Erdoğan: İstanbul'a ihanet ettik

Uluslararası Şehir ve STK zirvesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :21 Ekim 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :21 Ekim 2017 , 16:33
Erdoğan: İstanbul’a ihanet ettik

İÇİNDEKİLER

Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesinde Uluslarası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesinde konuştu.

Erdoğan, İstanbul'da yaptığı konuşmada; "Bu şehre ihanet ettik, ben de bundan sorumluyum" diyerek öz eleştiri yaptı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Bizim fikir dünyamızda medeniyet şehirdir. Şehir de Medine'dir. İslam şehirlerinde ihtişam ile sadelik, yeni ile eski iç içedir ve bir aradadır. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya her an ölecekmiş gibi uhraya bakmak hayatı bu şekilde anlamlandırmak işte gerçek bu. Bunun yanında şehirlerinde zamanla tekerrür eden kendini yenileyen bir karakteri vardır.

BEN DE BUNDAN SORUMLUYUM
Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.

Ben çocukluğumu arıyorum İstanbul'da. Bu kutlu şehrin her bir köşesinde merhum Turgut Cansever'in şu ifadesi çok anlamlıdır, ''Ecdat tüm ruhunu taşa ve ahşaba nakşetmiş'' böyle bir inceliğe ve estetiğe şahit olursunuz.

HATALARIMIZ OLDUĞUNU DEFALARCA SÖYLEDİM
Burası (İstanbul), Fatih Sultan Mehmet Han'dan beri ilmin, kültürün, siyasetin, sanatın ve ticaretin payitahtı olmuş bir şehir. Bugün de İstanbul onca yaşadıklarına rağmen halen ayaktadır. Türk-İslam medeniyetinin kalelerinden biri olmayı sürdürmektedir. İşte belediye başkanı olduğum zaman 8 milyon nüfus, şimdi 15 milyon nüfus... Böyle bir şehir. Dünyada eşi benzeri olmayan nadide şehirlerden bir tanesi.

Bizler çoğu zaman elimizdekinin kıymetini onu kaybedince anlıyoruz. Son yıllarda şehirleşme noktasınca ciddi sorunlarımızın olduğunu hatalarımızın, eksiklerimizin olduğunu defalarca söyledim.

Bu hareketin kuruluşunun üzerinden 1.5 yıl geçmeden iktidar olması yerel yönetim anlayışında gerçekleştirdiği köklü değişikliğin sonucudur. Demokrasi yerel yönetimlerde başlar. Yerel yönetim bu yanıyla güçlü değilse hiçbir partinin başarı şansı yoktur. Belediyelerde görevi devraldığımız ilk günlerde altyapı ile ilgili sorunların çözülmesi bekleniyordu. Sus sorunumuz yok, hava kirliliği bitti. Çöp dağları söz konusu değil. Şimdi bütün mesele gerçek anlamda bir Medine olma yoludur. Yani medeniyet yarışında öne çıkma yoludur.

Şimdi milletimiz belediyelerimizden temel hizmetlerin yanında derdiyle dertlenemsini, iyi ve kötü gününde yanında olmasını bekliyor. Artık ileriye gideceğiz. Yani o Medine'deki belediyecilik anlayışı var ya, kapıyı açık bırakmak.

Kendine değer verildiğini hissetmek isteyen vatandaşlarımız çocukları için park, torunları için kreş kurulmasını bekliyor. Vatandaşlarımızın taleplerini görmek zorundayız. Bir belediye yönetimi şehrinde yaşayan insanların ihtiyaçlarına cevap verebildiği ölçüde başarılı olur.