Birbirinden farklı gerekçelerle birçok
ülke Türkiye'ye karşı açık ya da gizli
tavır alabilir.
ABD, Ortadoğu'daki çıkarlarına ters
düşen girişimlerde
bulunduğumuz gerekçesiyle
bize kızabilir ve bu kızgınlığını
farklı kanallardan tepki
göstererek ortaya koyabilir.
Nitekim Kuzey Irak'la
petrol anlaşması yapmamızı
istemiyorlardı.
Yaptık.
Belli ki, kızdılar.
Onlar da bizi
kızdırmaya çalışıyor.
Bu anlaşılabilir.
***
İsrail, Türkiye'ye karşı
düşmanca tutum
takınabilir.
Biz de
izlediğimiz dış
politikayla
İsrail'in karizmasını çizmeye çalışıyoruz.
Ortadoğu'daki kurgularını bozuyoruz.
Bundan dolayı İsrail'in Türkiye üzerine
oyunlar oynaması da anlaşılabilir.
***
Mısır'ın askeri yönetimi bizi
sevmeyebilir.
Biz de Sisi'yi sevmiyor ve tanımıyoruz.
***
Suriye lideri Beşar Esat, Türkiye'nin
karışmasını, iktidarın değişmesini
isteyebilir.
Şaşırtıcı değil.
Çünkü Türkiye de onun gitmesini, 40
yıllık Esat hanedanlığının bitmesini istiyor.
***
İran dost görünüp Türkiye'nin altını
oymaya çalışabilir.
Normal.
Çünkü Ortadoğu'da Türkiye ile birlikte
İran'ın da liderlik iddiası var.
Bu rolü Türkiye'ye kaptırmak
istemiyorlar.
"Acem oyunu" anlaşılabilir.
***
Türkiye'nin gerçek anlamıyla
"düşman" olarak bildiği Yunanistan'ı
bile anlamak mümkün.
Çünkü Kıbrıs başta olmak üzere
çatışma alanlarımız çok.
Ama bir müzikholde sirtaki ya da
zeybek havası çaldığında "gavur" sözünü
unutup kollarımızı kartalın kanatları gibi
açarak oynamaya başlıyoruz.
Halklar dost, devletler sorunlu.
Bu da anlaşılabilir.
***
Yanı başımızda ya da uzağımızdaki
ülkelerin Türkiye'yi karıştırmak, bölmek,
zayıf düşürmek istemeleri normal.
Bunu sadece bize yapmıyorlar.
Rekabet halinde olan tüm ülkeler
birbirine benzer oyunlar oynuyor.
ABD'nin Almanya Başbakanı'nı gizlice
dinlemesini "iyi niyetle" yorumlamak
mümkün mü?
MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat
Öneş'in söylediği gibi, Türkiye üzerine
uluslar arası oyunlar dün vardı, bugün var,
yarın da olacak.
Bunların hepsi normal...
***
Ama normal olmayan bir durum var.
Kendi kendimize kötülük yapmamız.
İçimizdeki kavgalarla Türkiye'nin büyük
çıkarlarına zarar vermemiz.
Bakın Halk Bankası'nı 3 günde erittiler.
Sadece o mu?
Türkiye'de halka açık şirketlerin
tamamına yakınının piyasa değeri geçen
hafta yüzde 10 ile 50 arasında değişen
oranlarda düştü.
Faiz yükseldi, döviz rekor kırdı,
borçlarımız arttı.
Bunlar normal değil.
***
"Yolsuzluk iddialarının hiç mi
anlamı yok" deniliyor.
Elbette hepsinin sonuna kadar üzerine
gidilmeli.
Ama birilerinin suçlu olup olmadığına
karar verme yetkisi mahkemelerdedir.
Hükümet dosyalar üzerinden
"demokrasi dışı bir oyunun"
sahnelenmek istenmesine tepki gösteriyor.
Türkiye'nin tüm varlıklarını küçülten,
büyük bir oyun.
İşte bu ortamda herkesin yanıtlaması
gereken soru şu:
Gerçek düşmanımız kimdir bizim?
Aslında kolay bir soru.
Çünkü Yunus Emre yanıtı 700 yıl
önce vermiş:
"DÜŞMANIMIZ KİNDİR BİZİM..."