Moskova'da yapılan kritik zirvesinde, taraflar uzlaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile 2 ülkenin Dışişleri ve Savunma bakanlarının da bulunduğu heyetler, İdlib'de ateşkes kararı aldı.
Mutabakatının 3 maddesini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, beraber açıkladı. Buna göre;
İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca, tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde, saat 00:01'den itibaren durdurulacak.
M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecek. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, iki ülkenin savunma bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacak.
SİVİLLER YAŞADIKLARI YERE DÖNEBİLECEK!
Ateşkesle birlikte sadece çatışmalar durmuş olmayacak, aynı zamanda bölgeye giden sağlık konvoyları, yardım konvoyları da emniyet altına alınmış olacak, siviller tekrar yaşadıkları yerlere geri dönebilecek.
ATEŞKESİN KİLİT NOKTASI: M4 KARAYOLU
6 Mart itibarıyla başlayan bu ateşkesle birlikte İdlib'in güneyinde M4 karayolunun güzergahı adeta bir güvenli koridor haline gelecek. Bu güvenli koridor da yaklaşık 75 km uzunluğunda ve 6 kuzey + 6 güney tarafı olmak üzere 12 km genişliğinde olacak. Bu 12 km genişliğindeki güvenlik koridorunu 6 km kuzey tarafı boyunca Türkiye, 6 km güney tarafı boyunca da Rusya bölgede süreci kontrol altında tutacak ve ateşkesin güvenilirliğini garanti edecek.
M4 karayolu ateşkes için stratejik öneme sahip. Çünkü bu karayol, Halep'i, Lazkiye'ya bağlayan ve Haseke'ya kadar uzanabilen kritik bir güzergah. M4 karayolunun kontrolü İdlib bölgesinde hakim olmanın en önemli yollarından biri. Çünkü bu yol, Halep'i, Lazkiye'ye bağlayan tüm ikmal ve lojistik hattının da kolaylıkla kullanılabileceği bir otoban.
TAMPON GÖREVİ GÖRECEK
Güvenli koridor sayesinde hem İdlib şehir merkezi emniyette olacak hem de bölgedeki çatışmalar durmuş olacak. Bölge, muhalifler ve rejim arasında bir tampon görevi yaparak ateşkesin kalıcı olmasını sağlayacak.
SOÇİ MUTABAKATINA VURGU
Anlaşmada 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı'na da vurgu yapıldı. Suriye'nin bağımsızlığına yönelik kuvvetli taahütler yinelendi. Mutabakata göre, hem Rusya hem de Türkiye, bölgede sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul etti.
"SURİYELİLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE BM VE GÜNVELİK KONSEYİ" VURGUSU
Taraflar, Suriye ihtilafının yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizdi. İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesi ve sivillerin korunmasının önemi vurgulandı.