Rusya'nın Suriye'de muhalefet ve rejimle temasları konusuna değinen Çavuşoğlu, "Moskova'nın muhalefeti bir araya getirmesi, toplantı yapması önemli, biz bunu önemsiyoruz. Kendileriyle ve muhalefetle de görüşme halindeyiz. Bu anlamda çaba sarf eden her ülkenin girişimlerine destek oluruz. İran da yapsa, Rusya da yapsa, Batı ülkeleri de yapsa destek oluruz" dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 1 Aralık'taki Türkiye ziyareti sırasında konunun ayrıntılı bir biçimde ale alındığını anımsatan Çavuşoğlu, Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) 114 ülke tarafından desteklendiğini ve meşru kabul edildiğini söyledi. Esed'in yerini alacak muhalefetin güçlü ve birlik içinde olması gerektiğini ve buna katkıda bulunan her çabayı Türkiye'nin de destekleyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Putin'in illa Esed kalsın demediğini, ancak sonrasında ne olacağına dair endişe duyduğunu gördük. Biz de detaylı olarak anlattık, herkesi kapsayan bir yönetim olsun, neticede Suriye halkına güvenildiği zaman ve herkesi kapsayan bir yönetim olduğu zaman işler yoluna girebilir. DEAŞ'la mücadelede birlikte çalışalım önerisini cumhurbaşkanımız açıkça yaptı."
- IŞİD'le mücadele
Çavuşoğlu, DEAŞ'la mücadelede herkesin samimi olduğuna inandığını söyleyerek, "DEAŞ'ın, sadece Suriye ve Irak için değil, herkes için tehdit olduğunu tüm dünya anladı. DEAŞ'la mücadelede Körfez ülkeleri de, Türkiye de, Rusya da, İran da samimi" dedi.
DEAŞ'la mücadelede herkesin farklı kaygıları olabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, "Kimisi rejime karşı tehdit olarak görebilir, kimisi mezhepçi bakabilir, ama Batı da DEAŞ'ın ne kadar tehdit olduğunu görüyor" değerlendirmesinde bulundu. Yabancı savaşçılar konusunun önemli olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Suriye'de kaos devam ettikçe ülkede radikalleşmenin her zaman olacağını, radikal unsurların güçleneceğini ve bunun sadece bir din olgusu olmadığını vurguladı. Ukrayna'daki gelişmelerden örnek veren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Ukrayna'ya bakınca bugün doğusunda 35 bin yabancı savaşçı var. Çatışma varsa başka bölgelerdeki çatışmalara da bakıyoruz. Yabancı savaşçılar hangi dinden olursa olsun, hemen oraya gidiyor çatışmaya başlıyor. DEAŞ'ın içinde de Müslüman olmayan unsurlar var. Yabancı savaşçılar da o ülkeleri tehdit ediyor. Döndükten sonra ne olacak, endişe bu."
DEAŞ'ın kendisini bir İslam devleti olarak kabul ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz, bunlar insan bile olmaz diyoruz. Bunlar, İslam'ı temsil edemez, devlet de değildir diyoruz. DEAŞ'la mücadelede bir samimiyet, arzu var ama problem, kararlılık ve kapsamlı strateji yok. Bir terör örgütü istemiyorsunuz fakat nasıl mücadele edelim, kim mücadele edecek, hava saldırıları DEAŞ'ı durdurabilir mi, 'hayır'. Kara operasyonu lazım mı, bazıları 'evet' diyor, bazıları 'evet ama biz yapmayız' diyor, bazıları 'gerek yok' diyor. Biz de başından beri nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair düşüncelerimizi paylaşıyoruz. Kararlılık ve kapsamlı strateji yok, o nedenle de hala gücünü koruyor."
- Paralel yapıyla mücadele
Paralel yapıyla mücadele konusunda ise Çavuşoğlu, "Paralel yapı, Ermeni meselesinde bile Türkiye'nin aleyhine çalışıyor. 2015 olayları, diğer olaylar... Türkiye'nin aleyhine ne kadar unsur varsa onlarla işbirliğine giriyorlar" dedi.
Paralel yapının, bulunduğu her yerde Türkiye'yi karalamak, küçük düşürmek ve Türkiye'ye zarar vermek için tüm imkanlarını seferber ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bu kişiler 'biz Türküz' diyor ama bu ülkeyi zayıflatmak için her türlü şeyi yapıyor. TUSKON ve diğerleri, Afrika'ya gidiyorlar, Türkiye aleyhinde propaganda yapıyorlar, Avrupa'da Türkiye karşıtı makale yazdırma gayreti içindeler. ABD'de Türkiye aleyhinde karar aldırmak için yoğun çaba sarf ediyorlar. İşte 'Türkiye terörü destekliyor'... O gün işte ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'ne sordukları soruya bakın. Arzularını aslında soruyorlar ama cevabını aldılar, gönüllerinden geçen bu."
Paralel yapının her yerde çalıştığını ve çok para harcadıklarını söyleyen Çavuşoğlu, "Bunları biliyoruz, her yerde çalışmalar yapıyorlar. Senatolar, Kongre üyeleri, belediye başkanları, yerel yöneticiler....Çok para harcıyorlar, yani o paralar nereden geliyor bilmiyorum. Artık onun değerlendirmesi size ait ama bu kadar parayı nasıl harcadıklarını görüyoruz" dedi. Paralel yapının Ermeni meselesinde bile Türkiye aleyhinde çalıştıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye aleyhine ne kadar unsur varsa onlarla işbirliği yapıldığını kaydetti. Çavuşoğlu, Türk halkının, bugüne kadar yapılanların hangi amaçla niçin yapıldığını da artık gördüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Biz de gelenlere anlatıyoruz, tüyleri diken diken oluyor. Özellikle kendi ülkelerinde bu yapının olduğunu bilen ya da kendi ülkelerinde bu yapıyı görenler, bize 'neden böyle oldu' diye soruyorlar. Bunları anlatınca tüyleri diken diken oluyor, 'bizim de tedbir almamız lazım o zaman' diyorlar. Bu işe bakış farklıydı. Sanki Türkiye'de bir çekişme, yolsuzluk operasyonuyla ilgili bir şey olduğunu .... ama yavaş yavaş olayın sıcaklığından sonra merak etmeye başladılar: Bu kimdir, ne yapmaya çalışıyor, ne oluyor, eskiden birlik içindeydi bu grup AK Parti ile şimdi ne oldu? Normal insanlar bunu soruyor ve cevap bulmaya çalışıyor. Bunların foyası artık ortaya çıktı, biz de çalışmalarımızı yapıyoruz, biz de gerekli çalışmaları yapıyoruz. Ülkemizin menfaatini korumamız lazım, ülkemize zarar vermeye çalışan tüm unsurları, ister Ermeni diasporası olsun, ister başka unsurlar olsun, isterse paralel yapı olsun, biz bu ülkenin menfaatlerini korumak zorundayız."