İÇ GÜVENLİK REFORMU
İç güvenlik reformunun hazırlandığını hatırlatan Atalay, "Orada yeni unsurlar olacak. Meclis'te kolluk gözetim mekanizması diye yasa tasarımız var. O da bu çerçevede değerlendiriliyor. Bütün boyutlarıyla değerlendirilerek bir reform paketi çıkacak. Vatandaşımızın hayatını kolaylaştıran, bireysel özgürlükleri garanti altına alan çalışmadır. Alman, Fransız modelidir tartışmaları oluyor. Bu konular çok fazla abartılı. Bütün iç mevzuatımızı oluştururken daima AB normlarını gözetiriz. AB müktesebatı bizim bütün düzenlemelerimizde göz önüne alınır. Her konuda AB müktesebatını kendi önümüzde önemli kriterler olarak ele alırız. Ayrıca, Başbakanımız da örnekler verdi. Bazen hukukta boşluklar, zayıf noktalar olabilir. Dinleme ile ilgili çok şikayetin artması, toplumsal endişe kaynağı olması sonucu daha kısa bir süre önce yaptığımız düzenlemeyle, uygulanan kısa sürede Adalet Bakanlığımızın, İçişleri Bakanlığımızın kendi tespitleri önleyici kararlar verilemez oldu. Dolayısıyla bu geri adım değil. 2004'te kendi yaptığımız düzenlemeye dönülüyor. Sulh Ceza hakimleri karar verecek. Burada asla vatandaşın özgürlük alanını kısıtlayan değil ama eğer Bingöl'de olduğu gibi zorluklar yaşıyorsunuz, mahkemeden karar çıkartamıyor, sonra da iki polisi şehit veriyorsunuz, dolayısıyla bunu her devlet düşünecek" dedi.
Atalay, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Molotof kokteyli uzun süredir tartışılıyor. Patlayıcılar var ama molotof kokteyli anılmadığı için kimse ona müdahale etmiyor. Yüzüne maske takmak 'Ben suç işleyeceğim kimliğim bilinmesin' demektir. Yasalar Allah emri de değildir, toplumların ihtiyaçlarına göre adil ihtiyaçlardır, düzenlenebilir. Sıradan vatandaşımızı rahatsız edecek uygulama ve düzenleme söz konusu değildir. Yargı paketinde bir iki husus var, demokraside geri adım diye birileri değerlendiriyor. İnsaflı olmak lazım, herkes dikkatli okusun. Esas onun üzende farklı şeyler var. Yargı mensuplarının maaş artışı gibi hususlar. Onun dışında burada bir şey söz konusu değil. Birileri buna dört elle sarıldı, niye sarıldı? AK Parti'nin en güçlü yönü bugüne kadar daha fazla demokrasi talebi ve insan hakları ve özgürlüklerinin öne alınması. İçeridekiler pompalıyor, dışarıdakiler bunu kullanıyor. Hiç heveslenmesinler AK Parti'nin temel misyonunda bir değişiklik olmayacak ve orada hepsi yanılacaklar. AK Parti yoluna devam ediyor."
"CHP İKTİDARI, YIPRATMA POLİTİKALARIYLA TÜRKİYE'Yİ YIPRATMAYI ÇOK KARIŞTIRIYOR"
Atalay, "Sayın Kılıçdaroğlu, değişik yerlerdeki konuşmalarında şöyle bir benzetme yapıyor '12 Eylül'le bugünleri mukayese ediyor. Ya insan utanır. Bunu mukayese edenlere elin adamı sorar, 12 Eylül'ü hiç bilmiyor herhalde. 12 Eylül'de gözaltı süresi 90 gündü. Ben bir ay gözaltında kaldım o dönem. 12 Eylül'le bugünleri mukayese etmek tutarsızlıktır. Millete tepeden bakma otoriterlik, vatandaşa güvenlik birimlerinin acımasızca şeyleri söylendiğinde Türkiye'de CHP dönemleri akıllara gelir. Bu tür şeyleri söylemeleri, bunlar ayıptır, yanlıştır. Esasen CHP'nin şöyle bir özelliği var, CHP iktidarı eleştirmek, yıpratma politikalarıyla Türkiye'yi yıpratmayı çok karıştırıyor. Bunlar Türkiye'nin marjinal bir partisi gibi davranıyor. Dışarıda Türkiye'yi yıpratma aleyhine hangi olumsuz kampanya varsa hepsine CHP malzeme vermeye çalışıyor. Bu, ana muhalefeti iktidar yapmaz, marjinalleştirir. Burada bizim en önemli gücümüz milli iradeyi, sandığı hakim kılmak. Milli irade ne derse o olsun. Biz, CHP gibi vatandaşı hor gören, tepeden bakan parti olmadık. Onlar CHP'nin tarihinde çok vardır" şeklinde konuştu.
ATALAY, CHP'Yİ SERT DİLLE ELEŞTİRDİ
CHP Sözcüsü Haluk Koç'un açıklamalarını hatırlatan Atalay, "Dün çok seviyesiz ifadeler kullanıyor. Kendisi de farkında seviyesizliğinin, 'bunlar suç değildir' diyor. Çok zevzek ifadeler. Sen kendi partine bak, ana muhalefet ne duruma düştü. Nasıl seçildi genel başkan ona bak. Bizim genel başkanımız bin 388 delegenin oyunu alarak seçildi. Türkiye'nin Meclis'te bu kadar grubu bulunan partinin genel başkanı. O sözleri ben tekrar etmekten hicap duyarım. Türkiye'nin ana muhalefet sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz" ifadelerini kullandı.
"ÇÖZÜM SÜRECİYLE İLGİLİ HİÇBİR ZAAF SÖZ KONUSU DEĞİL"
Dün çözüm süreci toplantısının yapıldığını hatırlatan Atalay, "Oradaki tavrımız aynen şudur; çözüm süreci ile ilgili hükümetimizin kararlılığı, samimiyeti aynı şekilde devam etmektedir. Meclis'ten çözüm sürecinin anayasası olacak yasayı çıkardık. Yol haritası hazırlandı, karşı tarafla örgüt kesimiyle bunlar paylaşılıyor. Dünkü toplantıdan sonra yeni görüşmeler, diyaloglar gündemde. Bu, Türkiye'nin değil sadece bölgenin en önemli huzur ve barış projesidir. Çözüm süreci millete mal olmuştur, şu anda sahibi millettir. Taraflar bu konuda en küçük zaaf gösterirse milleti karşılarında bulurlar. Bu diyalog, görüşmeler sürecek. Dün alınan kararla şu önümüzdeki günlerde akil insanları toplantıya çağırıyoruz. Çözüm süreci hareketliliğini önümüzdeki günlerde sizler de Türkiye'de göreceksiniz. Son gelişmelerin en fazla HDP'ye zarar verdiğini kendileri de görüyorlar. Hiç kimse sokaktan medet ummasın, sandıkta medet umsun. Siyaset demek sandık demek. Hem siyaset yapıp hem sokağa başvuruyorsan sen siyasete inanmıyorsun demektir. Eğer siyaset kurumu bir parti sokağa çağırıyorsa insanları kendisini sorgulasın. Çözüm süreciyle ilgili hiçbir zaaf söz konusu değil. Kararlılıkla önceden belirlenen takvim yürüyor ve yürüyecek. Bundan sonrası için de görüşümüz budur" diye konuştu.
Meclis'e giden bir tasarı ve bir teklif olduğunu anlatan Atalay, yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi. HSYK seçimlerinin çok değerlendirildiğini söyleyen Atalay, "Ben tek kelimeyle yargı kurtuldu' diyorum. Şu anda yargıdan tek beklentimiz adaleti sağlamak. Adalet mekanizmasında güven düşmüştü, onu tekrar yükseltmek lazım. HSYK'nın tekrar özgür ve bağımsız hale gelmesini çok önemsiyorum. HSYK ile ilgili anayasa değişikliğini yapmaktır. İlk fırsatta onun üzerinde çalışılacaktır" dedi.
ÖCALAN'IN KONUMU VE ŞARTLARININ DEĞİŞECEĞİ İDDİALARI
Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Atalay, bir gazetecinin, "Çözüm sürecinin ilerleyen aşamalarında Öcalan'ın konumu ve şartlarının değişeceği tartışmaları var. Böyle bir şey söz konusu mu? Cezaevi değişikliği gündeminizde var mı? Akiller heyetinin İmralı'ya gitmesi söz konusu var mı?" sorusuna Atalay, "Böyle bir şey söz konusu değil. Ben hükümet açıklamadan oradaki yol haritasının unsurlarına değinmek istemiyorum. Hükümetin somut sonuçları görüp değerlendirme yapmamız mümkün. Akil insanlar ve diğer kesimlerle görüşmeler yapılacak" yanıtını verdi.
Yargı paketinin Meclis'ten geçmesi durumunda CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağının hatırlatılması üzerine Atalay, "Zaten ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi'ne götürmediği yasa yok gibi. Çözüm süreci yasasına onlar da destek verdiler. Onu götürmediler, onun dışında pek destek oldukları ve Anayasa Mahkemesi'ne götürmedikleri yasa yok gibi. Bu, ana muhalefetin tabii hakkıdır" diye konuştu.
Kobani sınırında yaşanan gelişmelerle ilgili Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'nin yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Atalay, "Bizim politikamız belli. Oralarda yapılmış açıklamaları çok değerlendirmem söz konusu değil. Bizim güvenli bölge çalışmalarımız var. ABD'den gelen askeri heyetler var. Onların gündeminde belli konular var, bütün bunlar dinamik şekilde çalışılıyor. Bizim uluslararası camiayla IŞİD'le ilgili mücadelemiz sürüyor. IŞİD bir terör örgütüdür. Bu tür kapalı yapılar, İslam'la hiç bağdaşmayan görüntüler en fazla İslam'a zarar veriyorlar. Tek başımıza Türkiye olarak Suriye içinde güvenli bölgeler olmadıkça bizim bir çalışmamız mümkün değildir. IŞİD'le mücadele etmek isteyenler olursa onlara buyurabilirsiniz mesajımız oldu, çok fazla giden olmadı. 60 küsur civarında kaldı" şeklinde konuştu.
Kobani konusunda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Atalay, "Biz insani yardımları daima gönderdik. Barzani ve Kuzey Irak bölgesel yönetiminin oraya şey göndermesinde büyük engel olduğunu düşünmüyorum. Bizimki daima insani yardımla sınırlıdır. O tür talepler olursa ilgili kurumlarla mekanizmalarımız görüşür" dedi.
Yargı paketine ilişkin bir soru üzerine Atalay, "Sadece oradaki hükümler biraz değişti. Bunların hepsi evrensel ilkelerdir. AB mevzuatını alıp bakılırsa bu konularda bunların ne kadar evrensel olduğunu görürsünüz. Hiçbir karar alınamıyorsa orada sizin vatandaşınızın güvenliğini düşünerek düzeltme yapmanız gayet normaldir" ifadelerini kullandı.
"AKİL İNSANLAR HEYETİYLE TEKRAR TOPLANTI YAPILACAK"
Akil insanlar heyetiyle tekrar toplantı yapılacağını anlatan Atalay, "Akil insanlar heyeti çözüm süreci toplumsal zeminde önemli fonksiyon gördü. Büyük fedakarlık yaptılar. Türkiye'nin her kesiminden seçilmiş çok değerli arkadaşlarımız. Hükümetimiz bu ortak aklı tekrar devreye sokarak, çözüm sürecini daha farklı irtibatlarla daha da güçlü yürütme gibi politika yürütecek. Önümüzdeki günlerde hangi kararların alınacağı, somut olarak hangi görevlerin yükleneceğini söyleyemeyeceğim" dedi.
Osmanlı ocaklarının örgütlenmesinin AK Parti'yle bir ilgisinin olup olmadığının sorulması üzerine Atalay, "Değişik illerde değişik toplantılarda bu gündeme geliyor. Son MYK toplantımızda gündeme geldi. Bu örgütle hedefi nedir tanımıyorum. Partimizin o veya başka bu tür kuruluşlarla irtibatı yoktur. AK Parti büyük siyasi partidir. Bütün çalışmaları kendi içindedir. Bu isimle ortaya çıkan, faaliyetlerini bize akseden bu kuruluşla AK Parti'nin hiçbir bağı yoktur. Biz, bütün faaliyetlerimizi AK Parti kimliğiyle yapıyoruz, yapacağız" ifadelerini kullandı.