Eker, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk oldu. AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Bakan Eker'e, eğitim aldığı Ziya Gökalp Lisesi'ndeki kayıt defterinde bulunan fotoğrafı ile öğretmenlerinin fotoğraflarını hediye etti. Ayrıca Bakan Eker'e sürpriz yapılarak, AA İstanbul Bölge Müdürlüğünde konuk edilen ortaokuldaki Türkçe öğretmeni Nurhan Kaftan Kılıççı ile video konferansla bağlantı kuruldu.
Kılıççı, Bakan Eker'i görmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Eker'in çok başarılı bir öğrenci olduğunu, kaleminin de güçlü olduğunu ifade eden Kılıççı, "Başarılı olacağı o yıllarda belliydi. Okuma tutkusu, azmi onu başarılı kıldı. Onunla gurur duyuyorum" dedi.
Bakan Eker de Kılıççı'nın müşfik, hanımefendi ve iyi bir eğitici olduğunu ifade ederek, Öğretmenler Günü'nü kutladı.
Çözüm süreci
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Eker, hükümet olarak hep pozitif davrandıklarını, konuyla ilgili sorunu tanımlayan ve gerekli reform adımlarını atanın AK Parti iktidarları olduğunu söyledi. Eker, Türkiye'nin bu kadar tarihi ve kanlı bir meseleyi çözüme kavuşturma çabasının bazı kesimleri tedirgin ettiğini belirtti.
Sorunun sadece Türkiye değil, Suriye, Irak, İran dahil olmak üzere bütün Ortadoğu'yu ilgilendirdiğini vurgulayan Eker, Türkiye, İran, Irak ve Suriye etrafında şekillenen meselelerin çoğunun bundan kaynaklandığını söyledi. Eker, "Dolayısıyla bu mesele ne zaman çözülürse o zaman Ortadoğu'daki barışın, sükunetin sağlanması kolay olur" diye konuştu.
Ortadoğu üzerinde tarihi, stratejik hesabı olanların da bu işte parmağı olduğunu ifade eden Eker, terör örgütünün içindeki bazı unsurların birtakım bağlantıları bulunduğunu kaydetti. Eker, sürecin provoke edilmesi, sözlerin tutulmamasının altında hep bu duygunun olduğunu belirtti. Bunun işi zor kıldığını ifade eden Eker, şunları kaydetti:
"Barış inşa etmek her zaman savaşmaktan daha zordur. Barış inşa etmek çok daha gerçekten ciddi bir efor, sabır, metanet, soğukkanlılık gerektiriyor. Biz olup bitenin hepsini hem izliyoruz hem Türkiye'de yeni sorunlar üretilmesin diye gayret ediyoruz. Bunların komplikasyonları oluyor. Bir yandan bunları yönetmeye çalışırken, bir yandan da esas gayemiz olan çözüm sürecinin kalıcı bir barışa dönüşmesini hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl bundan bir hafta önce Diyarbakır'daydı. Barzani ve Şivan Perver vardı. Orada, 'Bugün Diyarbakır'da yakılan barış meşalesi sadece Diyarbakır'a, Güneydoğu'ya değil, aslında buradan tüm Ortadoğu'ya yayılacak, aydınlatacak' dedi. Bu işin hem tarihsel kapsama alanı itibarıyla hem derinliği itibarıyla hem de ondan sonra birtakım hadiselerin vuku bulmasına da açıklık gerektiren bir mesajdı. Ondan sonra birtakım şeyler harekete geçirildi. 17 Aralık da aslında bununla ilişkilidir. Olup biten birçok şeyin çözüm süreci ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Biz bütün bunlara rağmen, bütün provokasyonlara, sabotajlara, girişimlere, içeriden dışarıdan uluslararası güçlere taşeronluk yapan teşebbüslere rağmen bu süreci başarıya ulaştırmamız tarihsel öneme sahip, yaşamsal öneme sahip."
Çözüm sürecinin bölgedeki insanların, medeniyet havzasının tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu belirten Eker, şöyle konuştu:
"O nedenle dikkatle, metanetle, sabırla, kararlılıkla, inatla, inançla sürdürmemiz gerekiyor. Hükümetin, devletin sergilediği tutumun, serinkanlılığın, barış özleminin, barış inşa etme sürecinin yanlış anlamalara yol açtığı da görüldü. Ya birileri şımarıklıkla bunu yanlış yorumladı, birtakım huzursuzluklar çıkarmaya, eylemler yapmaya başladı veya kamu düzeni bundan zarar gördü. Hem kamu düzeninin hem çözüm sürecinin birlikte hassasiyetle, birbirine feda edilmeyecek şekilde özenle, titizlikle korunması gerekiyor. Şu anda geldiğimiz nokta budur. Hem kamu düzeninin sağlanması hem de çözüm süreci ile ilgili gerekli adımları attık. Birkaç ay önce yasa çıktı. Bunun içeriğinin ikincil, üçüncül regülasyonlara dönüştürülüp uygulama sahası bulması gerekiyor ve şu anda devam ediyor."