Bilimsel çalışmada, farklı mevsimlerde kadavralara yerleşen böcek türlerinin tespiti, adli entomolojide bir cinayetin nerede ve ne zaman işlendiği ve cesedin bir yerden bir yere taşınıp taşınmadığı gibi konularda önemli ipuçları veriyor.
Araştırmacıların adli entomolojideki bilimsel veriler üzerine yürüttüğü çalışmalar, bazı olayların çözümünde emniyet ve jandarma birimlerine yardım ederken, Türkiye'deki ve KKTC'deki bazı cinayet davalarında da delil olarak gösterildi.
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Uygulamalı Biyoloji Anabilimdalı Öğretim üyesi Adli Entomoloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Sert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, adli entomoloji (biyokriminal entomoloji) çalışmalarının, bazı böceklerin yaşam döngülerinin incelenmesi ve cesede geliş zamanlarından yararlanılarak ölüm zamanının tahmin edilmesi süreci olduğunu anlattı.
Sert, bu bilimsel alanın cinayet veya şüpheli ölüm gibi durumlarda kurbanın ne zaman öldüğünün tahmin edilmesi ve ölümün nerede gerçekleştiğinin belirlenmesi konusu üzerine çalıştığını belirtti.
Daha önce yapılmış deneysel çalışmaların bazı sineklerin dakikalar sonra cesede ulaştığını ve bu böceklerin, genellikle iki familyaya ait böcek türleri olduğunu gösterdiğini bildiren Sert, şu bilgileri verdi:
''Bu sinekler ceset üzerindeki doğal boşluklara veya vücut üzerinde ölüme neden olabilen yaralı bölgelere yumurtalarını bırakırlar. Ceset üzerinde yumurta, larva, pupa ve ergin dönemini geçiren sinek türlerine ait bireylerin uygun sıcaklık koşulları altında hayat uzunluklarının tespit edilmesi, daha sonra da özellikle kınkanatlı böcek türlerinin ceset üzerinde belirli bir sıra ile beslenmesi ölüm zamanı tahmini yapılmasına imkan tanımaktadır.
Entomolojik delillerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi sonucunda esas olarak ölüm zamanı olmak üzere, ölümün meydana geldiği mevsim, cesedin bir yerden başka bir yere taşınıp taşınmadığı, ölümün meydana geldiği coğrafi alan, vücutta travmanın meydana geldiği alanlar, cinsel istismar olup olmadığı, uyuşturucu kullanılıp kullanılmadığı gibi sorular cevaplanabilmektedir.''
''TÜRKİYE'DEKİ ADLİ ENTOMOLOJİ ÇALIŞMALARI''
Dünya üzerinde böcek türlerinin dağılımının, çok geniş bir alanda, kozmopolit olabildiği gibi çok dar bir bölgede de olabildiğini ifade eden Sert, belli bir alanda dağılım gösteren endemik türlerin ölüm olayının belirli bir bölgede işlenmiş olabileceği konusunda ciddi veriler sunduğunu söyledi.
Sert, ayrıca yaygın böcek türlerinin de Türkiye'de nerede, ne zaman ve hangi türlerle birlikte ortaya çıktıklarının bilinmesi doğru karar vermede önem taşıdığına işaret etti.
Türkiye'de konuya ilişkin çalışmaların 1999 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Suç Araştırma ve Soruşturma Merkezi (SASEM) yetkililerinin girişimleriyle başlandığını belirten Sert, daha sonra bu birim görevlilerine kurs, seminer ve dersler vermeye başladıklarını anlattı. Bu kurslara kısıtlı sayıda hakimin de katıldığını bildiren Sert, ayrıca seminerlerin çeşitli üniversiteler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve KKTC'de güvenlik kuvvetleri komutanlığı polis genel müdürlüğünde de verildiğini aktardı.
Doç. Dr. Sert, yıllardır özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü ve jandarma ekipleriyle çeşitli cinayetlerde ölüm zamanının tespiti üzerine bilirkişi olarak görev yaptığını belirtti. Özellikle son yıllarda jandarma ekipleriyle kırsal alanlarda bulunan cesetlerin ölüm zamanının tespiti üzerine çalıştıklarını anlatan sert, 2007 yılında KKTC'de ve Türkiye'de de bazı davalarda böceklerin delil olarak kullanıldığı entomolojik raporlar hazırladıklarını bildirdi.
DENEY BEYTEPE KAMPÜSÜNDE YAPILDI
Hacettepe Üniversitesi'nde konu ile ilgili olarak 2004 yılında fen fakültesi biyoloji bölümünde adli entomoloji laboratuvarının kurulduğunu kaydeden Sert, bu laboratuvarlarında Beytepe Kampüsü'ne farklı mevsimlerde yerleştirilen 12 domuz kadavrasına yerleşen leş böceklerine ilişkin bilimsel bir araştırma yaptıklarını bildirdi.
Bir yıl süren araştırmalarında Ankara merkez ilçelerinin leş böcek faunasını tespit ettiklerini belirten Sert, şunları kaydetti:
''Kampüse farklı mevsim ve farklı aylarda toplam 12 domuz kadavrası yerleştirdik. Bu kadavralara hangi mevsimde, hangi saatte ve hangi sıcaklıklarda hangi böceklerin yerleştiğini tespit ettik. Araştırmada bir yıl boyunca, günde üç kez domuz kadavralarından örnekler alınarak, üzerinde hangi tür böceklerin yerleştiği araştırıldı. Böceklerin tespitinde kadavradan alınan örneklerin alındığı saat ve hava sıcaklıklarına dikkat edildi
Çalışma sonucunda böcek türlerinin yıl içindeki dağılımını da gösterdik. Daha sonra verilerimizi uzun süreli bilimsel bir süreçten geçirerek Ankara geneline ait böcek haritasını çıkardık. CALLIPHORIDAE familyasından dört böcek türünü tanımladık.''
Doç. Dr. Sert, araştırma verilerinden tespit edilen türlerin yıl içerisindeki dağılımlarının belirlendiği iki yüksek lisans tezinin yayımlandığını, bu tezlerden yapılan makalelerden birinin de Science Sitation Index'de (SCI) taranan A sınıfı bir dergi olan Forensic Science Internationalda diğerinin ise yine SCI'de yeralan Journal of Forensic Science'da yayımlandığını, ayrıca iki master tezi çalışmasını sürdüğünü de bildirdi.
Çalışmalarının entomolojide cesedin ölüm yerinin ve saatinin belirlenmesinde doğru tahmin yapılması için önem taşıdığına işaret eden Sert, araştırmalarının Türkiye genelinde yapılmasının adli entomoloji çalışmalarına büyük katkı sağlayacağını vurguladı.
''HASSAS TAHMİNLER ÖNEMLİ''
HÜ Fen Bilimleri Enstitütüsü bünyesinde ''Kriminal Entomoloji'' isimli yüksek lisans dersi verdiklerini ve bu konuda uzmanların yetiştirilmesine çalıştıklarını belirten Sert, bu bilim dalının önemine ilişkin şöyle konuştu:
''Teknolojinin çok geliştiği günümüzde insanların bir günde dünyayı dolaşabildiğini düşünürsek, ölüm saati üzerine yapılacak hassas tahminler önem taşıyor. Artı bir veri olarak kısa sürede sunduğumuz bilimsel sonuçlarımızın yaygınlaşmasını, bu bilim dalından avukatların ve savcıların daha çok haberdar olmasını ve adli entomolojinin adli sisteme daha çok katkı sağlamasını arzu ediyoruz.''