ZİRVENİN HEDEFİNDE TÜRKİYE Mİ VAR?
Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, 17 Kasım'daki köşe yazısında zirveye ilişkin çarpıcı detaylar paylaşmıştı. Diler'in yazısı şu şekilde:
OLAN biteni anlamak şart. Türkiye ve dünya üzerinde şiddetli bir mücadele var. Sık sık yazdığım gibi TÜRKİYE merkez üssü!
Açarak ilerleyelim...
ABD Başkanı Joe Biden, dünya genelindeki demokratik ülke liderlerini ilk görev yılında buluşturma sözü verdi.
Biden'ın 9-10 Aralık 2021 tarihlerinde ev sahipliği yapacağı Demokrasi Zirvesi'ne Türkiye, Azerbaycan ve Macaristan gibi ülkeler davet edilmedi.
Beyaz Saray ZİRVE ile ilgili yaptığı açıklamada "otoriterliğe karşı demokrasiyi savunmak"tan söz ediyordu. Yani ana ilke buydu. 107 ülke davete katılacaktı. Ancak NATO'nun en önemli üyesi olan TÜRKİYE yoktu! Angola, Gana gibi ülkeler yer alırken, Türkiye ve Macaristan'la birlikte RUSYA da yer almıyordu!
Uzaktan da baksanız, yakınlaşsanız da ekol olarak karşıda SOROS'u görmek mümkün... Herkes SOROS'u parası olan akıllı piyasanın sihirbazı bir isim olarak tanımlıyor. Oysa hiç öyle değil. O hikayenin görünen kısmı!
Daha 1995'lerde RUS İSTİHBARATININ bir raporu sızıyordu... Soros'un kurumları "ESPİYONAJ" ile suçlanıyordu... PARA SİHİRBAZI olarak bilinen SOROS'un aralarında Ford ve Heritage vakıfları, Harvard, Duke ve Columbia üniversiteleri, Pentagon ile ABD istihbarat kuruluşlarının da bulunduğu karmaşık bir ağdan finansman aldığını paylaşıyorlardı. Tam 50 bin aydınına MAAŞ bağlanıyor ve ellerinde projelerin suyun öte ki tarafına akmasının yolu açılıyordu.
RAPOR böyle söylüyordu.
SOROS EKOLÜ'nün amacı kapalı toplumları açmak'tı! 1980'lerde Güney Afrikalı öğrenciler için üniversite bursları verilmeye başlandı. Çok geçmeden AVRUPA'NIN DOĞU'su hedef alındı. Polonya ve Çekoslovakya'ya para akıtıldı. YERALTI YAYINLARI yapıldı.
Xerox fotokopi makinaları ile MACARİSTAN alındı.
Ve liberal demokratik liderler yetiştirmek amacıyla düzinelerce Doğu Avrupalı öğrencilere Batı'da eğitim görmeleri için burs sağladı...
Bu öğrencilerden biri de Viktor ORBAN'dı!
Oxford'a gidenlerdendi...
Soros, Macaristan'ı bir daha asla ayrılmak zorunda hissetmeyeceği bir yer haline getirmek istiyordu.
Gençleri bu nedenle eğitiyordu. ORBAN öne çıkan isimdi. Ancak hayat başka türlü aktı.
ORBAN artık SOROS'un tamamen karşısındaydı.
Seçimleri SOROS'u ŞEYTANLAŞTIRIP kazanıyordu. Soros'tan "George Amca" diye söz ediyor ve "bizden farklı bir düşmanla savaşıyoruz" algısına oynuyordu... "Açık değil gizli... Kendi vatanı yoktur ama dünyanın sahibi olduğunu sanıyor..." diyerek kitleleri kışkırtıyordu.
VE BU TUTUYORDU... ORBAN bu modelle geliyordu...
GÖÇMEN MESELESİNİ BİLE BURADAN AÇIKLIYORDU... Soros, "HIRİSTİYANLIĞI MÜSLÜMAN GÖÇMENLERLE YIKACAK" diyor, tansiyon artıyordu.
Orban bunları sıralıyor ve tutuyordu! ÇÜNKÜ MUHALEFET PARÇA PARÇAYDI. Bir araya gelemiyor aynı frekansta buluşamıyorlardı...
AYRILIK akıllı ve eğitimli bir lider olan ORBAN'A yarıyordu...
Ancak SOROS EKOLÜ de aptal değildi... Boş durmuyordu.
Macaristan'ı bildikleri için direksiyonu TÜRKİYE'ye kırıyorlardı...
Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu önce CHP'yi değiştirerek işe koyuluyordu. İşi "HELALLEŞMEYE" kadar götürüyor ve akıllıca bir hamle yapıyordu.
Merkez bankasına gitmesi, bürokratları uyarmasıyla sıra dışı bir portre çizmeye başlıyordu. Gündemi belirleyen baş aktör oluyordu. İYİ PARTİ de HDP de, SAADET de, GELECEK de DEVA da ayrı düşmüyordu...
"ERDOĞAN'I ELEŞTİRME PAYDASINDA" buluşuyorlardı!
Sosyal medya ile başlattıkları ÇEVRELEME eylemi büyük koalisyonla nefessiz bırakma hareketine dönüşüyordu. İktidarın eserleri ve başarısı ortadaydı. Buna rağmen KEMAL BEY'in orkestra şefliği yaptığı EKOL köşeye sıkıştırmak için geliyordu. İşin arkasında başka büyük bir akıl yok değildi. "Erdoğan hasta", "Erdoğan yakında bırakacak", "AK PARTİ'de Erdoğan sonrası isimler", "AK PARTİ'de çatlak" gibi temalarla her kanaldan ilerliyorlardı... Geldiklerini düşündükleri için de "HELALLEŞMEK" istiyorlardı...
HELALLEŞMEK de oyuna dahil akıllı bir adımdı...
AK PARTİ olan biteni TOPLUCA değerlendirip karşı bloğa ışık tutacağı yerde herkesin çok iyi bildiği eserleri saymakla uğraşıyordu... Hiç gerek yoktu! Zaten karşıdakiler bunu çok iyi biliyordu...
Erdoğan'ı kuşatanlar Erdoğan'ın enerjisini almak amacı taşımaktaydılar...
Bunun önüne geçilmesi gerekiyordu.
Yani bir güç MACARİSTAN'da düşülen hataya düşülmesini önlüyor bir yana ERDOĞAN'ı ve MHP'yi, diğer yana ise herkesi koyuyordu.
MACARİSTAN'da ORBAN'ın ŞANSI olan yapıya burada izin verilmiyordu... Erdoğan, AK PARTİ başından beri içinde barındırdığı renkleri şimdi karşıda görüyordu.
Birbirine benzemeyen PARTİLER ve liderler yan yanaydı...
Bu AK PARTİ için alışık olduğu bir ŞEMA değildi...
SOROS EKOLÜ Macaristan'da kaybettiğini burada almak niyetindeydi.
KÜRESEL HAMLE kendini burada böyle gösteriyordu... Türkiye önemliydi! Tamam! Ancak onlar ERDOĞAN'SIZ bir TÜRKİYE ile yürümek istiyorlardı... Bunu da GANA'nın bile yer aldığı "DEMOKRASİ ZİRVESİ" listesinde Erdoğan'la birlikte Erdoğan'a yakın isimlere de yer vermeyerek ilan ediyorlardı...
Sanırım olan biteni bile bu listeden okumak mümkündü...
Bazıları yine anlamayacaktır.
Ancak onlar için yapacak bir şey yok!..