Blinken, NBC televizyonuna verdiği mülakatta gündemdeki dış politika konularına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İran ile 2015'te imzalanan ve önceki yönetimin çekildiği Ortak Kapsamlı Eylem Planı (OKEP) anlaşmasına dönülüp dönülmeyeceğine yönelik bir soruya yanıt veren Blinken, İran'ın şartları yerine getirmesi durumunda ABD'nin anlaşmaya dönmek istediğini açıkladı.
Blinken, İran'ın ABD ve müttefikleri ile nükleerden başka birkaç konuyu da içine alacak şekilde kapsamlı, güçlü ve uzun süreli bir anlaşma için masaya oturması gerektiğini ifade etti.
İran'ın aylar içinde nükleer silah elde etmek için gerekli uranyumu zenginleştirecek bir konumda olduğunu öne süren Blinken, Tahran'ın nükleer anlaşma kapsamındaki kısıtlamaları kaldırmaya devam etmesi durumunda "haftalar içinde nükleer silah için gerekli uranyumu elde edebileceğini" iddia etti.
RUSYA'DAKİ PROTESTOLAR
Rusya'nın, ülkedeki protestolar konusunda ABD'yi suçlamasına yanıt veren Blinken, "Rusya hükümeti, bu konunun bizimle ilgisi olduğunu düşünüyorsa büyük hata yapıyor. Bu konu bizimle ilgili değil. Onlarla ilgilidir. Hükümetle ilgilidir. Rus halkının yolsuzluk, otokrasi konusundaki rahatsızlığı ile ilgilidir." dedi.
Blinken, ABD'nin başta Aleksey Navalnıy'ın zehirlenmesinin ardından ülkeye dönünce tutuklanması olmak üzere Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale girişimi, Solar Winds siber saldırısındaki rolü, ABD'nin Afganistan'daki askerlerinin başına ödül koyması dahil birçok adımını gözden geçirdiğini ve gerektiğinde bunlar için Rusya'ya yaptırım uygulayabileceklerini belirtti.
SUUDİ ARABİSTAN İLE İLİŞKİLER DE GÖZDEN GEÇİRİLİYOR
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, Suudi Arabistan ile ilişkileri de gözden geçirdiğine dikkati çeken Blinken, Washington ve Riyad arasındaki mevcut ilişkinin ABD menfaat ve değerleri ile uyuşup uyuşmadığına bakacağını ifade etti.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesini, "bir gazeteciye ve ABD'de oturan birine karşı işlenmiş kabul edilemez bir fiil" olarak niteleyen Blinken, CIA ve diğer ABD makamlarının Kaşıkçı'yı öldürme emrini vermekle suçladığı Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ı kınamaktan kaçındı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi de Kaşıkçı cinayeti konusunda Bin Selman'ı sorumlu tutmaktan kaçınmıştı.
