Dünyada dengeler değişti... Batı'nın planladığı ve hayata geçirdiği tüm sistemlerin sonu geldi. Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni, son aylarda yaşanan gelişmeleri TAKVİM'e değerlendirdi. Batı'nın Müslüman-Türk düşmanlığının altında, yüzyıllardır devam eden ekonomik güç-iktidarını kaybetmesi olduğunu söyledi. İşte Köni'nin açıklamaları..
Avrupa'da son zamanlarda çok ciddi Türkiye karşıtlığı var. Almanya'dan sonra Hollanda iki Türk bakanın ülkeye girişini engelledi. Bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu dönem, Avrupa'nın kritik dönemi. 2000'lerin başından beri Amerika'nın İsrail'i kurtarmak için Orta Doğu'da izlediği rejim değişikliği ve savaşlar gerçekleşti. Peşinden gelen Arap Baharı, ben ona Arap Karlı Baharı diyorum ummadıkları tarzda Batı'yı vurdu.
Nasıl vurdu?
Önce Müslüman göçleri olarak, sonra da terörizm olarak vurdu. Batı'ya giden kitleler Avrupa'daki pastadan pay almak isteyen aç ve çıplak kitleler. Bu sırada Avrupa, Afrika'daki sömürgelerini kaybetti. Orta Doğu'ya savaş nedeniyle de yatırım yapamadı. Asya'da 4 trilyon dolarlık Çin ekonomisi ortaya çıkınca Avrupa büyük krize girdi.
Avrupa'nın durumu iyi değil mi?
Avrupa ekonomik olarak çöktü. Özellikle Latinler'in, durumu çok kötü. Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz ekonomileri iflasın eşiğinde. Yunanistan zaten iflas etmiş durumda. Merkel göçmenlerden dolayı seçimi kaybetme riskiyle karşı karşıya. Belki de Merkel, Ekim'de gidecek. Avrupa'da yabancı düşmanlığı özellikle Müslüman Türk düşmanlığı başladı.
Hollanda'da ne oldu?
Hollanda'da en büyük azınlık Sürünamılılar (eski sömürgesi)... İkinci azınlık 400 bin nüfusu ile Türkler. Dün Hollanda'da seçim vardı. Avrupa'da önümüzdeki aylarda Fransa, Hollanda, İtalya, Yunanistan, Macaristan ve Polonya'da seçimler yapılacak. Bu ülkelerde popülist, rejimden şikayetçi olan ve kültürel olarak da Türk-İslam ve göçmen düşmanlığı ile birleştiren milliyetçi akımlar ortaya çıktı. Bu gelişmeler milliyetçi, ırkçı siyasi partilerin yükselmesine neden oluyor. Bir de İngiltere'nin birlikten çıkması ile Avrupa Birliği dağılma sürecine girdi.
Tam da bu süreçte Türkiye'de referandum var.
Türkiye'deki seçim çok önemli. Bu nedenle Türk siyasetçiler orada yaşayan vatandaşlara hitap etmek, oylarını almak istiyor. Bu durum karşısında büyük bir reaksiyon oldu.
Sorun nedir?
Orada Müslüman Türk olan grubun, 50 bin kişi ile gösteri yapması mevcut iktidarı zora sokabilir. Müslüman ve Türk karşıtı Özgürlük Partisi de (PVV) gittikçe büyüyor. Bu parti 'Türkler defolup gitsin, ikili vatandaşlık olmasın' diyor. Öte yandan Türkiye seçimleri hayati derecede önemli ve orada seçim çalışması yapmak istiyor.
Bu anlamda ilk Türkiye karşıtlığı Almanya'da başladı. Hollanda'nın bununla bağlantısı var mıdır?
Hollanda, Almanya'nın arka bahçesidir. Çünkü bugün Avrupa Birliği'ni ayakta tutan, yönlendiren Almanya'dır. Avrupa'da yaşayan 5 milyon 600 bin Türk'ün yüzde 48'i Almanya'da yaşamaktadır. Almanya AB'ye ekonomik yardımı kestiğinde bütün bu yapı sarsılır. Hollanda da bundan ciddi olarak etkilenir. Diğer bir konu da Hollanda, Danimarka, İsveç ve Norveç Germanik halklardır.
Yani Almanya Avrupa'nın büyük kesiminin patronu gibi mi?
Tabi ki AB'nin patronu. Hollanda'daki olay, Hollanda sağ seçmenine yönelik bir gösteri idi. Yapıldı ve bitti. Böylesi bir olayın Hollanda'da bir daha olacağını zannetmiyorum. Sağ seçmene "Bakın biz de Müslüman Türkler'e karşıyız" demek istediler. Bu oyunu oynadılar.
Ama öte yandan Fransa'da merkez sağın Cumhurbaşkanı adayı olan François Fillon 'Türk siyasetçilerin konuşmasına izin verilmeliydi' dedi.
Bu açıklama Avrupa Birliği içindeki birliği bozdu. Hem ekonomik, hem de göç ve Müslüman karşıtlığının getirdiği korkunç bir reaksiyon gelişti. Bu durum aynı şekilde Trump'ta da var. Trump, bundan sonra ABD'ye İslam nüfusu gelmesin diyor.
Peki kimler gelsin?
Eisenhower döneminde Amerika'da İslam nüfusu yoktu. 1960'larda böyle idi. Trump da böyle bir Amerika'ya dönmek istiyor. Babaları böyle yapınca yavrular da bunu yapmaya çalışıyor.
Sizin "Kaos, Batı'nın Çöküşü" isimli kitabınız var. Son günlerdeki gelişmelere bakarak Batı çöküyor mu?
Her İmparatorluk büyür, genişler ve çöker. Bugünkü dünya düzeni 1945'te Amerika'nın kurduğu dünya düzenidir. IMF, Dünya Bankası, NATO, BM... Bunlar ABD'nin kurumları. Ama şimdi 4 milyarlık nüfusu ile Asya ortaya çıkıyor. Asya'da yeni güçler ortaya çıktı. Rusya, Çin, Hindistan. İşte savaş bu nedenle başlıyor. Trump da Çin'e karşı olduğunu açıklıyor. Bu gelişmeler ışığında Batı çöküyor. Yüzyıllardır süren güç iktidarı bitiyor.
Neden?
Çünkü Çin bankalar açıyor, Batı'dan limanlar satın alıyor. Yeni bir İpek Yolu yapıyor. Ticaretini genişletiyor. Yani Doğu zenginleşmeye başlıyor. Öte yandan da Amerikan halkı ve refah içinde yaşamaya alışan Avrupa gittikçe fakirleşiyor. Trump'ın seçilmesinin nedeni de bu gerekçelerdir.
Bu bir ekonomik savaş mıdır?
Ekonomik savaş tabi ki. Batı, Asyayı, Afrika'yı kaybetti sömürge yapamıyor. Etrafta sömürülecek kimse kalmadı.
Hani özgürlük, demokrasi nerede?
Bunlar Batı refah içinde olursa bunlar geçerli. Refah yoksa bunların hiçbiri yok.
1.5 asra yakındır ticari üstünlük Batı'da idi. Son yıllarda denge Doğu'ya geçti. Kırılma noktası bu mu?
Batı bir taraftan insan haklarını ileri sürerken savaşlar yaptı. Milyonları katletti. 2008'de ABD bu savaşlar yüzünden iflas etti. Afganistan'ı Irak'ı döv, İsrail'e para yardımı yap, Mısır'da iktidardaki siyasetçiyi devir. Siyah Obama'yı başkan yaptılar ki 'İmajı düzeltelim' diye. Ama Obama'ya hiçbir şey yaptırmadılar.
Dünyada Müslüman ve Türk düşmanlığı nasıl devam eder?
Müslüman ve Türk karşıtlığı Avrupa'da bundan sonra devam edecek. Bu olaylar sonuçta kaosa neden olacak. Özellikle ABD'de Trump'ın nasıl devam edeceğine de bağlı. Bu kaosun sonu 3. Dünya Savaşı ile sonuçlanır.
Ama dünyanın diğer tarafları bu dengeye ne diyecek?
Üçüncü Dünya ülkeleri bunu kabul etmiyor. Dün Almanya'da Hitler ne yaptıysa bugün de Avrupa'nın tamamı, Amerika onu yapmaya başladı.
Bu yıl Avrupa'da seçimler var. Aşırı milliyetçi partiler önde görünüyor. AB bunlardan nasıl etkilenecektir?
Avrupa Birliği çöküyor. Hollanda Başbakanı Mark Rutte diyor ki; "Hollanda'daki seçim çeyrek final, Fransa'daki seçim yarı final, Almaya'daki seçim Final olacak. Bu üç maçı kaybedersek Avrupa Birliği biter..." AB bu krizi aşmak için Rusya'yı yanına çekmek ister. Ancak ABD buna izin vermez. Çünkü silah sanayisi zarar görür. İşin komik tarafı Nobel Barış Ödülü veren İsveç, dünyanın en büyük silah satıcılarından biri.
DARBE OLSUN İSTEDİLER
Türkiye son 15 yılda tek parti hükümetiyle yönetiliyor. Batı bundan rahatsızlık mı duyuyor?
Tabi ki rahatsızlar. Çünkü kendilerine değil de Müslüman kültüre yakın bir hükümet olarak görüyorlar. Batı, eskiden koalisyonlarla istediğini yapıyordu. Şimdi yapamıyor.
Batı 15 Temmuz'a neden tepki göstermedi?
Aynı durumu Mısır'da yaptılar. Seçilmiş Mursi'ye karşı darbe yapıldı. Yerine Sisi gelince onu desteklediler. Batı bu olaya darbe demediği gibi, darbeyi yapan Sisi'yi desteklediler.
Darbe gerçekleşmiş olsaydı, Sisi gibi birinin gelmesini mi istediler?
Tabi ki istediler. Batı'da anti İslam, ırkçı, hem de İsrail- Hristiyan bir kültür var. Yani Türkiye'yi AB'ye alma, dışında da tutma. Hiç üye olmak için 50 sene beklenir mi. 3 sene bir insan nişanlı kalabilir mi!
AB İLE İLİŞKİLER
Türkiye-AB ilişkilerinde sona mı gelindi?
Bu ilişkinin kopmaması için çalışacaklar. Hala Rusya-Batı dengesini kurmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye'nin Rusya ile uçak krizinden sonra yakınlaşması Batı için korkutucudur.
Türkiye-Rusya yakınlaşması Batı için tehdit mi?
Bu yakınlaşmayı istemezler. Böyle bir yakınlaşma Batı'nın Kafkasları, Orta Doğu'yu kaybetmesi anlamına gelir. Burada ABD'nin politikası belirleyici olacak.
Batı teröristlerle iş tutunca sorun olmuyor mu?
ABD YPG'ye silah veriyor. İşine gelince terörist ile ittifak kuruyor. Yeni Dünya Düzeni'nin, Batı'nın başat olduğu bir düzen olması planlanıyor. Fakat bu bugün çok zor. Terör örgütlerini Batı'nın ortaya çıkardığını aslında herkes görüyor. Bizim entellektüellerimiz Batı karşısında hep eziktir.
HASAN KÖNİ KİMDİR?
1946'da İstanbul'da doğdu. Saint Joseph Lisesi'ni ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Halen Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmakta. Köni'nin; Amerika'nın Politik Sistemi, Birleşmiş Milletler'de Karar Verme Sistemi, Amerika'nın Uluslararası Politikası, Son Küresel Kart: Amerikan Turanı ve son olarak da Kaos, Batı Hakimiyeti'nin Çöküşü adlı kitapları var.
RÖPORTAJ: ALİ DEĞİRMENCİ
FOTOĞRAF: RECAİ KÖMÜR