Milletvekili aday adaylığıyla ilgili başvuru sürecin tamamlandığını anlatan Şahin, partilerine 6 bin 200'ü aşan başvurunun yapıldığını bildirdi. Geçen seçim bu sayının 5 bin 700 civarında olduğuna işaret eden Şahin, sayının artmasından büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
AK Parti'nin 7 Mart'ta startı vereceğini belirten Şahin, "Sandık görevlilerimizin, 7 Mart'ta 'Sandığa sahip çık' adı altında 81 vilayetimizde bir araya gelmesiyle, seçimlerle ilgili en önemli çalışmalarımızdan birini, ilk adımı gerçekleştirmiş olacağız" diye konuştu.
Bu seçimlerde vatandaşın 173 bin 388 sandıkta oy kullanacağına dikkati çeken Şahin, "Bizim her sandık için 9 görevli tespitimiz var, 3 ana kademe, 3 gençlik kolları, 3 kadın kolları. Bunların, sandıkla çarpımı sonucu ortaya çıkan tablo 1 milyon 740 bin 500 kişilik bir görevli kadrosu, 7 Mart'ta illerimizde bir araya gelerek seçim startını vermiş olacaklar. Bu, başka bir siyasi partinin başarabileceği bir nokta değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin siyaset ve hukuk alanında dinamik bir ülke olduğunu belirten Şahin, bu iki alandaki gelişmelerin, özellikle seçime doğru giderken partililerin sorumluluğunu da artırdığını bildirdi. Şahin, siyasi ve hukuki işler başkanlarının görevlerini de anlattı.
"DOĞRUSU, HEYBEYİMİZ DOLU"
Şahin, "Seçime giderken halkımıza AK Parti olarak ne söyleyeceğiz? Doğrusu, heybemiz dolu. Çünkü iktidar partisiyiz, 13 yıldır halkımızın beğenisini kazanan ve her girdiği seçimde oylarımızın artmasına vesile olan hizmetleri ortaya koyduk" ifadelerini kullandı.
Ancak geçmişte yaptıklarıyla övünen ve bunu kafi gören bir anlayışa sahip olmadıklarını vurgulayan Şahin, zaman zaman yaptıkları hizmetleri halkla paylaşacaklarını ancak seçimlere giderken yeni projeler de sunacaklarını bildirdi. Şahin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu kapsamda son üç ayda, üç önemli projeyi kamuoyuyla paylaştığını anımsattı.
Seçim beyannamelerinin hazırlandığını da kaydeden Şahin, "Turbun büyüğü heybede. Miletimiz bizi tekrar 7 Haziran'da iktidara getirirse o zaman neler yapacağımızı, seçim beyannamemizle halkımızla paylaşacağız. Onun hazırlıkları da büyük ciddiyetle devam ediyor" dedi.
"SUÇLARINI ÖRTMEK İÇİN, ATATÜRK'Ü İSTİSMAR ETMEK İÇİN..."
Şahin, yeni anayasa için uzlaşma komisyonunun 25 ay çalışmasına karşın muhalefet partilerinin tutumu nedeniyle yeni bir metnin ortaya konulamadığını söyledi.
AK Parti iktidarının, Anayasa'da yaptığı değişiklikle 1980 darbesini gerçekleştirenlerin yargılanmasının önünü açtığını belirten Şahin, "Onların yargılanmalarından ziyadehazırlamış oldukları darbe anayasasını ortadan kaldırarak sivil anayasayı ortaya koymak, darbecilerle mücadelede daha etkin bir yoldur" görüşünü bildirdi.
Şahin, bazı siyasi partilerin "Anayasa'nın ilk üç maddesine asla dokundurtmayız" dediklerini ifade ederek, "İlk üç madde, devletin şekli nedir, Cumhuriyet'in ilkeleri nedir, bayrağımız, marşımız, ana dilimiz, bunları ifade eder. Bunlarla ilgili zaten kimsenin alıp vereceği yok" diye konuştu.
Anayasa'nın "Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içerisinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir" şeklideki ikinci maddesini okuyan Şahin, bunun ideolojik bir yaklaşım olduğunu kaydetti.
Kendilerinin madde için "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı değil dayalı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir" şeklinde bir önerilerinin bulunduğunu anlatan Şahin, "Diğerleri lafügüzaftır" ifadesini kullandı.
Şahin, 1921, 1924 ve 1961 anayasalarının "Atatürk milliyetçiliğinden" bahsetmediğini, "Atatürk ilke ve inkılapları" ifadesinin bulunmadığını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:
"Atatürk, niye koymadı Anayasa'ya 'Atatürk milliyetçiliği' ifadesini, 'Atatürk inkılapları' kelimesini niye koymadı? Çünkü ideolojik anayasalar olmaz, olmamalıdır. Ama onların koymadığını 80 darbesini yapanlar koydular. İşledikleri suça Atatürk'ü de ortak etmek için, işlemiş oldukları cinayeti Atatürk ismiyle örtmek için koydular. 80 darbesini hazırlayanlar, bu ifadeyi bilerek koydular, suçlarını örtmek için, Atatürk'ü istismar etmek için."
Şahin, darbecilerin hazırladığı anayasanın özüne sahip çıkan partiler nedeniyle sivil anayasayı milletin önüne koyamadıklarını ancak yeni anayasa çalışmasından asla vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
"İSTİKRAR LİDERE VE PARTİLERE BAĞLI OLMAMALI"
Yeni anayasanın içinde mutlaka başkanlık sistemini barındırması gerektiğini ifade eden Şahin, "2007 anayasa referandumunda halkımız, 'Bundan sonra cumhurbaşkanını ben seçeceğim' demiş yüzde 68 oyla. Bu aslında Türkiye'de başkanlık sisteminin önünü açan bir referandumdur" değerlendirmesinde bulundu.
Şahin, "Şimdi diyorlar ki halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydan meydan ne dolaşıyor? Meydanlardan çıkıp gelmiş bir Cumhurbaşkanı meydan meydan dolaşır. O meydanlardan geldi, halkın içinden geldi, halkın oyuyla geldi" görüşünü paylaştı.
Türkiye'de demokratik istikrar için başkanlık sistemine geçilmesinin önemini vurgulayan Şahin, Türkiye'de 13 yıldır istikrar bulunduğunu ancak bir ülkede bunun liderlere ve partilere bağlı olmaması gerektiğini söyledi. Şahin, istikrarın bir sistem haline getirilmesinin önemine işaret etti.
"GÖRÜNÜŞÜNE SAYGI DUYUYORUM ANCAK..."
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "başkanlık sistemine sıcak bakışını ifade ettikten sonra Türkiye'ye özgü bir başkanlık sistemi olmaması görüşünü paylaştığını ve Amerikan modelinin uygun olabileceğini ifade ettiğini" belirten Şahin, şu görüşlerini bildirdi:
"Görüşüne saygı duyuyorum ancak Amerikan modeli başkanlık sistemini Türkiye'de tam haliyle uygulamanız mümkün değil. Çünkü orada bir de senato var, eyalet sistemi var. Üstelik orada şu anda Amerikan tipi başkanlık sistemi özellikle doktrinde çokça tartışılıyor çünkü başkanlık ve parlamento seçimleri farklı zamanda yapılıyor. Dolayısıyla parlamento başkanın partisinden olmayabiliyor veya başkanın partisinin çoğunlukta olmadığı bir yapı ortaya çıkabiliyor. Hatta bütçe sorunu yaşadılar, bütçesi çıkmadı, ödemeler askıda kaldı. Dolayısıyla tamamen o modeli benimserseniz, yani onların şikayetçi olduğu, uygulamada karşılarına çıkan sorunları çözmeyi amaçlayan bir model çalışması içinde olmazsınız siz de aynı sorunları yaşarsınız."
Başarılı örnekleri inceleyeceklerini kaydeden Şahin, "Onlardan da sonuçlar çıkarmak suretiyle, Türkiyemiz için üniter yapıyı da muhafaza etmek koşuluyla, çünkü Amerika'da eyalet sistemi var, biz eyalet sistemine göre yönetilen bir ülke değiliz, buna da dikkat etmek suretiyle bir başkanlık sistemi çalışmasını gerçekleştirmek ve Türkiye'de uygulanabilecek bir sistemi ortaya koymak durumundayız" dedi.
Şahin, 7 Haziran seçimlerine giderken seçim beyannamelerindeki en önemli başlıklardan birinin "içinde başkanlık sisteminin de bulunacağı yeni anayasa" olacağını bildirdi.
"BELKİ İKNA OLURUZ, ÇIKIN İZAH EDİN"
Meclis'teki İç Güvenlik Paketi görüşmelerine değinen Şahin, "Daha bu kanun tasarısının görüşmelerine dün gece geçebildik. Bu geçme de normal usullere uymayan bir geçme, yani muhalefet partileri kürsüde düşüncelerini paylaşmamıştır. Halbuki çıkarsın izah edersin kardeşim. Diyelim ki size göre bu kanun tasarısı içinde Anayasa'ya aykırı hükümler var, gelirsin söylersin" ifadelerini kullandı.
İktidar partisinin Parlamento'nun çalışmasını, muhalefetin ise iş yaptırmamayı istediğini anlatan Şahin, "Gerginlik, kavga bizim işimiz değil. Biz bunlardan medet ummayız" dedi. Meclis'i ancak 7 Nisan'a kadar çalıştırabileceklerini belirten Şahin, "Çünkü 7 Nisan'da milletvekili aday listeleri YSK'ya verildikten sonra Parlamento'yu çalıştırmak pek mümkün olmaz. Dolayısıyla biz zamana karşı yarışıyoruz" diye konuştu.
Muhalefetin gerginlik, zaman zaman da kavga çıkararak, bu yasanın Meclis'ten geçmesini istemediğini ifade eden Şahin, "Meclis tarihimizde ilk defa söz almak için Başkanlık Divanı'nın önünde kuyruk oluşmuş. CHP'nin iktidar döneminde milleti yağ kuyruklarına, benzin kuyruklarına dizdiğini görmüştük ama milletvekillerini söz alma kuyruğuna dizdiğine de ilk defa şahit olduk. CHP'nin genlerinde var bu" değerlendirmesinde bulundu.
Bu gerginliğin topluma da yansıdığını kaydeden Şahin, "Herkes, özellikle muhalefet partileri, bu gerginlikleri bir tarafa bırakarak söyleyecekleri şeyler varsa söylesinler, Meclis kürsüsünde söylesinler. Belki ikna oluruz, iktidar partisi belki ikna olur, çıkın izah edin. Anayasa Mahkemesine gidersiniz, yollar tükenmiş değil ki" ifadelerini kullandı.