İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu karışıklığın farkında olmalı ki, medyanın Ankara Temsilcilerine ayrıntılı bir 'göç sunumu' yaptı.
Suriyeliler üzerinden sokağı hareketlendirmeye çalışanlara dikkat çeken Soylu'ya göre, bu işin perde arkasında bazı Körfez ülkeleri ve FETÖ var. Suriyelilere TOKİ'den bedava ev verildiği, üniversitelere sınavsız girdikleri, devlet memuru yapıldıkları, maaşa bağlandıkları gibi asılsız iddiaların maksatlı olarak gündeme getirildiği kanaatinde.
Türkiye'de 3 milyon 639 bin 284 Suriyeli göçmen var. Her gün 2 bin kaçak göçmen yakalıyoruz.
Gelenlerin yüzde 60'ı Misak-ı Milli sınırlarındaki yerleşim yerlerinden.
Irak, Suriye ve Afganistan üzerinde hesapları olan emperyal güçlerin yarattıkları terör ve şiddet ortamı devam ettikçe gelmeye de devam edecekler.
Peki Türkiye bu sorunu mümkün olan en az zararla nasıl aşacak?
Suriyeliler ülkelerine geri dönebilecek mi? Daha doğrusu dönmeyi isteyecek mi? Soylu'nun bu sorulara verdiği cevaplar son derece olumlu...
Geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nda Suriye'ye geçen 85 bin kişiden 36 bini geri dönmemiş. Umut verici tek rakam bu değil. Araştırmalara göre Türkiye'deki Suriyelilerin yüzde 65'i ülkesine geri dönmeyi istiyor.
Tabi geri dönüşün ilk koşulu bu insanların öz vatanlarında güvenliğin sağlanması. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terörden arındırılan bölgelere yenilerinin eklenmesi.
Suriyeli düşmanlığı yaparak ortamı germeye çalışan yerli faşistlerimiz için birkaç not daha aktaralım da, yürekleri iyice soğusun...
-Suriyelilerin suça karışma oranı binde 4. Karıştıkları suçların yüzde 25'i kendi aralarında çıkan tartışmalar.
● Tüm Suriyelilerin biyometrik bilgileri kayıt altında. 2017'den sonra tüm veriler güncellenmiş durumda.
● Yüzde 50'si 18 yaş altında.
İlkokul çağındaki çocukların okula gitme oranı yüzde 96.99.
● Türkiye'nin son derece planlı, organize ve tüm dünyada takdir edilen bir göç politikası var. Batı dünyası göçmenleri Akdeniz'in soğuk sularında ölüme terk ederken, Türkiye vicdanının sesini dinleyerek hareket ediyor.
● Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre 2016'da Kuzey Afrika - İtalya hattını kullanarak Avrupa'ya geçen insan sayısı 181 bin 436. Türkiye- Yunanistan hattını kullanarak Avrupa'ya geçenlerin sayısı ise 173 bin 561. İlk hatta hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bin 576, ikinci hatta ise sadece 434! Bu rakamların anlamı çok açık. Bazı AB ülkeleri Libya'daki çetelerle anlaşıyor ve göçmenleri Avrupa'ya ulaşmadan denizin ortasında ölüme mahkum ediyor.
İşte böyle acımasız bir dünyada göçmenler için adeta çöldeki bir vaha Türkiye...
Elbette ki bu kadar çok göçmene ev sahipliği yapmanın bir bedeli var. Ancak bu sorun kabul edelim ya da etmeyelim öncelikle bizim sorunumuz. Çünkü "Coğrafya kaderdir" sözü maalesef doğru.
Türkiye göçmenler için bir geçiş ülkesi...
Son söz "Açalım kapıları Avrupa'ya gitsinler" diyenlere.
O kapıları açtığımız anda Türkiye'ye akın edecek insan sayısı şu an içerde olan 5.7 milyonun çok ama çok üzerine çıkar. Ve bugün yönetebildiğimiz göç dalgası kontrolü imkansız dev bir tsunamiye dönüşür.
Önüne çıkan her şeyi yıkar geçer...