MÜSİAD, 28 Şubat'ın hedeflerinden biri olurken, başka birileri neden 28 Şubat'a aleni destek verdi? O malum 5'li çete (TOBB, Türk-İş, DİSK, TİSK ve TESK), 28 Şubat sürecinde nasıl oldu da, hangi gerekçeyle askeri müdahaleye çanak tuttu, askeri müdahalenin parçası haline geldi? Her konuda söz söyleyenler, her konuda siyaseti baskı altına almak isteyenler, nasıl oldu da, 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da çıtlarını dahi çıkarmadılar?
Bakın; 1997 yılında, MÜSİAD'ın üye sayısı 2 bin 825... 2002 yılına gelindiğinde, üye sayısı 1.800'e gerilemiş... Neden? Çünkü cadı avı yaşanıyordu.
Eğer, 28 Şubat sürecinde, emirle, talimatla yazı yazanlar, psikolojik operasyonlara ruhlarını satanlar deşifre olmazsa, biliniz ki ilk fırsatta bunlar, bu ülkenin aydınlık geleceğini yeniden karartmak isteyecektir.
Siyasette, hukukta, ekonomide, dış politikada, seçkinlerin, egemenliği artık bitti. Bugün, egemenlik, komitacıların, mafyanın, cuntanın değil, kayıtsız ve şartsız, milletindir.
Anadolu'da bunlar yaşanırken, her ne hikmetse, İstanbul'da büyük firmaların yönetimlerinde ekonominin e'sini bilmeyen enteresan emekli vatandaşlar görev aldı.
DİYET BORCU VAR
Bugün eğitim meselesinde statükoyu savunanlar, bugün demokrasiyi hatırlayanlar, 28 Şubat'ta maalesef suspus olmuş, ellerini ovuşturmuştur.
O günlerin de hesabını, hukuk yoluyla sormamız gerekiyor. İntikam ve cadı avı söylemleriyle konuyu saptıranlara aldırmadan biz 28 Şubat'ı da, 12 Eylül'ü de, 27 Mayıs'ı da sorgulayacak, tarihin bu karanlık dönemlerini inşallah hep birlikte aydınlatacağız."
CHP Genel Başkanı, 28 Şubat'la ilgili yargının ilk tasarrufunda, intikam kelimesini telaffuz etti. Ardından, kamuoyundan, gelen tepkiyle çark etti, ben darbelere karşıyım dedi. Neden? Çünkü 28 Şubatçılara borcu var... 28 Şubat'ta kendisini SSK koltuğuna yeniden oturtanlara diyet borcu var.
Bugün hala, başörtüsü yasağını, katsayı uygulamasını savunan, kesintisiz eğitime karşı çıkıp bunu Anayasa Mahkemesi'ne götüren, yasakçı, inanç düşmanı bir zihniyet var. Bu zihniyeti deşifre etmek, bizim boynumuzun borcudur.
Hangi müdahale dönemine bakarsanız bakın, en büyük darbeyi ekonominin aldığını görürsünüz... 28 Şubat'ın hemen ertesinde o gelen ekonomik krizler, bir gecede Türkiye'yi yoksullaştırmıştır. O gecelik faizin 8 bine çıktığı o anı hatırlayın. İşte o vurgunu vuranların hesaba çekilmesi lazım. Suç duyurusu yapıyorum. 26 Nisan 2007'de borsa rekor kırıyor. Üst üste 4 yıl yüzde 5'in üzerinde büyüyen Türkiye ekonomisi, 2007 yılının 3'üncü çeyreğinde fren yapıyor,