Ruslar gelmiyor, turist azaldı, turizmciler her gün bir demeçle ağlıyor...
'Battık, bittik öldük...' Hükümet; teşvik, yardım, borç erteleme, elden ne geliyorsa yaptı...
Ağlamalar bitmedi...
Üstüne bir de 9 günlük tatil ilave edildi...
Rezervasyonlar ardı ardına gelirken, sektör nefes almaya başladı.
Ege ve Akdeniz'de doluluklar yüzde 80'leri aştı...
İşte ne olduysa o zaman oldu...
Sen misin tatil planı yapan. Sen misin rezervasyonları dolduran.
Bizim bazı otelciler ellerini ovuşturup, muhasebecileriyle baş başa verdi, fiyatlarla oynamaya başladı.
250 liralık oda fiyatları, 750 liraya çıktı... Nasılsa mecbur gelecekler mantığı ile 9 günlük bir KAZANÇ hesabı yapıldı.
Mayıs ve Haziran aylarının ZARARI bizim yerli tatilciden böylece çıkartıldı...
Bu arada Rusya ile yakınlaşma oldu, bir gerçek daha ortaya çıktı.
Ruslar'a 1 haftalık tatil bin 300 liraya verilirken, aynı tatil Türk turiste 4 bin 500 lira olarak fatura edildi.
Otellerin fiyatlarını bir şekilde kabullenen tatilci, gittiği yerde ikinci bir şok daha yaşadı.
Bu kez her şey ateş pahası olmuştu bile...
"Otelciler yapar da biz yapamaz mıyız" diyen işletmeler devreye girdi...
Otoparkından kolasına, tostundan plaj girişine kadar her şeyin fiyatını bir anda katlayıverdiler.
Vatandaş bir kere evinden çıkmıştı...
Osmangazi Köprüsü bedavaydı ama sonrasında her şey el yakıyordu...
200 liraya balık, 400 liraya et, 60 liraya salata, 15 liraya su...
Sonradan OTOPARK yapılmış tarlalarda 1 saat 30 lira...
Biz bunları eleştiriyorken, turizmciler de bizimle dalgasını geçmeye başladı.
Yeni Asır Gazetesi Çeşme'deki fiyatları haberleştirince, Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Veysi Öncel, "Fiyatlar vatandaşa pahalı geliyorsa ıstakoz, kalamar yiyeceğine çarşıya gidip kumru yesin, bedava halk plajlarına gitsin" deyiverdi...
Yani diyor ki, "Arkadaş biz sizi kazıklıyoruz. Haberin olsun..." Şimdi önümüzde Kurban Bayramı tatili var. 9 güne çıkma ihtimalinden de bahsediliyor.
Kurban Bayramı tatili için bir plan yapmalıyız...
Ya vatandaş bu arkadaşlara bir DERS verip gitmeyecek, bizim yaptığımız gibi bomboş kalan İstanbul'un ve Boğaz'ın tadını çıkartacak...
Ya da şimdiden para biriktirmeye başlayacak...
TURİZMCİYE NOT:
Fiyatları düşürmüyorsunuz, "Ürünümüz zarar görmesin, ileride indiremeyiz" diyorsunuz, kabul. Ama fiyatı niye artırıyorsunuz arkadaş?
Bu fırsatçılığın sonunun müşteri kaybetmek olduğunu bilmiyor musunuz? Yabancıya ucuz verince ürünün kalitesi düşmüyor mu? Haber başlığımızdı, hatırlayın:
Türk'ün canı patlıcan mı?