Fransızlar Emmanuel Macron yönetimini insan haklarına aykırı davranmakla suçluyor

Fransa'da hükümetin yürürlüğe koymaya hazırlandığı ancak Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), uluslararası kuruluşlar ve basın dünyası dahil toplumun büyük kesimince "insan hakları hukukuyla uyumsuz ve basını özgürlüğüne aykırı" olarak nitelendirilen "genel güvenlik" yasa tasarısına tepkiler büyüyor. Ocak 2021'de Senatonun onayına sunulacak tasarı, senatodan geçmesi halinde bir kez daha Mecliste oylanacak.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :08 Aralık 2020 , 11:13 Güncelleme Tarihi :08 Aralık 2020 , 11:20
Fransızlar Emmanuel Macron yönetimini insan haklarına aykırı davranmakla suçluyor

İÇİNDEKİLER

Ülke çapında son bir aydır düzenlenen ve şiddet olaylarının yaşandığı gösterilerde, tasarı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin "özgürlükleri kısıtlama, polis şiddetini örtbas etme ve otoriterliğini pekiştirme girişimi" olarak nitelendiriliyor.

Hükümet, gelen tepkiler üzerine tasarının bazı maddelerini revize edeceğini açıklasa da yasa tasarısı genel olarak içerdiği maddeler bakımından Fransız halkı tarafından tepki görmeye devam ediyor.

AA muhabirinin tartışmalı yasa tasarısına ilişkin başkent Paris sokaklarında mikrofon uzattığı kişilerden Thommas Jallier, gizli saklı bir şeylerin yapılmak istendiğinin göstergesi olan bir yasa tasarısının geçmesine müsaade edilmemesi gerektiğini söyledi.

Jallier, hükümetin tasarı konusunda ısrarcı olmasının anlamsız olduğunu ifade etti.

Herkesin görüntü paylaşma hakkı bulunduğuna işaret eden Jallier, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Herkesin görüntü paylaşma hakkı var, özellikle bazı süreçlerin neticeye ulaşmasında delil olarak sunulan görseller büyük önem arz ediyor. Maalesef hükümet ya da polis olsun bazen imajlarını korumak adına delilleri örtbas etme yoluna gidiyor, görüntü alma hürriyeti olduğu sürece istedikleri gibi davranamamaktan korkuyorlar çünkü her seferinde karşılarına bir video çıktığında tepki vermek zorunda kalacaklar. Bu durum da planlarına engel oluşturuyor."

Jallier, her yerde artık görüntü ve fotoğraf çekme imkanı olduğunu, bu saatten sonra bir şeyleri saklamaya ve engellemeye çalışmanın anlamsız olacağını söyledi.

"POLİS BELLİ BİR KESİME ŞİDDET UYGULUYOR"
Afrika kökenli Tania Latouche ise güvenlik yasa tasarısı sürecinde ülkenin bugün geldiği durumun kendilerini üzdüğünü aktardı.

Latouche, protestolara katılmanın gittikçe zorlaştığına dikkati çekerek, "Asıl sorun polisler değil sorun demokrasiye uygun olarak toplumun ifade özgürlüğüne başvurulmaması. Alınan bu kararlarla ilgili toplum sesini duyurabiliyor mu?" ifadesini kullandı.

Afrika kökenli müzisyen Michel Zecler'in stüdyosunun girişinde polislerce 20 dakika dövüldüğünü ve hükümetin buna sessiz kaldığını hatırlatan Latouche, "Maalesef polis belli bir kesime şiddet uyguluyor." dedi.

Latouche, yasa tasarısının güvenlik güçlerine geniş yetkiler verdiğini ve bunun hatalı olduğunu vurgulayarak, "Bence polise görüntüleri kapsamlı bir şekilde kontrol etme yetkisi vermek çok erken ve yanlış bir karar. Bu teknolojiyi polislerin eline veriyoruz ve karşılığında gazetecilerin ve diğer normal insanların elinden görüntü çekme yetkisini alıyoruz. Genel güvenlik yasa tasarısı çöpe atılacak bir çalışma." diye konuştu.

-"TASARI TOPLUMDA HÜKÜMETE KARŞI ENDİŞE DUYULMASINA YOL AÇTI"
Fransız Philippe Albinet de hükümetin kötü niyetli paylaşımlardan polis ve jandarmayı korumak adına güvenlik güçlerinin fotoğraflarının paylaşılmasına yasak getirmeye çalıştığını ifade etti.

Albinet, sarı yeleklilerin protestolarının konuşulduğu bir dönemde böyle bir çalışmanın gündeme getirilmesinin yanlış olduğunu belirterek, "Toplum hiçbir şekilde basın özgürlüğüne karşı en ufak bir riski kabul etmeye hazır değil. Son zamanlarda Fransa'da tansiyon o kadar yüksek ki bu tasarı toplumda hükümete karşı bir endişe duyulmasına yol açtı." ifadelerini kullandı.

Son zamanlarda ülkede artan polis şiddetine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Albinet, "Görüntüler olmasaydı Michel Zecler'e inanmayacaktık. Böylelikle polisler aklanmış olacaktı. Aynı olay banliyölerdeki gençlerin başına da gelse, onlara da inanmazdık. Hükümet 'bu görüntüler yayınlanırdı' diyor ancak tasarının 24. maddesi bu görüntülerin yayılmasına yasak koyuyor." dedi.

Albinet, Macron yönetiminin birçok konuda "gerçekleri gizlemesinin" ve "topluma yalan söylemesinin" devlet ile toplum arasında güven sorunu yaşanmasına yol açtığını vurguladı.

FRANSA'DA TARTIŞMALI YASA TASARISI
Fransa'da tepkilere yol açan ve BM dahil uluslararası otoritelerce "insan haklarına aykırılık taşıdığı" gerekçesiyle eleştirilen genel güvenlik yasa tasarısını hükümet Ulusal Mecliste kabul edilmesine rağmen en tartışmalı 24. maddesinin yeniden yazılmasına karar vermişti.

Fransa'da sarı yeleklilerin gösterilerinde ve emeklilik reformuna karşı yapılan eylemlerde, polisin protestoculara karşı kullandığı şiddetin görüntülenerek sosyal medyada paylaşılmasının ardından polisler hakkında soruşturma açılmıştı.

Ocak 2021'de Senatonun onayına sunulacak tasarı, senatodan geçmesi halinde bir kez daha Mecliste oylanacak.

Güvenlik güçlerinin görüntülerini yayımlayanlara 1 yıl hapis ve 45 bin avroya kadar para cezası öngören tasarı, gösteri ve operasyonlarda polis ve jandarmaya "drone" kullanma, kamerayla geniş izleme yapma yetkisi tanıyor.

Tasarının birçok maddesi, "Avrupa Birliği taahhütleri, 1789 İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirgesince güvence altına alınan özel hayata saygı ilkesi, insan hakları hukuku vebasını özgürlüğüne aykırılık oluşturduğu" gerekçesiyle eleştiriliyor.

Son zamanlarda polis şiddetine yönelik çok sayıda farklı olaylara ait görüntülerin ortaya çıkması tasarıya yönelik kaygıları artırıyor.