II. ELİZABETH SUSKUN
Mesajda kendilerinin İngiltere'nin en donanımlı asker birliği olan SAS (Özel Hava Taburu) üyesi olduğunu söyleyen askerler, kendi bulundukları bölgenin vurulmamasını istedi. Askerlerin doğru bilgi verdiği, hem İngiliz hem ABD ordusunda bulunan gelişmiş yazılıma sahip, özel UAV kamera sistemleri ile tespit edilirken ABD uçakları söylendiği gibi bu bölgeyi vurmadı. Ancak bu olay basına yansıyınca ortalık karıştı. 120 İngiliz özel harekatçının DAEŞ safında ne aradığı merak konusu oldu. İngiliz ordusundan yapılan açıklamalarda "Askerlerimiz DAEŞ safında çatışmıyor, DAEŞ'e karşı savaşıyor" açıklaması gelirken, 120 İngiliz askerinin DAEŞ kıyafetleri içinde olması ise bu söylemi çöpe attı. Ardından Kraliçe'nin basını devreye girdi. The Sun, Mirror, gibi medya organları, 120 askerin, ajan olarak DAEŞ içine katıldığını ve önemli istihbari bilgiler topladıklarını öne sürdü. Ancak ajanlık yaptığı öne sürülen 120 tam donanımlı askerin neden aynı noktada ve bir arada bulunduğu sorusu da bu açıklamayı adeta yalanladı. Ordudan ve hükümetten üst düzey yetkililerin yalanladığı iddialar karşısında Kraliçe ve David Cameron'dan ise bir yanıt gelmedi. Bu arada DAEŞ içindeki İngiliz asker sayısının 120 ile kalmadığı ve yaklaşık 800 kişilik özel harekatçının birçok noktada terör örgütü safında savaştığı öne sürüldü.
İNGİLİZ OYUNU
Edward Snowden, DAEŞ'in arkasında ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratının bulunduğunu söyledi.
Her ay İngiltere'den yaklaşık 200 kişi DAEŞ'e gidiyor. Örgüt içindeki İngilizler'in sayısı 7 bini geçti.
Üç İngiliz kızı Suriye'ye götüren kişinin El Reşit isimli Kanada ve İngiltere ajanı olduğu ortaya çıktı.
Kafa kesme videolarındaki cellat olarak tanınan ve DAEŞ'in en ünlü ismi olan Cihatçı John'un eski bir İngiliz ajanı olduğu anlaşıldı.