Dünyada hiç kimsenin, ama hiç kimsenin, ben, şu anne babanın çocuğu olarak doğdum, şu deri rengiyle doğdum diyerek, bir başkasına karşı kibirlenme, gururlanma, böbürlenme, üstünlük sergileme hakkı yoktur ve olamaz. Böyle bir kibir, böyle bir böbürlenme, kendisini başkalarından üstün olarak görme, insanlık dışıdır; modern kavramlarla söylersek ırkçılıktır, faşizmdir.
ASLA KABUL EDİLMEDİ
Bu topraklar, tarih boyunca hiçbir zaman bu kavramlara ev sahipliği yapmamıştır. Osmanlı'ya şöyle gittiğimizde asla böyle bir farklılığı göremezsiniz. Selçuklu'da da göremezsiniz. Bir ırkın, bir kavmin, bir kabilenin diğerlerine üstünlük taslaması asla kabul edilmemişti. 1930'larda, 1940'larda Avrupa'da ırkçılık ve Faşizm yükselirken, Türkiye'de bu yönde bazı denemeler olmuş, girişimler olmuş ama asla başarıya ulaşamamıştır.
Irkından, kavminden, asabiyetinden dolayı her kim kime kibirlenirse, o, aşağıların en aşağısındadır. Bakın biz, 1970'lerin sonunda, işte bu üniversitede öğrenciyken, topluma, gençlere enjekte edilmek istenen o ayrımcılığın acısını ağır yaşadık ve ağır faturalar ödedik. Sünni, Alevi dediler... Türk, Kürt dediler... Doğulu, Batılı, Sağcı, Solcu, Milliyetçi, Sosyalist, İslamcı dediler ve nice gencin hayatıyla, istikbaliyle oynadılar.
ŞEHİTLİĞE GİDİN
Millet nezdinde, bin yıl önce de ayrımcılık itibar görmedi, bugün de görmüyor, inşallah da görmeyecek. Ülkemizin zenginliklerinden olması bakımından söylüyorum. Bizim şehitlerimiz ve şehitliklerimiz var. Onlar, bu ülkede ayrımcılığın önündeki en büyük engeldir. Özellikle Çanakkale Şehitliğimiz bunun en güzel ifadesidir, en büyük barajdır. Irkının, kavminin, asabiyetinin üstün olduğuna inananlar varsa, gitsinler ve o şehitliklerimize baksınlar...
Bir ırkın diğerine, bir milletin diğerine, bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak, en başta bu topraklara karşı saygısızlıktır, en başta bu toprakların özüne ihanettir. Bakın parlamentoda milletvekili, sanıyorum kariyeri de var. Ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor. Ülkemizdeki birisi için millet, birisi için ulus diyor. İçerikten haberi yok.
BENİM İÇİN GURUR
Başbakan Erdoğan, "1981'de Aksaray'daki mezun olduğum, o zaman tabi akademi adı altındaki fakülte, bugün üniversite yapılanması içinde olan burası benim için çok anlamlı. Bugün fahri doktora ünvanı alıyor olmanın heyecanı içindeyim. Bu salonda alıyor olmanın bende ikinci bir anlamı da var. Belediye başkanlığım döneminde merhum Mehmet Ali Birand ile biz bu salonda 32. Gün programını yaptık. Coşkulu bir öğrenci grubu da o programdaydı" dedi.
Hasan AY
