Türkiye'ye sürgün gelen liderler deyince ilk akla gelen kuşkusuz Sovyet Devrimi'nin kahramanlarından, Kızıl Ordu'nun kurucusu ve komutanı olan Lev Troçki'dir. Stalin'le girdiği mücadele sonrası 1929'da zorla Türkiye'ye sürgün edildi. Troçki, Türkiye'ye gelmeden Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı bir dilekçede silah zoruyla geldiğini söylemişti. Troçki, Büyükada'da geniş güvenlik önlemleri altında 4,5 yıl kaldı. Hem Stalin'in ajanlarının hem de devrimden kaçan ve İstanbul'a gelen "Beyaz Ruslar" denen ve sayıları 150 bine ulaşan yurttaşlarının suikast ihtimaline karşı olabildiğince gözden uzak tutuldu. İran İslam Devrimi'nin lideri Humeyni de Şah tarafından sürgün edilerek, 4 Kasım 1964'te Türkiye gönderildi. Ankara sonrası gözlerden uzak olması ve güvenlik nedeniyle Bursa'ya götürülen Humeyni, burada İstihbaratçı Yarbay Ali Çetiner'in evinde, Çetiner ve eşiyle birlikte 13 ay kaldı. Troçki'nin Büyükada'da kaldığı Arap İzzet Paşa Köşkü, koruma altına alındı ve müze yapılması tasarlanıyor. Humeyni'nin Bursa'da kaldığı ev de İran tarafından satın alınmak isteniyor. Protestan Macarların lideri olarak Avusturya İmparatorluğu'na karşı isyan eden ve Osmanlıdan destek alan Orta Macaristan Kralı ilan edilen Tököli İmre de giriştiği mücadeleyi kaybedip Osmanlıya sığınmıştı. 1705'teki ölümüne kadar yaklaşık 6 yıl İzmit'te kaldı ve oraya gömüldü. Bizim daha çok Demirbaş Şarl dediğimiz, İsveç Kralı 12. Karl'ın yolu da Türk topraklarına düşmüştü. İşgal ettiği Rusya'da 1709'da yenilince Osmanlıya sığındı. Önce Bender'de tutuldu, sonra Dimetoka'ya getirildi. Osmanlıya sığınması Rusya ile aramızda epey bir sorun oldu ve güvenlik nedeniyle geri gitmem diye tutturdu. Bu uzun zorunlu misafirlik 5 yıl sürdü. 1848 Devrimleri olarak tarihe geçen, Macaristan, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya, Romanya'da ortaya çıkan isyan ve özgürlük hareketi başarısızlığa uğrayınca başta Macaristan ve Almanya'dan olmak üzere çok sayıda kişi Osmanlıya sığındı. Bunların başında Macar Devrimi'nin lideri olan Lajos Kossuth, Osmanlıya sığınmış ve iki yıl Kütahya'da kalmıştır. Bu sürede Türkçe gramar kitabı yazacak kadar Türkçe öğrenmişti. Kütahya'da kaldığı ev müze haline getirilmiştir...
TAYFUN ER