Hayırlı bayramlar

Bayramlar barışma günüdür. Bu güzel günde hediyeleşmeyi, akrabayı ve kabristanları ziyareti unutmayın. Bayram namazınızı kılın ve verebileceğiniz kadar fitrenizi ödeyin

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :19 Ağustos 2012
Hayırlı bayramlar

İÇİNDEKİLER

İslâm, kişiyi Hakka yönelten ve Halk insanı kılacak görevler yükleyen Din'dir.
Bu sebeple müslümanı Hak ve Halk insanı olarak tanımlayabiliriz. Bayramlar Hak ve Halk insanı olmanın yoğun olarak yaşanması gereken günlerdir. Bayram günümüzün görevlerini şöylece özetleyebiliriz.
I . Bayram Namazı Bayramlarımızda ilk görevimiz Hak insanı olduğumuz bilinciyle bayram namazı kılmaktır. Gecenin karanlıklarından aydınlıkları çıkararak sabaha can veren ve Hak olan Allah'a yönelerek bayram Namazı kılmak ilk görevimizdir.
Peygamberimizin, Medine'ye hicretinin ikinci yılından itibaren sürekli olarak kıldığı bayram namazları, kadınların da yükümlü kılındığı bir görevdir.
-Allah şanını artırsın- Sevgili Peygamberimiz, erkekler gibi yükümlü bağımsız bireyler olan kadınlara da Kur'ân âyetlerini tebliğ ettiği ve onları da eğittiği için kadınlar vakit namazları ve Cuma namazlarına katıldıkları gibi bayram namazlarına da katılıyorlardı.
II. Fitre Vermek Fitre, bayram gününün başlamasıyla birlikte öğütlendiğimiz/emredildiğimiz görevimizdir. Ramazan günleri içinde verilmediyse fitremizi ertelemeden vermeliyiz. Burada önceden bir makalemizde verdiğimiz bilgilerimizi tazeleyelim:

BİRBİRİNİZİ SEVMEK İMANDAN

İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğuna göre, zekâta ilişkin şartlar Fitre'de yoktur.
Temel ihtiyaçları yanı sıra bayram günü ve gecesi gereksinimlerini de karşılayabilecek kişi, fitre vermekle yükümlüdür. O, alabileceği gibi fitre de verebilir. Bu yıl için 7 lira olarak belirlenen fitre en alt dilimi oluşturur.
Hayat nimetine şükür olduğu için fitrenin üst sınırı yoktur. Kişi kendisinin fitresi yanı sıra yeni doğmuş olanları dahil küçük çocuklarının,velayeti altındaki akıl hastalarının ve bakmakla yükümlü olduğu fakir ana babası ve kardeşlerinin fitresini verir.
Zekâtla zenginleri, fitre ile zenginler yanı sıra fakirleri de verici konumuna yükselten İslâm ne yüce bir dindir. Zekât ve fitre ile dayanışma ne büyük bir erdemimizdir.
III. Hediyeleşme de görevimizdir Hediyeleşme özellikle bayram günlerinde önemsememiz gereken bir fazilettir/erdemdir.
Peygamberimiz, "İman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş olamazsınız."
buyurmakta, "Hediyeleşiniz ki birbirinizi sevebilesiniz" öğüdünü vermektedir.
Onun bu müjdeli beyanlarından hareketle sevgi üreten hediyeleşmeyi İslâmî bir görevimiz olarak algılamalıyız.
Peygamberimizin dilinde birbirimizi sevebilmenin bir yolu da hediyeleşme olduğuna göre kandil gecelerini,düğün merasimlerini, doğumları ve mezuniyetleri, ticari ilişkileri, atanmaları, seçilmeleri ve ziyaretleşmeleri ve özellikle de bayram günlerini hediyeleşme ortamı olarak değerlendirmeliyiz.

KABRİSTANLARA GİDİN

Gücümüz ölçüsünde ihtiyaç karşılayacak bir maddeden küçücük bir kitaba, tek bir çiçeğe; bir çift çoraptan bir kaleme ve bir anahtarlığa kadar her maddeyi hediyeleşme aracı kılabiliriz.
Hediyenin basiti yoktur. Yüce Peygamberimizin "Güler yüz gösterme ve bir çift tatlı söz söyleme de olsa gönül alıcı hiçbir şeyi küçümsemeyiniz" şeklindeki öğüdü, her tür hediyenin değerli olduğunu, önemsenmesi gerektiğini açıklamaktadır.
Hediyeleşmede çocuklar kesinlikle unutulmamalıdır.
IV. Ana- baba ve akrabaya ziyaret Her zaman yapılması gereken bu görevimiz, özellikle bayramlar da ihmal edilmemelidir. Telefonla olsun ilişki kurmalı ve dua almalıyız.
Akrabamızın özellikle hasta ve tutuklu olanları da unutulmamalıdır. Burada akraba ilişkilerini sürdürmenin önemini açıklayan bir hadisle bu konuyu bağlayalım.
İstanbul'da aziz bir misafirimiz olan sahâbî Eba Eyüp El-Ensarî, Peygamber efendimizin bir soru üzerine Cennet'e götürücü işleri şöylece açıkladığını anlatıyor: (Emir ve yasaklarına itâat ederek) Allah'a ibadet eder, ona hiçbir ortak koşmazsın. Namazı kılarsın, zekâtı verirsin ve bir de ziyaret ederek, iyilere çağırıp kötülerden sakındırarak ve gerektiğinde maddî yardımda bulunarak akrabana sıla yaparsın."
V. Kâbir ziyareti Başta ana-baba olmak üzere yakınlarımızın kabirlerini ziyaret de akrabalık görevlerimizdendir. Bayram günlerinde kabir ziyareti yapmamız için dinimizde özel bir teşvik yok ise de engel de yoktur. Geleneksel güzelliklerimiz içinde yer alan bu tür ziyaretlere ihtiyaçlı olduğumuz bilinmelidir. Vefa göstermeliyiz ki biz de unutulmayalım.
Peygamberimiz kabir ziyaretine teşvik ederek şöyle buyurmuştur: "Kabirleri ziyaret ediniz. Zirâ kabirleri ziyaret, dünya hayatını, taparcasına ihtirasla yaşamayı engeller ve ahireti hatırlatır."
VI. Bayramlar barışma günleridir
Peygamberimiz Müslümanların üç günden fazla dargın durmalarını yasaklamıştır. Bu sebeple özellikle Bayramlarımızı, birbirimizi bağışlayarak dargınlıklarımızı gidereceğimiz günler olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü bağışlamak, Cennet'i ve armağanlarını kazandıracak işlerdendir. Nefislerimize ağır geldiği için kendimizi Cennet kazandıracak erdemlerden yoksun bırakmak akıl işi değildir.

BAYRAMLARDA EĞLENİN

Peygamberimiz bizleri şöylece müjdelemişlerdir:
- Üç haslet/özellik vardır ki bunlara sahip olan kişiyi Allah kolay ve basit bir muhakeme ile hesaba çeker ve onu rahmeti ile Cennet'e koyar. Bunlar da seni yoksun bırakana vermen, seninle ilgiyi kesene alâka göstermen, sana haksızlık edeni affetmendir.
VII. Bayramlarımız ve Eğlence Bayramlar sevinç günleridir.İnsan doğası, eğlenceye de muhtaçtır.Sevgili Peygamberimiz, bayramlarda da mûsikili eğlenceye onay vermiş, üstelik huzurlarında icrasını da tasvip buyurmuşlardır.-Allah bağlılarını artırsın- Sevgili Peygamberimizin eşi Hz. Âişe annemiz şöyle anlatıyor:
Bir bayram günüydü.
Yanımda bulunan iki genç kız def çalıyor, ezgiler söylüyorlardı. Hz.
Peygamber geldi, yatağa ilişti ve yüzünü çevirdi. Bir süre sonra babam Ebû Bekir geldi.
Peygamberin huzurunda -
Şeytânîenstrümanlı müzik ha! diyerek beni azarladı.
Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz, Ebû Bekir'e dönerek onu şöylece uyardı:
- Ya Eba Bekir! Kızları kendi haline bırak. Her toplumun bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır. (Buharî Îdeyn 2) Peygamberimiz bir bayram günü, namaz kıldıkları mescitlerinde kılıç-kalkan gösteri yapılmasını onaylamış ve genç eşi Âişe annemize de izlettirmiştir. Sonuç olarak söyleyebileceğimiz şudur: Alkollü içkiler ve bedensel temasları içeren dans türü oyunlardan korunarak/kaçınarak mahalli eğlencelere yer verebiliriz.

* * *
TEBRîK:
Göremediğim fakat varlıklarını ruhumun derinliklerinde hissettiğim sizlerin; bütün okuyucularımızın bayramlarınızı tebrik eder; "Mevla görelim neyler .Neylerse güzel eyler." diyerek hepinizi Allah'a emanet ederim. Ali Rıza Demircan