Gebelik ebelik zehirlenmesi, diyabet veya herhangi başka bir hastalık durumunda oruç tutulması gerekir. Annede kansızlık görülebilir. Sindirim sistemindeki değişikliklere bağlı olarak bulantı, kusma veya gebelik reflüsü olabilir.
Çinko eksikliği görülürse anne karnındaki bebeğin büyüme ve gelişimi riske girer. Gebelikteki çinko gereksinmesi normal bireylere göre 20 mg artmaktadır. Bu nedenle zengin çinko kaynağı olan et ürünleri, su, yumurta ve süt ürünleri yeterli ölçüde alınmalıdır.
Oruç tutma döneminde uzun süre aç kalma hipoglisemiye (düşük şeker) neden olacağından birden hızlı yemek yemek hiperglisemiyi (yüksek şeker) artırıp daha sonra hipoglisemiye yol açar. Aşırı tatlı yendiğinde kandaki şeker hızlıca yükselir. Pankreas aşırı çalışarak çok fazla insülin üretir. Kan şekerinin aniden düşmesine neden olabilir. Halsizlik, yorgunluk, üşüme, terleme gibi şikayetler oluşur.
Anne karnındaki bebeğin kordon sayesinde annenin kanıyla beslendiği unutulmamalıdır. Kan şekerindeki ani dalgalanma bebeğe zarar verir. Oruç tutan gebelerin özellikle aşırı tuz ve aşırı yağ miktarına dikkat etmeleri gerekir. Yemekleri kızartma, kavurma ve diğer ateş üstünde (mangal gibi) pişirmek dışında fırında, haşlama, buğlama tekniği ile pişirmeleri önemlidir.
'Ben artık 2 kişiyim' mantığıyla aşırı yemek yeme sahur ve iftarda şişkinlik, gaz ve reflü şikayetlerini artırır. Yemek yendikten en az 1.5-2 saat sonra uyunmalıdır.
Sahurda çay kahve gibi kafeinli içecekleri çok tüketmek gebelerde anemiye (kansızlık) sebebiyet verebilir. Bu süreçteki şişkinlik ve kabızlık şikayetlerini probiyotikler azaltacaktır.
Gebelerde sıvı gereksinmesi kilogram başına 30 cc'dir. Yani ortalama 70 kilo olan gebenin günde 2 litre su içmesi gerekir.
Beslenmenin zayıf olması kanda düşük şeker seviyelerine, yağ hücrelerinin yıkımına sonuç olarak kanda keton cisimciklerinin artmasına neden olacaktır. Çoğunlukla normal gebelikte insülin direnci oluşumu vardır. Bu durum da yağ hücrelerinin yıkımına ve keton oluşumuna sebep olur. Keton cisimciklerinin kanda artıp bebeğe geçmesinin nörolojik ve psikolojik olarak uzun vadede bazı olası yan etkilerden söz edilmektedir.
Gebelik süresince yetersiz beslenme birçok problem yaratır. Protein ve kalsiyum eksikliğinde gebelik zehirlenmesi oluşabilir. Bu yüzden protein alınması önemlidir. En iyisi hayvansal proteinlerdir (et, yumurta, balık, tavuk gibi).
KAYISI, İNCİR, ERİK MİDEYİ RAHATLATIR
Kepekli ve beyaz ekmek yerine tam buğday ve çavdar ekmekleri tercih edilmeli. Kayısı, incir, erik gibi bağırsak hareketlerini arttıran meyveleri taze veya kuru olarak her gün tüketmeli. Bulgur, kepekli pirinç gibi posa içeriği yüksek besinler haftada birkaç kez yenilmeli. Gebe bir kadının kalsiyum gereksinimi 1200- 1300 mg'dır. Gebeliğin başlangıcından itibaren günde 3-4 bardak süt ve süt ürünlerini tüketmek kalsiyum gereksinmesini karşılar.
GEBELERE ÖZEL İFTAR MÖNÜSÜ
Hurma (1-2 adet)
Çorba (et suyuna önerilir. )
15 dakika beklendikten sonra bol salata
Et, tavuk, balık (ızgara, haşlama, fırın) veya kurubaklagil yemeği
Sebze yemeği
Pilav, makarna (kepekli pirinç ya da bulgur pilavı)
Yoğurt-ayran (az tuzlu olmak şartıyla) veya probiyotik yoğurt
Mutlaka aşırı yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, çok tuzlu ve çok şekerli besinlerden kaçınılmalı.
Bol sıvı alınmalı.
GEBELERE ÖZEL SAHUR MÖNÜSÜ
Peynir çeşitleri
Tam buğday ekmeği
Süt ya da probiyotik yoğurt
Lifli gıdalar (kabuklu domates, salatalık vb.)
Taze meyve
Bol sıvı, kompleks karbonhidrat tüketilmeli, kızartmalardan çok şekerli çok tuzlu gıda tüketiminden kaçınılmalı.
YARIN: İFTAR SONRASI KRİZ GEÇİRMEYİN
HAZIRLAYAN: HÜLYA BALCI