Aşırı sağın yükselişte olduğu Fransa'da futbola da ırkçılık sıçradı. Ortaya çıkardığı skandallarla ün kazanan Mediapart isimli haber sitesi, Fransız Milli Takımı'ndaki siyahi ve Arap kökenli futbolcuların sayısını azaltmak için kota uygulamasına geçtiğini iddia etti. Federasyon ve Milli Takım Teknik Direktörü Laurent Blanc haberi yalanlarken, spordan sorumlu Devlet Bakanı Chantal Jouanno soruşturma başlattı. Mediapart sitesi de önümüzdeki günlerde gizli toplantının belgelerini yayınlayacağını açıkladı.
2010 yılı sonu gizli bir toplantı gerçekleştiren federasyon yöneticileri ve teknik ekip milli takımlardaki ve futbol okullarındaki göçmen kökenli gençlerin yüzde 30'la kısıtlanmasını kararlaştırdı. Mediapart'a göre Milli Takım Teknik Direktörü Laurent Blanc da karara onay verdi. Göçmen kökenli Zinedine Zidane ve Nicolas Anelka gibi dünyaca ünlü futbolcuların yetiştiği Clairefontaine Futbol Enstitüsü'ne de göçmen futbolcu kotasını uygulaması için talimat verildiği iddia ediliyor. Fransa Futbol Federasyonu'nun resmî belgelerine dayandırılan haberi Federasyon Teknik Kurulu Başkanı François Blacquart yalanlarken, "Söz konusu iddialar hiçbir şekilde yazılı ve resmî bir şekilde tartışılmadı." dedi. Milli Takım Teknik Direktörü Laurent Blanc ise söz konusu toplantıyı doğrulayarak, kota kararı aldıklarını hatırlamadıklarını açıkladı. Spordan sorumlu Devlet Bakanı Chantal Jouanno ise iddialara sessiz kalamayacaklarını belirterek dün soruşturma başlattı. 1998 milli takım kadrosunun sembol ismi Lilian Thuram ise "İlk başta şaka zannettim. Ancak, iddiaların ciddiyetini görünce büyük şaşkınlık yaşadım." ifadelerini kullandı.
Mediapart'ın haberine göre, federasyon yetkilileri ırkçılık iddialarını reddederek kota kararını "atletik futbolcular yerine futbol zekası yüksek" futbolcular yetiştirmek için aldıklarını belirtiyor. Ancak, Mediapart Arap ve Afrikalı futbolcuların futbol zekasının beyaz futbolculardan daha düşük olduğu imasının da ırkçılık olduğunu hatırlatıyor. Haberde, milli takım içerisinde Müslüman futbolcuların "İslamcı" veya Haçlı seferleri döneminde Arapları tanımlamak için kullanılan "sarrasin" lakaplarıyla anıldığı kaydediliyor. Fransa'da aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin (FN) yükselişi futbola da sirayet etti. FN'in liderliğini kızı Marine Le Pen'e devreden Jean Marie Le Pen, 2006'da Fransa Milli Takımı'nda çok fazla siyahî futbolcu oynadığını söylemiş ve ulusal marşı dahi ezbere bilmeyen futbolcuların Fransa'yı temsil etmediğini iddia etmişti.
1998 ruhu kayboldu
Fransa, göçmen kökenli futbolcularla büyük başarılara imza atarak diğer ülkelere örnek olan ilk Avrupa ülkesi olarak biliniyor. Zinedine Zidane'ın yıldızlaştığı 1998'deki Dünya Kupası'nı kazanan efsane kadro Fransa'da göçmenlere karşı önyargıların kırılmasında büyük rol oynamıştı. Fransa bayraklarının renkleri "beyaz, mavi, kırmızı" yerine Fransız, Arap ve Afrikalıları temsil eden "beyaz, kahverengi, siyah" sloganı yaygınlaşmış ve çok kültürlü Fransa'nın başarısı olarak Fransız Milli Takımı model gösterilmişti. Fransa'da toplumbilimciler, 1998 ruhunun göçmen toplumların Fransa'ya entegrasyonunda büyük rol oynadığını belirtiyor. Siyasette ve ekonomide ayrımcılık kurbanı olan göçmen kökenli gençler, gerçek hayatın aksine sadece kabiliyetin esas alındığı sporda elde ettikleri başarılarla Fransa'yı temsil ediyor. Ancak, 2010'daki Dünya Kupası'nda büyük hayal kırıklığı yaşayan milli takımda göçmen kökenli futbolcular suçlu gösterilmişti. Fransız basınının eleştirileri siyahî futbolcular üzerine yoğunlaşmış ve millî değerleri önemseyen futbolcuların millî takımda oynaması gerektiği görüşleri ağırlık kazanmıştı. Alman Milli Takımı'nın göçmen kökenli futbolculara açıldığı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Mesut Özil'e ödül verdiği bir dönemde, futbolda çok kültürlülüğün öncüsü Fransa'nın bu kararının hem toplumsal entegrasyona hem Fransız futboluna ağır bir darbe vurması bekleniyor.