Diyanet, Cuma hutbesi ile kadına şiddete 'dur' dedi

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile kadına karşı şiddete karşı iş birliği protokolü imzalayan Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma hutbesinde de bu konuyu işledi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :25 Kasım 2011 , 00:00 Güncelleme Tarihi :25 Kasım 2011 , 15:17
Diyanet, Cuma hutbesi ile kadına şiddete ’dur’ dedi
'Eşimiz, Evladımız, Annemiz: Kadın' başlığı ile tüm camilerde okutulan hutbelerde, kadına yönelik şiddet ve aşağılamanın cahiliye devrinin köhne anlayışı olduğu vurgulandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okutulan Cuma hutbesinde şiddet, baskı ve aşağılamanın hayatın hangi alanında ve kime karşı olursa olsun büyük bir zulüm ve suç olduğu belirtildi.

"Sevgili Peygamberimiz kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla bütün insanlara büyük değer vermiştir. Bilhassa kadınlar ve kız çocukları konusunda özel tavsiyelerde bulunmuştur. Kadınların ve kız çocuklarının, şiddet, baskı ve aşağılamadan uzak tutulması için her fırsatta uyarılarda bulunmuştur. Zira kadın, insanlığın varlık sebebidir. Yüce Kitabımızda kadın; bütün insanlığın anası Havva'dır. Cesaret ve asaletiyle Asiye'dir. İffet ve temizliğiyle Meryem'dir. Sadâkat ve teslimiyetiyle Hacer'dir. Hayatın zorlukları karşısında eşine verdiği destekle Hatice'dir. Peygamber hikmetini kendisinde tevârüs ettiğimiz Âişe'dir. Nesli Pâki Muhammedî'nin annesi Fâtıma'dır. Cefakâr annelerimiz, vefakâr kız kardeşlerimiz, kader ortağımız çilekeş eşlerimiz olarak kadın her türlü hürmet ve saygıya layıktır." denildi.

"İNSANLIK KADIN HAKLARI KONUSUNDA BÜYÜK BİR İMTİHAN İLE KARŞI KARŞIYA"

İnsanlığın bugün bilhassa kadın hakları konusunda büyük bir imtihan ile karşı karşıya olduğu kaydedilerek, "Dünyanın hala pek çok yerinde kadınlar; akıl almaz, vicdanlara sığdırılamaz baskı, şiddet ve zorbalıklara maruz kalmaktadır. Öteden beri kadınlarımıza ve kız çocuklarımıza yönelik baskı, şiddet ve aşağılamanın arkasında cehalet, kaba kuvvet ve kadın algısına dair bir takım yanlış ve köhne görüş ve düşünceler yatmaktadır. Aslında bütün bunlar cahiliye devrinin anlayış ve düşünceleridir. " ifadelerine yer verildi.

Cahiliye devrinin kadını aşağılayan tutum ve tavrına dikkat çekilen hutbede şu görüşlere yer verildi: "Cahiliye insanının kadını aşağılayan tutum ve tavrını en çarpıcı ve etkileyici biçimde Cenab-ı Hak bize resmetmektedir: 'Onlardan birine bir kızının dünyaya geldiği müjdelendiğinde, içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen bu kötü haber yüzünden utanır ve eşinden dostundan gizlenirdi.' İşte cahiliye insanının acınası ruh hali bu idi. Kadına karşı yönelen şiddet sebebiyle, çağdaş cahiliyenin ruh hali de bundan daha iyi değildir."

Kadını metalaştıran, onu eşya seviyesine indiren inkârcı-materyalist anlayışın payının da unutulmaması gerektiği vurgulandı. Manevi değerleri yok sayan, hayatı hazcılığa indirgeyen yaklaşımın payının da inkâr edilemeyeceği belirtildi.

"KADIN VE ÇOCUĞA ŞİDDETTE ALKOLİZMİN ETKİSİ DE GÖZ ARDI EDİLEMEZ"

Cuma hutbesinde, kadın ve çocuğa yönelik şiddette, alkolizmin etkisinin de göz ardı edilemeyeceği kaydedildi. Özellikle, Batı'da ortaya çıkan ve giderek dünyanın diğer bölgelerine de sirayet eden cinsellik ve şiddetin nesnesi haline getirilmiş kadınların, âhu enînlerinin, feryatlarının insanlığın vicdanını sızlattığı vurulandı. Bu realitenin ticari bir sektöre malzeme edilmesi de yürek burkan bir trajedi olarak nitelendirildi.

Hutbede şu görüşlere yer verildi: "Rabbimiz, haksızlık ve zulmü asla sevmez. Zulüm ve şiddeti hoş gören hiçbir yaklaşımın, düşüncenin, geleneğin ve inanışın; kendisine Kuran ve Sünnet'te yer bulması mümkün değildir. Dinimizin hedefi, kadını ve erkeğiyle bütünleşmiş, ayrılığı ve parçalanmayı tasvip etmeyen, herkesin hak ve hukukunun gözetildiği erdemli bir fert ve toplum inşa etmektir. Geliniz, kendimizden başlamak üzere, acısıyla, tatlısıyla ömrümüzü birlikte geçirdiğimiz eşlerimizi, ailelerimizi, komşularımızı ve tüm çevremizi elimizden, dilimizden, emin kılalım. Zira mümin, güven veren emin kimsedir. Geleneğimizdeki, 'karıncayı dahi incitmeme' ilkesi hayatımızın vazgeçilmez düsturu olsun. Gönül kırmanın Kâbe'yi yıkmaktan daha büyük bir vebal olarak telakki edildiğini hiçbir zaman unutmayalım. Şiddet, hayatımızdan uzak olsun. Sevgi, saygı hoşgörü hayatımıza hakim olsun. Aziz kardeşlerim, kadınını alçaltan milletlerin yükseldiğine tarih şahit olmamıştır."