Avrupa Parlamentosunun (AP) Macar Milletvekili Marton Gyöngyösi, 'Türkiye, Avrupa Birliği'nin (AB) jeopolitik, ticari ve siyasi anlamda en önemli müttefiklerinden biridir. Birkaç yıl önceki göç krizi Türkiye'nin AB için ne derece önemli olduğunu ve bu sorunun Türkiyesiz çözülemeyeceğini anımsattı. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki krizler de aynı bu şekilde. Şu net ki Türkiye olmadan çözüm sağlamak çok daha zor.' dedi.
Macaristan'daki Jobbik Partisinden AP'ye seçilen ve Dış İlişkiler Komitesi üyesi olan bağımsız milletvekili Gyöngyösi, Türkiye-AB ilişkileri, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularına ilişkin soruları yanıtladı.
Gyöngyösi, AB-Türkiye ilişkilerinin daha iyi olabileceğini belirterek "İlişkileri kolaylaştıracak ve geliştirecek alanlara odaklanmalıyız. Mevcut durumda Doğu Akdeniz'deki gelişmeler ilişkileri geriyor. Bu konuda hızla somut bir şey yapılmalı." diye konuştu.
"İDEOLOJİK BİR MESELEYE DÖNÜŞMEMELİ"
Doğu Akdeniz'de uluslararası toplumun daha fazla dahil olduğu bir çözüm olabileceğine işaret eden Gyöngyösi, "Doğu Akdeniz'deki sorunların temelinde bölünmüş Kıbrıs Adası yer alıyor. Kıbrıs konusu çözülürse Doğu Akdeniz'deki deniz sınırları ve gaz kaynaklarının paylaşımı gibi komplike sorunlar da hızla çözülebilir." ifadesini kullandı.
Gyöngyösi, AB ve Türkiye arasında yaşanan uzlaşmazlıkların ideolojik bir mücadeleye dönüşmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Oruç Reis araştırma gemisinin Antalya Limanı'na dönmesiyle ilgili Gyöngyösi, "Bu açık biçimde durumu sakinleştiren olumlu bir adım. Problemin anahtarı Kıbrıs konusu. Ben Türklerin ve Rumların adanın yerel halkları olduğuna inanıyorum. Adanın ve çevresindeki denizlerin kaynaklarını paylaşmaları gerekiyor. Bunu sağlamanın tek yolu Kıbrıs Türklerinin adada eşit hakka sahip olduklarının kabul edilmesidir. Kıbrıs'ta Türkler ve Rumların hem siyasi hem ekonomik olarak eşit paya sahip olmasıyla bu konu çözülür. Burada bir müzakere süreci görmekten mutluluk duyarım." ifadelerini kullandı.
"AB TÜM BU SÜREÇTEN TAMAMEN KOPUK"
Gyöngyösi, Kıbrıs sorunu çözülmeden Doğu Akdeniz ile ilgili konuların kalıcı biçimde çözülemeyeceğini vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu: