VİCDANI RAHATSA GÖRÜNTÜLERİ VERSİN
Başörtülü öğrencilerine üniversite kapılarını kapatan 'ikna odaları' 28 Şubat post-modern darbe sürecinin en büyük zulümlerinden biri olarak tarihe geçti. İkna odalarının kurucusu olan dönemin İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, söz konusu uygulama nedeniyle eleştirilerin odağı oldu. Serter, 28 Şubat'ın 15. yılında mucidi olduğu ikna odalarını savundu. Katıldığı bir televizyon programında, üniversiteye kayıt için gelen başörtülü öğrencileri özel bir odaya alarak başörtülerini çıkarmaları için psikolojik baskı yapılması ile ilgili eleştirileri cevaplayan Serter, "İkna odaları hayatta yaptığım en iyi şeydir" dedi.
BANA HAKSIZLIK YAPILIYOR
Yeni Şafak'ın haberine göre, Serter, ikna odalarına alınan kızlarla kendisinin yüz yüze görüşmediğini ileri sürdü. "Eğer o çocuklara o günkü mevzuat, yönetmelik gösterilip de kayıt olmak için şartlar şunlar denmemiş olsaydı, gelin ne olur okuyun denmeseydi, bu kızlarımız şimdi üniversiteye girememiş olacaklardı"diyerek kendisini savundu.
Bu odalarda baskı olmadığını iddia eden Serter, "Konuşulmuş, durum anlatılmıştır, asla baskı olmamıştır. Mevzuatı göstererek okumaları için onların önünü açmaktan başka bir şey yapmadım ben" dedi. "Zaman zaman haksız saldırılara karşı keşke yapmasaydım, kapının önünde bekleselerdi dediğim oluyor; çünkü çok haksızlık yapıldı bana. Ama sonra düşündüğümde vicdanen pırıl pırılım" diye konuştu..
SUÇSUZSA...
Nur Serter'in "İkna odalarını kurduğum için vicdanen pırıl pırılım" sözlerine, ikna odası mağduru Hanife Gökdemir'den cevap geldi. İkna odalarında kayıt için gelen öğrencileri ikna edebilmek için Atatürkçü Düşünce Derneği'nden kadınlar getirildiğini söyleyen Gökdemir, "Kendilerini suçlu duruma düşürmemek için dışardan adam getirdiler" diye konuştu. Serter'in zaman aşımı beklediği için 'ikna odası görüntülerini' yetkililere iletmediğinin altını çizen Gökdemir, "Kendini suçsuz görüyorsa neden görüntüleri vermedi, neden zaman aşımını bekledi" dedi.
PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
12 Eylül olaylarının mimarlarının 30 yıl sonra yargı karşısına çıkarıldığını hatırlatan Gökdemir, "Biz de 14 yıl değil 50 yıl bile geçse bu işin peşini bırakmayacağız. Bu işin sorumlularını yargı karşısına çıkarmadan vicdanımız rahat olmayacak" diye konuştu.