Dönemin Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon, Bergama'daki Ovacık Altın Madenini ziyaret eder...
Madeni işleten Normandy'nin yetkililerinden brifing alır...
Türkiye'de 300 milyar dolarlık altın rezervi bulunmaktadır...
Ancak devlet ilginç bir şekilde bu altını çıkarmamaktadır. Özel sektörün önü ise Alman vakıfları tarafından finanse edilen sözde çevre eylemleriyle ustaca kesilmektedir.
Toprağın altındaki servet öylece dururken Türkiye yılda 200 ton altın ithal etmektedir!
Sonradan FETÖ'nün Ergenekon'dan tutuklattığı Tolon, duyduklarına çok şaşırır.
Çevrecilerin Bergama'dan kovmaya çalıştığı Normandy'nin yetkililerine plaket verir, işlerine devam etmelerini ister...
Tolon'un ziyaretinden sadece 20 gün sonra "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" adlı kitabın yazarı Necip Hablemitoğlu, Ankara'da öldürülür...
Bir FETÖ suikastına kurban gittiği yıllar sonra ortaya çıkan Hablemitoğlu'nun o kitapta ortaya koyduğu tez özetle şöyledir...
- Bergama'da altın aranmasına direnen bazı köylüler ve onlara destek çıkan sözde çevreciler aslında bir Alman komplosunun parçasıdır.- Elinde ciddi bir altın rezervi bulunan Almanya 'rekabet' kaygısıyla Türkiye gibi zengin rezervlere sahip ülkelerin altın çıkarmasını istememektedir.- Alman vakıfları yöre insanını örgütlemiş ve çevrecilik kisvesiyle Türkiye'nin altın üretmesini engellemektedirler.
Almanlar aslında Bergama'nın altında yatan büyük serveti Hablemitoğlu'ndan çok daha önce keşfetmiştir.Federal Almanya İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Ocak 1990 tarihli 'Türkiye'de Altın Konsepti' raporunda şu ifade yer almaktadır:
"Eurogold Şirketi'nce Bergama- Ovacık'ta bulunduğu açıklanan altın yatağı, Almanya açısından göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir gelişme olarak algılanmalıdır." 2000'li yılların başlarında Bergama'daki altın rezervleri birilerinin daha dikkatine çeker...
FETÖ'nün 1 numaralı finansörü Akın İpek, 2005 yılında 44.5 milyon dolar gibi komik bir bedelle Ovacık madenlerini satın alır.
İlginçtir, madenlerin FETÖ'ye geçmesiyle beraber Bergama'daki çevre eylemleri bıçak gibi kesilir...
Siyanüre karşı olan sözde çevreciler, Akın İpek'in yasal sınırların üzerinde siyanür kullanarak madencilik yapmasına niyeyse ses çıkarmaz...
İpek'e ait Koza Altın İşletmeleri birden bire sektörün en büyüklerinden biri haline gelir.
Bergama'daki madenlerini yok pahasına Koza'ya satan Newmont Mining Corparation, 2010 yılında sürpriz bir şekilde Türkiye'den çekilme kararı alır.
Türkiye genelindeki 63 ruhsat sahası dahil tüm altın projelerini ve araştırma verilerini de 8.5 milyon dolara Koza'ya satar... Üstelik taksitle!
Hikayenin devamını uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Altın işine girmeden önce Ankara'da düğün davetiyesi basan Akın İpek, Bergama'dan çıkardığı altınlarla hem örgütü finanse eder hem de servetine servet katar.
MASAK raporuna göre sadece Bahreyn, Malta ve Kıbrıs'taki hesaplara usulsüz olarak transfer ettiği paranın miktarı 7 milyar 40 milyon dolardır.
Bergama'nın hikayesi böyle... Emin olun Kaz Dağları'nın hikayesi de buna çok benziyor.
Senaryo yine aynı. Belki bu kez perde arkasında FETÖ yok ama çevreci hassasiyeti kaşıyanların yabancı istihbarat servisleri olduğundan hiç şüpheniz olmasın.