İşler, Avrupa Parlementosu'nun Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin verdiği kararı da değerlendirirken, "Tabi öncelikle tarihi tarihçiler yazar. Parlamentoların bu tür kararlar almasının hukuki bir anlamı, tarihi bir anlamı bulunmamaktadır. 1915 olaylarının 100 yılı zaten Ermeni diasporası bütün dünyada örgütlü bir şekilde belli ülkelerin desteğini alarak faaliyet yürütmekte ve olmayan bir durumu sözde soykırımı varmış gibi bütün dünyaya kabul ettirmeye, bir oldu bittiye getirme gayreti ve çabası içerisinde. Biz son derece açığız. Çünkü bizim kültürümüzde, geleneğimizde, tarihimizde soykırım yoktur. Bilakis hoşgörü, merhamet, sevgi, insanları kucaklama vardır. Bizim tarihimizde sömürgecilik yoktur, hizmet vardır. Dolayısiyle bu çok açık ve net bir şekilde görülmekte. Soykırım Avrupa tarihiyle de özdeşleşmiştir" dedi.
Engizisyonların malum olduğunu, soykırımdan kaçanlara Osmanlı Devleti'nin kapılarını açtığını da kaydeden İşler, şunları söyledi:
"Dolayısıyla bunu batılılar da biliyor, Ermeniler de biliyor. Biz Ermenilerle yüzyıllarca beraber yaşadık. Onlar askere gitmediler, bizim insanlarımız gitti. Onların hepsi zanaatkar oldular, zengin oldular. Fakat ne varki Osmanlının son dönemlerinde bir takım batılı güçlerin de tahrikleriyle çeteler oluşturdular ve bizim coğrafyamızda katliamlara başladılar. Eğer gerçekten bir soykırım varsa, bu soykırımı yapan da Ermenilerdir. O bölgede yaşayan Türkler'e müslümanlara, kürtlere, araplara herkese yapmışlardır. Ve bizim arşivlerimizde yayınladığımız belgelerde şunu görüyoruz ki 500 binin üzerinde müslümanın katledildiği ve resmen bir soykırım yapıldığı gerçeği ortada bulunmakta. Dolayısıyla bu gerçekler ortadayken ve Ermeniler'in ilk iddiası 20 bin Ermeni katledildiği şeklinde idi. Bu sayı 600 binlere, daha sonra 1.5 milyonlara kadar çıktı. Dolayısıyla o zaman Osmanlı Devleti yıkılmadan önce bu konunun araştırılmasını, uluslararası toplumlardan istedi. O zaman uluslararası toplum bu konuyu araştırmaya yanaşmadı. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim arşivlerin açılarak bu konunun araştırılması yönündeki talebimiz, bizim ne kadar kendimize güvendiğimizin göstergesidir."
