"Samimiyseniz işte buradayız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermeni iddialarına ilişkin "Lobilerle bu iş yürümez, lobilerle hak tecelli etmez, çünkü dik duran bir Türkiye var, bunun karşısında bunu yapamazsınız. Şayet samimiyseniz, sorunu çözmeye, adil bir hafızaya özellikle niyetiniz varsa işte biz buradayız, arşivlerimizle, tarihçilerimizle, özgüvenimizle buradayız." dedi

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Mart 2015 , 00:00 Güncelleme Tarihi :19 Mart 2015 , 17:41
Samimiyseniz işte buradayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çanakkale Ruhu ve Gençlik" konulu kompozisyon yarışmasının ödül törenine katıldı.

Erdoğan, "Çanakkale'yi diğer savaşlardan ayıran en önemli özellik, savaşın kendine özgü askeri ve siyasi mantığının ötesinde, insanî değerlerin ön plana çıkmasıdır. Bu savaş, dünya barışı için, insanî değerlerin 20. yüzyıla taşınması için yeni bir ufuk açmıştır" diye konuştu.

"MEHMETÇİK, KARŞISINDAKİNİ SADECE BİR DÜŞMAN OLARAK GÖRMEDİ"
Tarihin kaydettiği en büyük savaşlardan biri olan bu mücadelede, Mehmetçik'in karşısındakini sadece bir "düşman" olarak görmediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Kendisi gibi ümitleri, kendisi gibi sevdaları, hayalleri, aileleri olan birer insan, bir can olarak görmüştür. Her iki taraf da cephede olmasına, birbirleriyle savaşmasına rağmen, insanî ilişkiler kurmayı başarabilmiştir. İki tarafın askerleri arasında doğan saygı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ileride o gün savaştığı ülkelerle kurduğu dostluk ve işbirliğinin insanî dokusunu oluşturmuştur. O gün Çanakkale'de bize karşı savaşan milletler, siperden sipere, cepheden cepheye büyüyen dostluk köprüleri kurmuştur. İnşallah bu yıl 23 Nisan'da İstanbul'da düzenleyeceğimiz Uluslararası Barış Zirvesi ile Çanakkale'nin bu özelliğini tekrar vurgulayacak, dünyaya çok farklı bir mesaj vereceğiz. 100 yıl önce savaşın tarafları olarak karşı karşıya gelen milletlerin evlatları, inşallah 23 ve 24 Nisan'da bütün dünyaya barış ve kardeşlik mesajı vermek için bir arada olacak, aynı çatı altında buluşacaklar."

"İSTİKLALİMİZDEN, İSTİKBALİMİZDEN VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDEN HİÇBİR ŞEKİLDE TAVİZ VERMEYİZ VE VERMEYECEĞİZ"
Erdoğan, "Unutmayınız ki, Çanakkale destanı hasta adamın diriliş cehdidir. İki yüzyıldır hor görülen, üzerinde türlü oyunlar oynanan bir milletin adeta küllerinden yeniden doğuşunun adıdır. Türkiye, Çanakkale gibi, İstiklal Harbi gibi büyük mücadelelerin, büyük fedakarlıkların üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Çanakkaleli şehitlerin torunları olarak istiklalimizden, istikbalimizden ve özgürlüğümüzden hiçbir şekilde taviz vermeyiz ve vermeyeceğiz" dedi.

"BU ÜLKENİN CAMİLERİ TAMAMEN KEYFİ NEDENLERLE KAPATILDI, SATILDI, BAŞKA AMAÇLAR İÇİN KULLANILDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunan öğrencilere de seslenerek, "Sizlerden, yakın tarihimizde çekilen çileleri, ödenen bedelleri, bugünlere ulaşmamıza imkan sağlayan fedakarlıkları çok iyi idrak etmemizi bekliyorum. Çok uzun yıllar bu topraklar üzerinde farklılığa, farklı olana tahammül edilmedi, edilemedi. Milli, manevi değerler ayaklar altına alındı. Çiğnendi, yok sayıldı. Yüzlerce kitap, binlerce kitap dini eser olduğu gerekçesiyle, eski harflerle yazıldığı gerekçesiyle ya da farklı düşünceler ihtiva ettiği gerekçesiyle yasaklandı, yakıldı. Sadece Kur'an-ı Kerim'ler, ilmihal kitapları, mevlit kitapları değil, Elif Balar, Hz. Ali cenkleri, gazete ve dergiler, sağcı, solcu yazarların kitapları toplatıldı. Bu ülkenin camileri tamamen keyfi nedenlerle kapatıldı, satıldı, başka amaçlar için kullanıldı" dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti: "İnsanlar, mülteci, yobaz, takunyalı, başörtülü, takkeli diye tahkir edildi, takip edildi, fişlendi. Mütefekkirlerimiz, münevverlerimiz, talebe yetiştiren alimlerimiz hapislere düştüler. Ceza çektiler, zulüm gördüler. Milli şairimiz Mehmet Akif dahi uzun yıllar irticacı yaftasıyla polis takibine maruz kalmış, her hareketi adım adım kaydedilmiştir. Sadece ülkemizde değil, sürgünde yaşadığı dönemde de bu takipten kurtulamamıştır. Çok acıdır, Mehmet Akif'in Mısır sürgününden İstanbul'a dönmesinin ardından, orada bastırdığı Safahat'ın son cildi 'Gölgeler' bölümünün bu memlekete girişine izin verilmemiştir. O Akif ki, 500 liralık para ödülünü yoksul kadınlara ve çocuklara, örme işleri öğreten Dar'ül Mesai adlı hayır kurumuna bağışlayan yüce bir ruha sahipti."

Erdoğan, konuşmasının ardından yarışmada dereceye girenlere ödüllerini verdi.