. Ambulansları yaktılar, kamuya ait binaları, elektrik, telefon tesislerini yağmaladılar."
"ALMANYA'DAN GELEN 5 KİŞİ GÖZALTINDA"
Eker, Diyarbakır'a Almanya'dan gelen 5 kişinin, çocuklara lastik yaktırıp haber yapmaya çalışırken yakalandığın, şu anda gözaltında olduklarını söyledi.
Türkiye'nin en önemli sorununu çözmesinden rahatsız olan içeride bağlantılı uluslararası bir akıl ve plan olduğuna dikkati çeken Eker, "Ortadoğu'daki yüz yıllık sorunların çözümünü istemeyenler içerideki bağlantılarıyla hareket ediyor" dedi.
MEDYA ÜZERİNDEN KARA PROPAGANDA
"ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK"
Çözüm sürecinden vazgeçilmesi durumunda, kaos planına ve aktörlerine teslim olmuş olacaklarını ifade eden Eker, onları bildiklerini söyledi.
Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizden öncekilerden farkımız bu. Geri adım atmıyoruz. 1990'larda terör sorununun çözüleceğini dair bir adım atılmaya çalışıldığında Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi olayını hatırlayınız. Türkiye, Kobani'de, Ortadoğu'da yaşanan savaşla ve sorunlarla ilgili çabalarını sürdürüyor.
Uluslararası alanda yapılması gerekenleri ortaya koyuyor. Bunlardan bir tanesi acil insani çözüm. Kobani'nin yaklaşık 200 bin nüfusu var. 180 bin kişi ülkemize geldi. Ben sınıra gittim. Kendim insanlarla konuştum. İlk gün ve Kurban Bayramı'nda da onlarla birlikte oldum. Kobani'den göç eden kardeşlerimizi ziyaret ettim. Kobani'de sivil insanın kalmadığı yönünde beyanlarda bulundular. En büyük yardım sürecini gerçekleştirdik. IŞİD'i terör örgütü ilan eden Türkiye'dir.
Türkiye bölgenin bütününü sebepleriyle ele almak durumunda. Uçuşa yasak bir bölgenin oluşturulması ile havadan ve karadan müdahale ile sonuç alabilirsiniz. Kapsayıcı ve kalıcı planlarla bu mesele çözülebilir. Yapılacak olan şu: Türkiye'nin elini güçlendirmek. Aksine Kobani'yi unutturacak iş ve eylemler yapılmaya çalışılıyor.PKK ve terör örgütünün eylemleriyle 33 vatandaşımız hayatını kaybetti. Çözüm sürecine zarar vermesine izin vermeyiz. Bizim sözümüz vatandaşımıza. Sürecin yasal altyapısını hazırladığımız günlerde bu olaylar meydan geldi. Geçtiğimiz salı günü Bakanlar Kurulunda alınan kararların hemen akabinde. Çözüm sürecini bitirmeye yönelik planlardır dememin altında bunlar yatmaktadır."
"ŞİDDETE VE TERÖRE KARŞI DURALIM"
Eker, umudunu daima koruduğun belirterek, "Umutlu olmak, barışı savunmak demek ölüme karşı hayatı savunmak demektir. Ben hayatı savunuyorum, yaşamayı savunuyorum. İnançla metanetle onlara karşı durmamız lazım" diye konuştu.
Kobani'de, herhangi bir yerde mazlum varsa onların da haklarının savunulması gerektiğini kaydeden Eker, "Başka Kobani'ler yaratmamalı. Baskıyla, tehditle insanların susturulması nereye kadar gidebilir. STK temsilcileriyle konuştuğumda yüzlerinden bu baskıyı hissediyoruz. Demokratik haklarını kullansınlar mitingler yapsınlar ama vandallık yapmasınlar, yakıp yıkmasınlar. Hepimizin sağduyu çağrısı yapması lazım. Şiddete karşı duralım teröre karşı duralım. Bunu yapabilmeliler. Ambulansı yakıp yıkmaya sessiz kalmamalılar" değerlendirmesinde bulundu.
Eker, Kürtlerin kültürel haklarının geliştirilmesi yolunda adımlar attıklarını da vurgulayarak, seçimde vatandaşa bunu vadettiklerini, vatandaşın da buna oy verdiğini dile getirdi.