TEPKİLER AYYUKA ÇIKTI KILIÇDAROĞLU'NDAN İCRAAT YOK
Anayasa değişikliğine 16 Nisan'da "evet" diyecek olanları "denize dökmek"le tehdit eden CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'a başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere hem siyasetten hem de kamuoyundan tepki yağarken gözler de Kılıçdaroğlu ve parti yönetimine çevrildi. Bozkurt'un sözlerine "öyle asarım keserim denize dökerim bunlarla olmaz. Her arkadaşımın, her siyasetçinin diline hakim olması lazım. Üç tane alkış geldi diye diline hakim olamamak doğru değildir" diyerek tepkisini ortaya koyan Kılıçdaroğlu'nun ise millete karşı tehditvari üslup kullanan milletvekiliyle ilgili nasıl bir adım atacağı ise merakla bekleniyor. CHP kulislerinde Bozkurt'un yaklaşımının partiyi referandum kampanyasında zor durumda bıraktığı ve disiplin sürecinin işletilmesi gerektiği konuşulurken "evetçileri değil emperyalist güçleri denize dökmekten bahsediyor, disipline gerek yok" görüşleri de dile getiriliyor. Kulislerde Kılıçdaroğlu'nun haberleşme faturası krizine neden olan Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen olayında olduğu gibi krizi soğumaya bırakacağı ve disiplin mekanizmasını işletmeyeceği ifade ediliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise katıldığı bir yayında 'disiplin'le ilgili "parti karar verir" demekle yetindi. CHP'de, disiplin sürecinin işlemesi içinse önce MYK'nın disipline sevk yönünde karar alması ardından da Parti Meclisi'nden karar çıkması gerekiyor.
VEKİLLERE 'ÜSLUP'UYARISI
Bozkurt'un tehditvari sözlerinin ardından CHP grup başkanlığı ise milletvekillerine gönderdiği yazıda bir kez daha uyarılarda bulundu. Yazıda, Kılıçdaroğlu'nun, CHP milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, kampanyanın kucaklayıcı bir üslupla yürütülmesi, bunun bir parti sorunu değil ülke sorunu olduğu, ayrıştırıcı dilden uzak durulması gerektiğinin kesin olarak vurgulandığı belirtildi. Milletvekillerine gönderilen yazıda, "Bütün arkadaşlarımızın belirlenen üsluba uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Genel olarak belirlenen kucaklayıcı dil ve üsluba aykırı özel üslupların kullanılması kampanyaya zarar vermektedir. Bu nedenle bütün milletvekillerimizin üslup bütünlüğünü bozmaktan özenle kaçınmalarını hatırlatmak zorunlu olmuştur. Ayrıca milletvekillerinin radyo ve televizyonlara çıkması grup yönetiminin iznine bağlıdır. Yayına çıkacak milletvekillerimizin çıkmadan önce nöbetçi grup başkanvekilinden mutlaka izin alması, izin almadan yayınlara çıkılmaması gerekmektedir. Bu hususun yeniden hatırlatılmasında da yarar görülmüştür" denildi.
KILIÇDAROĞLU'NUN DİSİPLİN ZİGZAGLARI
Kılıçdaroğlu geçen yasama döneminde ise partideki ulusalcıları disiplin mekanizmasını kullanarak partiden temizledi. Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz ve Birgül Ayman Güler disipline verilen isimlerdi. Batum disiplin cezası ile partiden uzaklaştırılırken Birgül Ayman Güler disiplin sürecinde partiden istifa etti. CHP'li Sezgin Tanrıkulu'na 'CIA ajanı' diyen Dilek Akagün Yılmaz ise disiplin süreci sonunda uyarı cezası aldı. Partideki ulusalcılar için sık sık disiplin sürecini işleten Kılıçdaroğlu, hemşehrisi geçen yasama döneminde Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün içinse gerek Dersim gerekse de partiyi zor durumda bırakan diğer çıkışlarına rağmen uzun süre disiplin mekanizmasını işletmedi. 2014 yılında, Birgül Ayman Güler'le eş zamanlı olarak disipline verilen Aygün için YDK'dan herhangi bir disiplin kararı çıkmadı.
ATATÜRK POSTERİ KRİZİNDE POSTERİ İNDİREN DEĞİL NAZLIAKA'YI İHRAÇ ETTİ
CHP 26. Yasama döneminde ise en önemli krizini Atatürk posteri nedeniyle yaşadı. Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın bir CHP milletvekilinin odasındaki posteri indirdiğine ilişkin sözleriyle başlayan krize uzun süre müdahale etmeyen Kılıçdaroğlu, krizin tırmanması ve gerek kamuoyundan gerekse de parti tabanından gelen tepkilerin artması üzerine duruma el koydu. Atatürk posterini indiren milletvekilini bulmak yerine parti yönetimi Nazlıaka'yı disipline verdi. Nazlıaka, YDK'nın kararıyla partiden ihraç edilirken partiye geri dönmek için açtığı davayı da kaybetti.
EVRİN GÜVENDİK