19 Mayıs 1919, Gazi Mustafa Kemal ve yol arkadaşlarının istikbale dair ortaya koydukları tasavvur açısından da çok büyük önem ifade ettiğini belirten Erdoğan, ''Zira Gazi Mustafa Kemal, Samsun'a ayak bastığı andan itibaren, Amasya'da, Sivas'ta, Erzurum'da ve Ankara'da millet ve milli hakimiyet kavramlarını sıkça ve altını çizerek vurguluyor. Samsun'dan başlayarak hakimiyet-i milliyeye dayalı yeni bir sistemin temelleri atılıyor. Adeta nakış nakış millet iradesine dayalı yeni bir rejim ihdas ediliyor'' dedi.
23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim tarihlerinin milli iradenin şekillendiği tarihler olduğunun altını çizen Erdoğan, ''Gençler olarak 19 Mayıs'ta vücuda gelmeye başlayan milli irade tasavvurunu anlamanız ve o tasavvurla özellikle yola çıkmanız, mücadeleye sahip çıkmanız hayati derecede önemlidir'' diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizler, gençliğimizi gerçekten çok zor dönemlerde yaşadık. Özgürlüklerin kısıtlı olduğu, hakların esirgendiği, demokrasinin ağır aksak işlediği, daha da kötüsü gençlerin kamplara ayrılıp birbirlerine silah doğrulttukları bir dönemde yaşadık. Böyle bir zor dönemde geçirdik gençliğimizi. Biz maalesef iyi bir miras devralmadık ama sizlere iyi bir miras devretmek için gerçekten çok yoğun bir gayret, yoğun bir mücadele içinde olduk. 9,5 yıl boyunca milli iradeyi en güçlü şekilde savunduk. Milli iradeye yönelik her tehdide cesaretle, kararlılıkla karşı koyduk. Demokrasinin standartlarını daha ileri seviyelere çıkarmanın, hak ve özgürlükleri daha da genişletmenin gayreti içinde olduk. Türkiye ekonomisini yaklaşık 3 kat büyüttük bu arada. Şu anda dünyadaki ekonomik krize rağmen, Avrupa'daki ekonomik krize rağmen Türkiye bu krizden olumsuz etkilenmemiş, yatırımlarına aynen kararlılıkla devam etmiş ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefini gerçekleştirmek üzere yoluna devam ediyor. Türkiye'yi göreve geldiğimizde dünya ekonomileri arasında 26. sıradan alıp dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline getirdik. Bununla da şimdi yetinmiyoruz. Diyoruz ki Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getireceğiz. Bunu da açıkladık. Şimdi hedef olarak kendimize bunu belirledik.''
''Biz, mirası, emaneti devralacak gençleri düşünerek, eğitime, spora, kültüre Cumhuriyet tarihimizin en büyük yatırımlarını yaptık'' diyen Erdoğan, ''İnşallah yarın bu koltuklarda sizler oturacaksınız. Yarın ülkenin kaderini sizler tayin edeceksiniz. Siyasete olduğu kadar, bilime, sanata, spora, ekonomiye, dış politikaya inşallah sizler yön vereceksiniz. Sizler ne kadar iyi yetişir, kendinizi ne kadar iyi yetiştirirseniz biz inanıyoruz ki Türkiye de o kadar iyi olacak, o kadar büyüyecektir'' şeklinde konuştu.
Göreve geldiklerinde Türkiye'de seçilme yaşının 30 olduğunu, bunu 25'e indirdiklerini anımsatan Erdoğan, artık genç zihinlerin parlamentoda bu ülkenin geleceğine şekil vermesini istediklerini söyledi.
''Türkiye'yi daha da büyüteceğinize yürekten inanıyorum''
AK Parti tüzüğüne göre, 3 dönem arka arkaya milletvekilliği yapanların 4. dönem ara vermek durumunda olduklarını ifade eden Erdoğan, ''Neden? Çünkü gelip buraya bir oturduktan sonra bir daha ölene kadar orada kalıyoruz. Böyle şey olmaz. Dedik ki 'buna ara verilmesi lazım ki arkadan gelenler de buralarda kendilerine yer bulabilsinler'. Bunun önünü açtık. Sevgili gençler, bunu başardık, başarmaya devam edeceğiz'' dedi.
Milli iradenin zafiyet kabul etmeyeceğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Demokrasi her türlü inkarı kaldırmadığı gibi ihmali de asla kaldırmaz. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Dolayısıyla başlattığımız reformlara sahip çıkılmazsa, bu reformlar daha ileri noktalara taşınmazsa, yani bayrak yarışında bir zafiyet gösterilirse takdir edersiniz ki bütün kazanımlar uçup gider. Bizim geriye bir adım atmaya asla ve asla tahammülümüz yok. Bu ülkeye vakit kaybettirmeye, bu ülkenin enerjisini heba etmeye asla ve asla hakkımız yok. İşte onun için devralacağınız ülkeyi, emanet alacağınız idareyi, ihmale, zafiyete, hırsa, kibre, tahammülsüzlüğe mahal vermeden, durdurmadan, duraklamadan daha ileriye taşımak zorundasınız. Tıpkı bizler gibi sizler de demokrasiye, milli iradeye en güçlü sahip çıkmak, onu en güçlü şekilde muhafaza etmek zorundasınız. Milli iradenin hasımlarına, Türkiye'nin hasımlarına fırsat vermeyecek, imkan tanımayacak bir samimiyet, dikkat ve hassasiyet içinde olmalıyız, olmalısınız. İnanıyorum ki bizlerden devraldığınız bu emaneti, devraldığınızda bizim azmimizi, bizim ideallerimizi, bizim beklentilerimizi sizler çok daha yüksek burçlara taşıyacaksınız. Sizler Türkiye'nin istikbalisiniz. Türkiye'nin en büyük zenginliği sizlersiniz. Millet olarak size inanıyor, size güveniyoruz. İstikbalimize sizlerin sayesinde, sizlerdeki umut ve heyecan sayesinde bizler de umut ve heyecanla bakıyoruz.
Hepinize umut dolu, huzur ve barış dolu bir gelecek temenni ediyorum. Kardeşlik, birlik ve beraberlik içinde Türkiye'nin yarınları olarak Türkiye'yi daha da büyüteceğinize yürekten inanıyorum. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nızı ki burada görüldüğü gibi 3 başlık var; Bir Atatürk'ü anma var, iki gençlik var, üç spor var. Artık tanklar yürümüyor, artık toplar yürümüyor, artık belediyenin araçları, gereçleri yürümüyor. Artık bir şenlik var, ortada gençlik var, sportif etkinlikler var. Bunu yapıyoruz. Bunu neye çevirdik. Şimdi gerçek bayrama çevirdik. Bayram böyle olur. Öbürü demir perde ülkelerine ait kutlamalardı. İşte bunu da başarmanın şu anda coşkusuyla sizlerle bir aradayız. 19 Mayıs bu noktada gerçekten yeni bir değişimin, bir dönüşümün bu yıl uygulaması oldu. Hepinizi tebrik ediyorum şahsınızda ülkemizin tüm gençlerinin bayramını kutluyorum. Hepinize sevgiyle, saygıyla, annelerinize, babalarınıza, kardeşlerinize bu anı iletmenizi isteyerek, tekrar saygılar sunuyorum.''
Bakan Kılıç'ın konuşması
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da konuşmasında 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gençliği temsilen 81 il ve KKTC'den gelen gençlerle huzurda bulunduklarını belirterek, Başbakan Erdoğan'a kabullerinden dolayı teşekkür etti.
Gençlerin bir haftadır Ankara'da bulunduğunu ve kentin birçok yerini görme fırsatına eriştiğini ifade eden Kılıç, şunları söyledi:
''Kendileriyle konuşma, görüşme imkanımız oldu. Büyük hayalleri var Türkiye adına. İçlerinde cumhurbaşkanı olmayı hayal eden de var, başbakan olmayı arzu eden de var. Tam sizin arzu ettiğiniz bir yaklaşım içindeler. Okuyan, düşünen, dertlenen, bölgelerindeki sorunlara ilgi gösteren nesil temsilcisi olarak buradalar. Kısmet olursa buradan Gençlik Şurası'na katılmak üzere Arena'ya hareket edecekler. Sizden duyacakları mesajlara gerçekten çok ihtiyaçları var.''
Kılıç, bugün Türkiye'nin her tarafında bayram kutlamalarının bir şölen havasında yapıldığını ve bununla ilgili güzel haberler geldiğini belirterek, bayramın tören havasından şölen havasına doğru dönüştüğüne vurgu yaptı.
Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da kabul ettiği gençlere çeşitli hediyeler verdi.
Tek tek tokalaşarak hediye verdiği gençlerle sohbet eden Başbakan Erdoğan, elini öpmek isteyenlere izin vermedi ve gençlerin, anne, baba ve öğretmenlerinin ellerini öpmesi gerektiğini belirterek uyardı.
Erdoğan, hediye verdiği gençlerden işitme engelli Sevtap Aydın ile de işaret diliyle konuştu.
Başbakan Erdoğan, ayrıca kendisinin eşiyle birlikteki resmini ayaklarıyla çizen Ayşe Işık'a da teşekkür ederek, ''Ayşe'nin bir özelliği var. Resimleri ayaklarıyla yapıyor. Ayak parmaklarıyla içeceklerini içiyor, makyajını yapıyor, saçlarını tarıyor'' dedi.
Erdoğan, resim üzerinde Ayşe Işık'ın imza olarak bulunan ayak izine de dikkat çekerek kendisine gerekli desteği vereceklerini, İstanbul'daki Başbakanlığın sergi salonunu da kullandırabileceklerini bildirdi.
Anne ve babasından selam getirdiğin söyleyen Adıyaman'dan gelen gençlerden Ayşenur Yıldız'ın, hastalığından dolayı da Erdoğan'a geçmiş olsun dileklerini bildirirken duygulandığı görüldü.
Gençler, Erdoğan'a cirit, Allah-Muhammed yazılı tablo, ebru ve memleketlerine özgü hediyeler verdi.
Erdoğan, daha sonra Başbakanlık Yeni Bina'nın merdivenlerinde gençlerle toplu fotoğraf çekildi