Almanya'da seçim ayarlı operasyon! FETÖ'cüler şikayet etti A Haber muhabiri ve Sabah Avrupa Yazı İşleri Müdürü gözaltına alındı saatler sonra serbest bırakıldı
Son dakika haberi! 14 Mayıs seçimlerini müdahale etmeye çalışan Almanya'da seçim ayarlı operasyon gerçekleştirildi. FETÖ'cüler şikayeti üzerine operasyon başlatan Alman polisi Sabah gazetesinin Avrupa haberleri merkezinin bulunduğu Frankfurt ofisine baskın düzenlediği ve Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Haber Müdürü Cemil Albay'ı gözaltına aldığı bildirildi. Türk gazetecilere terörist muamelesi yapıldığını belirten A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali, sözde şikayeti yapanın firari FETÖ'cü Cevheri Güven olduğunu açıkladı. Firari FETÖ'cü Cevheri Güven yine sahne almış ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye kaset kumpası kurulmuştu. Skandala Türkiye'den tepkiler peş peşe geldi. Türk gazeteciler serbest bırakıldı. Alman Büyükelçisi ise Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Serbest bırakılan Erel, "Evimdeki arama 4,5 saat sürdü, terörist muamelesi yapıldı." dedi.
14 Mayıs seçimlerini medya yoluyla müdahale etmeye çalışan Almanya'da seçim ayarlı operasyon gerçekleştirildi. Alman polisinin, Sabah gazetesinin Avrupa haberleri merkezinin bulunduğu Frankfurt ofisine baskın düzenlediği ve Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Haber Müdürü Cemil Albay'ı gözaltına aldığı bildirildi.
Sabah gazetesi kaynaklarından alınan bilgiye göre Alman polisi, İsmail Erel ve Cemil Albay'ın evlerinde ve Sabah gazetesinin Avrupa ofisinde aramalar gerçekleştirildi ve bilgisayarlarla telefonlara el koydu.
Fotoğrafta: İsmail Erel
Baskının hangi amaçla yapıldığı hakkında henüz yeterli bilgi bulunmadığı aktarıldı. İki gazetecinin serbest bırakılması için Dışişleri Bakanlığı ve meslek örgütlerinin devreye girdikleri öğrenildi.
Diplomatik kaynaklar, iki gazetecinin gözaltına alınmasının basın özgürlüğü yönünden kabul edilemez olduğunu ve bunun Alman makamlarına iletildiğini bildirdi.
Kaynaklar, konunun hem Ankara'da hem de Berlin'de protesto konusu yapıldığını, gazetecilere yönelik muamelenin kabul edilemez olduğunu ve gazetecilerin serbest bırakılması için Alman makamlarıyla üst düzey görüşmelerin sürdüğünü kaydetti.
POLİS DEĞİL ALMAN İÇ İSTİHBATI YAPTI Türk gazetecilere terörist muamelesi yapıldığını belirten A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali, sözde şikayeti yapanın firari FETÖ'cü Cevheri Güven olduğunu açıkladı. Sali, gözaltı işlemini polisin değil Almanya'nın iç istihbarat birimi olan Anayasayı Koruma Dairesi'nin BfV tarafından yapıldığjnı bildirdi.
TERÖRİST MUAMELESİ YAPTILAR Yapılan girişimleri sonrası Türk gazeteciler serbest bırakılırken Alman büyükelçi Dışişleri Bakanlığı'na giriş yapmıştı. Serbest bırakılan Erel, "Evimdeki arama 4,5 saat sürdü, terörist muamelesi yapıldı. Cep telefonu ve bilgisayarıma el koydular" dedi.
BÜYÜKELÇİ BAKANLIĞA ÇAĞRILDI Dışişleri Bakanlığı, Sabah gazetesinin Frankfurt Bürosu temsilcilerinin Alman polisi tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmasını şiddetle kınadı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Sabah gazetesinin Frankfurt Bürosu temsilcilerinin Alman polisi tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmalarının Türk basınına yönelik bir taciz ve yıldırma eylemi olduğu belirtilerek, "Bu menfur eylemi şiddetle kınıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Terör örgütü FETÖ'nün Almanya'daki faaliyetleri hakkındaki haberleri nedeniyle bir FETÖ mensubunun asılsız ihbarıyla hedef alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmalarını bekliyoruz. Başarıyla gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Seçimlerinin ilk turu ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin hemen ardından, Alman makamlarının söz konusu basın mensuplarını, ifadeye dahi çağırmadan doğrudan gözaltına almalarını kasıtlı bir eylem olarak görüyoruz."
Basın ve ifade özgürlüğü konusunda "tüm dünyaya ders vermeye kalkan" Almanya'nın özgür basına yönelik bu eyleminin çifte standartlı yaklaşımını ortaya koyduğu vurgulanan açıklamada, konuya ilişkin olarak Almanya'da gerekli girişimlerin yapıldığı, güçlü tepkinin bugün Bakanlığa çağrılan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz'a da iletildiği belirtildi.
Diplomatik kaynaklar, Türk basın mensuplarının Alman polisi tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alınması nedeniyle Büyükelçi Schulz'un 16.30'da Bakanlığa çağrıldığını bildirdi.
SCHULZ, BAKANLIKTA SÖZCÜ BİLGİÇ İLE GÖRÜŞTÜ Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Schulz, 16.25'te Bakanlığa geldi ve burada Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç ile görüştü.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Bilgiç, Schulz'a konuya ilişkin güçlü tepkiyi iletti.
SABAH 6'DA SEÇİM AYARLI OPERASYON A Haber canlı yayınında açıklamalarda bulunan Sali, "Biz de sabahtan bu yana bilgileri toplamaya çalışıyoruz. Çünkü inanılmaz bir durum söz konusu. Sabah saat 6'da Almanya temsilcimiz İsmail Erel, Frankfurt'ta Cemil Albay'ın evine baskın düzenliyor. Baskın sonrası her iki temsilcimiz muhabirimiz gözaltına alınıyor. Hala gözaltındalar. Gözaltına alınma gerekçesine ilişkin detaylı açıklama yapılmış değil. Birkaç saat içerisinde Almanya'dan açıklama bekliyoruz." dedi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ: BATI'NIN ÇİFTE STANDARDI A Haber canlı yayınına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ "FETÖ'cülerin şikayeti üzerine başlatıldı operasyon. Bu kabul edilemez. Batı'nın çifte standardını görüyoruz. Şu ana kadar isnat edilen suça ilişkin açıklama yok. Olayın yakın takipçisiyiz" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ İBRAHİM KALIN: ALMAN BÜYÜKELÇİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA ÇAĞRILDI "FETÖ'cülerin baskısıyla gazetecilerin gözaltına alınması asla kabul edilemez" diyen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Gerekli girişimleri yaptık, Alman Şansölyesini arayıp bilgi verdik. Alman Büyükelçi de Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı" dedi.
SEÇİM SONUÇLARI İLE İLGİLİ BAĞLANTISI VAR MI? "Seçim sonuçları ile bağlantısı var mı?" sorusuna yanıt veren İbrahim Kalın "Türk seçmeninin tercihini etkileme yönündeki bu hamleler ters tepki bunu bir kez daha gördük. Böyle bir niyetleri varsa bile bunun karşılığının olmadığını görmeleri gerek. Seçim sonucu ortada. İnşallah 28 Mayıs'ta vatandaşlarımız kendi hür iradelerini tekrar sandığa yansıtacaklar. Bu şekilde bir fayda sağlayacaklarını düşünmesinler" dedi.
ALMANYA'NIN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İDDİALARI BU HAMLE İLE ÇÜRÜDÜ "Her türlü dezenformasyona göz yuman Almanya'nın gerçek gazetecileri gözaltına almasını şiddetle kınıyoruz" diyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Şikayeti yapan FETÖ'cülere işlem yapılmıyor" ifadelerini kulllandı. Çelik, "Asıl eğilmeleri geren durum FETÖ'cülerin faaliyetleridir. Konunun takipçisi olacağız" dedi.
FETÖ'CÜLERİN HER ŞART VE KOŞULDA SALDIRIYA DEVAM ETTİĞİNİN BİR GÖSTERGESİDİR Almanya'nın yaptığı alçak operasyona tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Alman Devleti'nin FETÖ'cülerin şikayetiyle Sabah Gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ile Sabah Avrupa Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay'ı gözaltına alması, hem basın özgürlüğüne karşı yapılmış bir eylemdir hem de FETÖ'cülerin her şart ve koşulda saldırıya devam ettiğinin bir göstergesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyanın her noktasında vatandaşlarının yanındadır. Hem bu hususta gereği yapılacak hem de FETÖ ile mücadele kesintisiz sürecektir." ifadelerini kullandı.
"ALMAN YARGISININ SİYASETİN APARATI OLDUĞU ÇOK NETTİR" Bir kınama da TBMM Başkanı Mustafa Şentop'tan geldi. Almanya'nın yaptığı alçak operasyona tepki gösteren TBMM Başkanı Şentop, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ile Sabah Avrupa Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay'ın, bir FETÖ mensubunun şikayeti üzerine Almanya'da gözaltına alınmasını şiddetle kınadığını belirtti. Şentop, "Alman tipi özgürlük; Türkiye karşıtı çalışma yaparsan basın hürriyeti, Türkiye karşıtlarını eleştirirsen gözaltı... Alman yargısının siyasetin aparatı olduğu çok nettir." ifadelerini kullandı.
MEDYA DERNEĞİ'NDEN AÇIKLAMA Almanya'nın yaptığı alçak operasyona tepki gösteren Medya Derneği ise açıklamalarda bulundu. Medya Derneği tarafından yapılan açıklama şöyle; "Turkuvaz Medya Grubu'nun Almanya bürosu temsilcileri deneyimli gazeteciler İsmail Erel ve Cemil Albay'ın 17 Mayıs 2023, sabah 06.00'da Alman polisi tarafından hukuksuz bir şekilde göz altına alınmaları, kullandıkları telefonların ve bilgisayarların gasp edilmeleri, evrensel bir değer olan 'Basın ve İfade Özgürlüğü' açısından kabul edilemez bir hadisedir. Rutin mesleki faaliyetlerini yapmaktan başka bir faaliyeti olmayan gazetecilerin göz altına alınmaları sonrası aileleri ve çalıştıkları kurumla irtibat kurmaları ve durumlarıyla ilgili bilgi vermelerinin engellenmesi, yaşananların vahametini daha da artırmıştır. Almanya gibi demokratik ve Basın ve İfade Özgürlüğü'ne saygılı olduğu varsayılan bir ülkedeki bu gelişmenin, gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılması ile neticelenmesi sevindiricidir. Ancak, göz altı sürecinde Alman makamlarının iki gazetecinin durumuyla alakalı ayrıntılı bilgi vermemesinin, aileleri ve meslektaşlarının endişelerine sebebiyet vermesi, not edilmiştir. Almanya, Basın özgürlüğüne saygı duyarak, gazetecilere yönelik bu hasmane ve keyfi tutumundan ve FETÖ terör örgütü hakkında haber yaptıkları gerekçesiyle gazetecilere gözdağı vermekten bir an önce vazgeçmelidir. Evrensel kuralları ihlal eden Alman makamlarını, Basın ve İfade Özgürlüğü ve temel insan hakları konusunda daha hassas davranmaya ve gazeteci arkadaşlarımızdan ve kurumlarından özür dilemeye davet ediyoruz. Medya Derneği olarak, şiddetle kınadığımız bu gelişmeleri bütün uluslararası platformlarda gündeme getirecek ve sonuna kadar takipçisi olacağız."
Fotoğrafta: FETÖ'cü Cevheri Güven
ALMAN DEMOKRASİSİ ADINA TAM BİR FECAAT Konuya ilişkin A Haber'e bağlanan Abdullah Ağar, "Sabahın saat 6'sında bazı medya mensuplarının kelepçelenip alınıp götürülmesi, Alman demokrasisi adına tam bir fecaat. Zaman içerisinde hep gözlemledik Türkiye'deki siyasi grupların Almanya dahil Avrupa'da yaptığı siyasi faaliyetleri yaftaladıklarını gözlemledik. Türkiye'deki seçimleri etkilemeye çalıştılar. Türk uyruklu Alman vatandaşlarını da baskı altına almaya çalıştılar. Bir diğer tarafıyla da o FETÖ'cünün burada bir aparata dönüşmesi gibi bir fotoğraf var. Sosyolojiyi etkilemek üzere konuşlan FETÖ'cü yaklaşım ortada. Şikayet üzerinden basın mensuplarını kelepçeleyip götürmek neden? Bunun da bir anlamı var. FETÖ'cüleri kendi menfaatleri kapsamında kullanan bir Almanya var. Bu iki ülke arasında ilişkileri gerecek bir fotoğraf var. Basın özgürlüğü çerçevesinde çalışan insanları kelepçeleyip götürmeyi Alman hükümeti nasıl yorumlayacak merak ediyorum. Türk kamuoyunu bir şekilde kendi hedefleri doğrultusunda manipüle ediyorlardı." dedi.
FETÖ ALMANYA'DA KULLANIŞLI BİR ARAÇ SETA Berlin Temsilcisi Zafer Meşe de canlı yayında, "Hatırlatmakta fayda var. 15 Temmuz darbesinden 6 ay sonra İstihbarat başkanı FETÖ'cüleri koruma altına aldı. Alman dergisi Der Spiegel'e yaptığı açıklamalarda "Bu grup kamuya yararlı çalışmalar yapıyor. İlk defa bir istihbarat başkanı kamuoyuna açıklama yaptı. Bunlar tamamen Alman derin devleti ile iş birliği içinde. Muharrem İnce'ye yapılan operasyonun da Almanya menşeili olduğunu düşünüyorum. Alman toplumuyla medya yapılanları ve camilerle ilgili bunlardan bilgi topluyor. Almanya'da FETÖ çok kullanışlı bir araç. Alman devleti bu kadar ileriye gidip iki tane medya temsilcisini sabahın köründe evinden alıyorsa, geleceğe yönelik hiç iyi bir gelişme değil" dedi.
SUSMA HAKLARINI KULLANIYORLAR | NE ZAMAN SERBEST KALACAKLAR? Türk gazetecilerin avukatı Fatih Zingal son durumu anlattı. Zingal, gazetecilere susma haklarını kullanmaları gerektiği tavsiyesinde bulunulduğunu belirtti. Gazetecilerin bugün serbest bırakılacağı ortaya çıktı. Zingal, Türk gazetecilerin nerede tutulduğunu bilmediklerini açıkladı.
RTÜK BAŞKANI'NDAN TEPKİ RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, duruma tepki göstererek "Her fırsatta basın özgürlüğünden dem vuran, art niyetlerle Türkiye'deki belli medyayı fonlayan Almanya'nın Türk gazetecilere yaptığı müdahaleyi sert bir şekilde kınıyoruz. Türk gazetecilere yönelik haksızlığın ivedi olarak telafi edilmesini istiyor, Almanya'dan özür bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"ALMANYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTERMELİDİR… AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Almanya basın özgürlüğüne saygı göstermelidir… Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay'ın FETÖ'cülerin şikayeti üzerine göz altına alınmasını kınıyoruz. FETÖ'cüler bulundukları her ülke için güvenlik tehdididirler. Almanya'nın dikkate alması gereken budur…" ifadelerini kullandı.
ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLAL EDİLMESİDİR Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Almanya'da iki Türk gazetecinin gözaltına alınmasını kınadı.
Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay'ın, Cevheri Güven gibi tescilli bir FETÖ mensubunun şikayeti üzerine gözaltına alınmasını kınıyorum." ifadesini kullandı.
Almanya'da FETÖ aleyhinde yaptıkları haberler dolayısıyla Türk gazetecilerin sabahın erken saatlerinde evlerine ve ofislerine baskın yapılarak gözaltına alınması ve ekipmanlarına el koyulmasının, çok açık şekilde basın özgürlüğünün ihlal edilmesi olduğunu aktaran Altun, şunları kaydetti:
"Almanya'nın gazetecileri susturmaya yönelik bu tutumunu kabul edilemez buluyor ve bu ülkedeki basın özgürlüğüne yönelik baskıdan endişe duyuyoruz. FETÖ'cüleri himaye eden ve bu kanlı terör örgütünün faaliyetlerine izin veren Alman makamlarını bu yanlış tutumdan geri dönmeye, terörle mücadelede Türkiye ile samimi bir işbirliği yapmaya ve gözaltına alınan Türk gazetecileri bir an önce serbest bırakmaya çağırıyoruz."
FETÖ'CÜLERİN ŞİKAYETİYLE ATILAN BU ADIM KABUL EDİLEMEZ Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Şikayeti yapan, montaj kasetleri yapan" kişi diyerek firari FETÖ'cü Cevheri Güven'in olayın başrolü olduğunu açıkladı. Almanya'nın FETÖ'cülerin şikayetleriyle işlem yapmasına tepki gösteren Varank, "Basın ilkeleriyle bağdaşmayacak bir hadisedir. Bu isim Muharem İnce'ye kurulan kumpasın içindedir. FETÖ'cülerin şikayetiyle atılan bu adım kabul edilemez." dedi.
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği, Almanya'daki skandal sert tepki gösterdi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDERKEN, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE İNDİREMEZSİNİZ Yapılan açıklamada, "Yaptıkları haberlerle terör örgütü FETÖ'nün hedefinde olan Sabah Gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Cemil Albay'ın FETÖ'cülerin şikayeti üzerine Almanya'da gözaltına alındıklarını öğrendik. Alman polisinin, Sabah gazetesinin Avrupa haberleri merkezinin bulunduğu Frankfurt ofisine baskın düzenlemesini, Türk meslektaşlarımızı gözaltına almasını lanetliyoruz. Kalemini, fikrini ve yüreğini terör örgütlerinin kullanımına açmadığı için haksız ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Uluslararası hukuku hiçe sayamazsınız. Basın özgürlüğünden söz ederken, basın özgürlüğüne darbe indiremezsiniz." ifadeleri kullanıldı.
SABAH GAZETESİ FİRARİ FETÖ'CÜYÜ EVİNDE GÖRÜNTÜLEMİŞTİ Sabah gazetesi Almanya'da kurduğu iftira yuvasından devlete ve hükümete yönelik kara propaganda faaliyetleri yürüten firari FETÖ'cü Cevheri Güven'in izine ulaşmıştı. Güven, Hessen'deki Babenhausen bölgesinde kumpas merkezine dönüştürdüğü dubleks dairede ailesiyle lüks içinde yaşadığı ortaya çıkmıştı. Güven ile ilgili Adalet Bakanlığı iade süreci başlattı. Bakanlık, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aldığı kararla Alman makamlarından Eylül 2022'de Güven'in iadesini istemişti.
FİRARİ FETÖ'CÜ SON OLARAK İNCE'YE KUMPASTA YER ALMIŞTI Türkiye, ikinci yüzyılının en önemli dönemeci olan 2023 seçimleri için gün sayarken firari FETÖ'cü Cevheri Güven yine sahne almış ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye kaset kumpası kurulmuştu.
İNCE'Yİ HEDEF ALAN "ADAY OLMA" BASKILARI VE TROLL SALDIRILARI Bu süreçte CHP'liler tarafından İnce'ye "Aday olma Kılıçdaroğlu'nu destekle" baskısı yapılmaya başlandı. Kılıçdaroğlu da Muharrem İnce'nin ayağına gitti ancak umduğunu bulamadı. Gelişme üzerine CHP yandaşları ve sosya medya trolleri Muharrem İnce'yi hedef gösteren paylaşımlarını sıraladı.
İnce bu duruma geride bıraktığımız günlerde çok sert tepki gösterip, 7'li koalisyona rest çekerek şu ifadeleri kullandı;
Her gün yeni bir iftira, yeni bir troll saldırısı ile karşılaşıyoruz. FETÖ'nün ve PKK'nın ne kadar sosyal medya trollü varsa bize saldırıyor, iftira atıyor. CHP belediyelerinden, parti genel merkeziden beslenen troller ve gazeteci görünümlü beslemeler FETÖ ve PKK hesapları ile yarışır halde bize iftira atma yarışına girmişler.
"SON DEFA SESLENİYORUM, MASKENİZİ DÜŞÜRÜRÜM" Buradan son defa Millet İttifakı'nın bileşenlerine sesleniyorum. Ya bu alçak müfterilere engel olursunuz ya da işi gücü bırakır maskelerinizi tek tek düşürürüm. Ondan sonra muhalefete neden muhalefet ediyorsun diye ağlamak yok ama!"
Muharrem İnce'nin kendisine 'adaylıktan çekil' baskılarına gösterdiği tepki ve 7'li koalisyona "Maskenizi düşürürüm" şeklinde yaptığı uyarının gölgesinde çok ama çok çirkin bir gelişme yaşandı.
FETÖ'DEN MUHARREM İNCE'YE SAHTE GÖRÜNTÜLERLE KASET KUMPASI: BAŞROLDE CEVHERİ GÜVEN Türkiye güne '17-25 Aralık ve Deniz Baykal kasedi' kumpaslarını anımsatan çok ama çok çirkin bir kumpasla uyandı. 7'li koalisyonla 'bahar' söylemi üzerinden ağız birliği yapan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Muharrem İnce adaylıktan çekilsin diye sahte görüntüler üzerinden kaset kumpası kurmaya yeltendi. Sahnede Deniz Baykal'a kaset komplosu kuran FETÖ'cü Cevheri Güven var idi.
Fotoğrafta: FETÖ'cü firari vatan haini Cevheri Güven
Cevheri Güven kendi yönetiminde olan Ali Yeşildağ isimli Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Bel altı vurmayacaktım demiştim. Ancak şuan her şey mübah. Bu halk her şeyi bilmeli. Yarın saat 12:00'da Muharrem İnce'nin cinsel ilişki kasetinden bir bölüm paylaşacağım. Çocukları bu ekrandan uzak tutun" ifadelerini kullanmıştı.
MUHARREM İNCE: "BENİM ABDESTİMDEN ŞÜPHEM YOK" Bu paylaşıma dakikalar sonra yine yanıt veren Muharrem İnce, "Elinizde hangi sahte belge, hangi sahte dekont, hangi sahte görüntü varsa; 1 dakika bile beklemeden yayınlayın. Benim abdestimden şüphem yok. Ömrüm sizin ağababalarınızla mücadele etmek ile geçti. Ne FETÖ'ye, ne PKK'ya, ne Hizbullah'a asla boyun eğmedim, eğmem. Hepinizle yargıda hesaplaşacağım" dedi.
SAHTE SEKS KAYDI GÖRÜNTÜLERİ Sahte bir seks kaydının görüntülerini Instagram üzerinden ekran görüntüsü alarak paylaşan FETÖ güdümündeki 'Ali Yeşildağ' hesabı paylaşımına "Muharrem İnce'nin videosunu paylaşmama kararı aldım. Fakat size birkaç fotoğraf çektim. Böylelikle Muharrem p*** dosyasını kapatıyorum" notunu düştü.
Ancak söz konusu görüntülerin yetişkin filminden kırpılmış kareler olduğunun ortaya çıkmasıyla rezil kumpas bozguna uğradı.
Gelişme üzerine Muharrem İnce, resmi sosyal medya hesabı Twitter üzerinden zehir zemberek bir açıklama yayımladı.
"FETÖ'CÜ AŞAĞILIK TERÖRİSTLERLE SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM" FETÖ'cü aşağılık teröristlerle ömrünün sonuna kadar mücadele edeceğini söyleyen İnce, "45 gündür sahte dekontlarla, sahte belgelerle, sahte videolarla iftira atan ve algı operasyonu yapan FETÖ'cülere karşı bu ülkenin gazetecileri neredesiniz? Savcıları neredesiniz? Bu aşağılık teröristlerin kumpaslarından medet umanlar, bunları yayanlar, bunlara inananlar; kumpas davaları döneminde yaşananları hatırlamıyor musunuz?" diye konuştu.
İnce'nin Manisa ve İzmir programlarının sağlık sorunları nedeniyle iptal edilmesi dikkatlerden kaçmadı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cumhurbaşkanı adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin sosyal medya hesabındaki iddialar üzerine "şantaj", "tehdit" ve "belgede sahtecilik" suçlarından resen soruşturma başlattı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığının açık kaynak araştırmasında, İnce'nin Twitter'dan dün "45 gündür sahte dekontlarla, sahte belgelerle, sahte videolarla iftira atan ve algı operasyonu yapan FETÖ'cülere karşı bu ülkenin gazetecileri neredesiniz? Savcıları neredesiniz? Bu aşağılık teröristlerin kumpaslarından medet umanlar, bunları yayanlar, bunlara inananlar; kumpas davaları döneminde yaşananları hatırlamıyor musunuz? Bu aşağılık teröristlerle ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim." mesajını paylaştığı belirtildi.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesindeki "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." hükmü aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Madde hükmü uyarınca, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından söz konusu sosyal medya paylaşımında iddia edilen konulara ilişkin olarak işin gerçeğinin araştırılması amacıyla şüpheliler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen şantaj, tehdit ve belgede sahtecilik suçlarından 2023/107442 soruşturma numaralı dosya ile resen soruşturmaya başlanılmıştır."
BU BİR FETÖ OPERASYONUDUR FETÖ'nün kaset kumpaslarını katıldığı bir canlı yayında deşifre eden gazeteci Nedir Şener, operasyonu tek tek ifşa etti. Şener, "Muharrem İnce'nin başına gelen bütün bu linç kampanyası, Kılıçdaroğlu adına yol temizliği yapan FETÖ'nün bir operasyonu. İnce de söyledi, "üzüntüm şu" dedi, "Bütün bu iftira kampanyası sahte dekontlar, porno içerikleri CHP kardeşlerim tarafından Whatsapp gruplarında paylaşılıyor." dedi. CHP'nin bunu yapanların tamamını lanetliyorum ve düştükleri çukurda bir gün o iftiralarda boğulmalarını istiyorum." ifadelerini kullandı.
FETÖ KUMPASINDAN YÜZ BULAN CHP MEDYASI ALGIYA BAŞLADI CHP medyası ise hem FETÖ kumpasından hem de Muharrem İnce'nin sağlık durumundan yüz bularak "Muharrem İnce çekiliyor mu?" algısına başladı. Başrolde Ekrem İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen Soner Yalçın'ın Oda TV'si var idi.
Oda TV, Muharrem İnce'nin durumunun kritik olduğunu iddia ederek "ÇEKLİYOR MU?" ifadesinin yer aldığı manşet kapağıyla haberi okurlarına servis etti.
KILIÇDAROĞLU FONDAŞI KONUŞTU KUMPAS İTİRAF ETTİ İNCE'Yİ TEHDİT ETTİ Oda TV'nin ardından CHP fondaşı Sözcü de kumpası itiraf eden bir habere imza attı. CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşan İsmail Saymaz imzalı haberde 7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayının bir kez daha İnce'ye çağrı yaparak kumar masası davetini tekrarladığı belirtildi. Rahatsızlığı nedeniyle İnce'ye ulaşmaya çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu'nun, Memleket Partisi Genel Başkanı'nı adaylıktan çekilme çağrısı yaptı. Adeta kumpası itiraf ederek İnce'yi tehdit eden bir üslupla açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Bunu yapanlar operasyoncudur, şantajcıdır, montajcı pisliklerdir. Bunları siyasetten de toplumdan da söküp atmak gerekir. Çünkü bunlar yabancı istihbaratçıların eline düşmüş zavallı kimselerdir. Buradan net söylemek istiyorum ki Halil İbrahim soframız ona hep açıktır. Gelmek istiyorsa otursun soframıza değişimi birlikte getirelim. Bu pislikleri birlikte temizleyelim siyasetin içinden…" dedi.
İNCE'YE KUMPAS BAŞARILI OLDU: ADAYLIKTAN ÇEKİLECEK Kılıçdaroğlu'nun tehditlerini haber yapan Saymaz'ın ardından Sözcü yazarı Aytunç Erkin de kumpasın başarılı olduğunu iddia etti. İnce'nin bir otelde 11 yakın çalışma arkadaşıyla bir toplantı yaptığını ifade eden Erkin, "Bu 11 isimden 8'i seçimin ikinci tura kalmayacağını bu nedenle çekilme yönünde karar alınması gerektiğini İnce'ye aktarıyor. Bunun üzerine İnce 'bunu bir düşünelim' diyor. Şuan partinin genel merkezine gidiyor ve bu konuda ilerleyen saatlerde bir açıklama yapacak" dedi.
ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ İnce, kumpas sonrası adaylıktan çekildiğini açıkladı. İnce, "Adaylıktan çekiliyorum. Türkiye'ye üçüncü seçenek önerdim. Bir kanal açmaya çalıştım. Bu kanalı başaramadık. Bahaneleri kalmasın." dedi.
"FETÖ-YCHP KASET ŞANTAJI BAŞARILI OLDU!" İnce'nin adaylıktan çekildiğini açıklamasına sosyal medya tepki yağarken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski avukatı Mustafa Kemal Çiçek, "FETÖ-YCHP kaset şantajı başarılı oldu! Memleket Partisinin fedakar ve cefakar örgütleri ve tabanı böyle bir sonu hiç ama hiç haketmedi!" dedi.
PARTİ SÖZCÜSÜNDEN PAYLAŞIM Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. İpek Özkal, sosyal medya hesabı FETÖ'nün kurduğu kumpasa karşı CHP fondaşı medyanın başlattığı "çekil" operasyonuna tepki gösterdi. Özkal, "Sahi; yapılan bunca algı operasyonundan sonra hala "çekilecekler" söylentilerine inanan var mı? Pes…" ifadelerini kullandı.
Bilindiği gibi Kılıçdaroğlu daha önce de İnce ile ittifak görüşmesi gerçekleştirmiş ardından CHP fondaşı medya üzerinden kulis operasyonu gerçekleştirmişti.
BABALA'DAN FETÖ ÇIKTI: HEDEFTE MUHARREM İNCE İnce, Nisan ayında Oğuzhan Uğur'un BABALA TV'sindeki programa katılmış. Burada FETÖ iltisaklı Kemal Uçar'la tartışma yaşamıştı.
Adem Yavuz Arslan ve Hakan Şükür gibi firari vatan hainleri FETÖ iltisaklı Uçar'a arka çıktı, FETÖ medyasında Kemal Uçar güzellemeleri yapıldı. Tüm bu yaşananların gölgesinde Takvim.com.tr, Oğuzhan Uğur'un manipülasyon yapması için zemin hazırladığı FETÖ hükümlüsü Kemal Uçar'ın karanlık sicilini satır satır deşifre etmişti.
KILIÇDAROĞLU ADINA TETİKÇİLİK YAPAN FETÖ'CÜLER LİNÇ ETTİ Gazeteci Nedim Şener, Muharrem İnce'nin Kılıçdaroğlu adına tetikçilik yapan FETÖ'cüler tarafından linç edildiğini söyledi.
Şener, "Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu adına tetikçilik yapan FETÖ'cüler tarafından linç edildi; itibarı, aile huzuru, sağlığı ile oynandı. FETÖ'nün nasıl bir aşağılık örgüt olduğu bir kez daha görüldü. 14 Mayıs sonrası ne yapacağımı soranlara; yarım kalan işimizi bitireceğiz yemin olsun" ifadeleriyle İnce'ye destek verdi.
FETÖ KUMPAS KURDU, CHP MEDYASI ALGI YAPTI, KILIÇDAROĞLU SAATLER SONRA TOPA GİRDİ! FETÖ, Muharrem İnce aday olmasın diye sahte görüntüler ve aşağılık yöntemlerle kumpas kurup Kılıçdaroğlu ve 7'li koalisyona alan açtı. CHP medyası "İnce çekiliyor mu?" algısını işledi. Durumu izleyip umduğunu bulamayan Kemal Kılıçdaroğlu ise saatler sonra topa girdi.
Kılıçdaroğlu, "Gelmek istiyorsa otursun soframıza. Bu pislikleri birlikte temizleyelim" diyerek Muharrem İnce'ye seslendi.
Ancak bir kaset kumpasıyla CHP'nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kumpasa maruz kalan İnce'ye yaptığı bu çağrı samimiyetten uzak bir tutum olarak kayıtlara geçti.
DERİN KUMPAS! BAYKAL'IN TASFİYESİ VE KILIÇDAROĞLU'NUN KASETLE CHP'NİN BAŞINA GEÇİŞİ Bu kapsamda Takvim.com.tr kaset kumpasından siyasi ikbal devşiren Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına nasıl geçtiğini ve kumpasa maruz kalan Baykal'ın partiden tasfiyesinin perde arkasını ele aldı.
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, 7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçtiği süreçle ilgili anlattıklarına bir bakalım;
3 SENARYODAN BİRİSİNDE KEMAL KILIÇDAROĞLU VAR Öymen, İsveç merkezli Silk Road Enstitüsü tarafından 2009'da hazırlanan bir raporda, 3 senaryodan bahsedildiğini, bu senaryolardan birinin de Deniz Baykal'ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmesi olduğunu söylemişti.
Yıllar önce CHP yandaşı Halk TV'de katıldığı canlı yayında, Kılıçdaroğlu'nun nasıl göreve geldiğini ifşa eden Öymen, Türkiye ve Orta Doğu hakkında araştırma ve değerlendirmeler yayınlayan Silk Road Enstitüsü'nün kendisine rapor sunduğunu açıklamıştı.
Raporu sunan Enstitü'nün ABD'deki derin devletin kontrolünde olan John Hopkins Üniversitesi ile beraber çalıştığı biliniyor.
Öymen, "Wikileaks belgelerinden önce şunu anlatayım size Silk Road diye bir Enstitü var İsveç'te. Bu Türkiye ve Orta Asya ülkeleri hakkında yazılar yazıyor değerlendirmeler yapıyor, ABD'deki John Hopkins Üniversitesi ile beraber çalışıyorlar. Şimdi yöneticileri geldi beni ziyaret etti, "Türkiye ile ilgili son raporumuzu size getirdik" dedileri. Rapor Türkiye ile ilgili muhtemele senaryolar, 60-70 sayfalık bir rapor. 3 tane senaryo var başlıca." ifadelerini kullanmıştı.
Rapordaki üç senaryoyu tek tek açıklayan Öymen, "Bir tanesi Türkiye Batı'dan tamamen kopar bir İslam devleti olur, tamamen Orta Doğu'nun din devleti olur. Böyle olursa nasıl olur, uzun uzun anlatıyor. Onun vereceği olumsuz sonuçları da dile getirmiş. İkinci senaryo, 2011 yılında Türkiye'de bir askeri darbe olur, bunu anlatıyor. Tabi o da çok kötü olur." demişti.
KILIÇDAROĞLU' CHP'NİN BAŞINA NASIL GEÇTİ? Son olarak Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına nasıl geçtiğini ifşa eden Öymen, "Üçüncü senaryo, Türkiye'de iç politikada önemli değişiklikler olur. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, istifaya zorlanır, mecbur edilir. Onun yerine Kemal Kılıçdaroğlu gelir. Kılıçdaroğlu, partinin politikalarını değiştirir ve bunun üzerine Avrupa'daki bazı partiler tarafından desteklenir. Ben bunu göreve geldiğinde Kılıçdaroğlu'na da okudum, Baykal'a da okuttum. Kılıçdaroğlu'na da anlattım sizin için böyle böyle diyorlar haberiniz var mı? diye. Bu onlar için de bir sürpriz değil. Kılıçdaroğlu dinledi fazla bir yorum yapmadı. Bu olaylardan sonra Baykal'ın olayı oldu, Baykal'ın istifasından 2-3 ay sonra Wikileaks belgeleri sızdı." diyerek olayın uluslararası bir müdahale ile gerçekletiğini adeta itiraf etmişti.
DERİN ABD'NİN CHP'YE MÜDAHALESİ Bilindiği gibi Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yuvası" olsa da, o üniversitenin "derin" bir yönü daha var. Kemal Kılıçdaroğlu daha CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı. Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki "kehanet" gibi Türkiye senaryoları dikkat çekiciydi.
Raporun içinde Türkiye'yi sarsacak öngörülerden biri raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi:
"CHP'den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal'la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak."
Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010'da FETÖ'nün kaset kumpasıyla Deniz Baykal devrilip o koltuğa oturuyordu.
CHP'DEKİ KEMALİSTLER VE ULUSALCILAR PARTİDEN NASIL TASFİYE EDİLDİ? CHP'nin başına geçtikten sonra partiyi dizayn çalışmalarına başlayan Kılıçdaroğlu birçok FETÖ iltisaklı ve DHKP-C destekçisini partiye yerleştirmiş seçimlerde terörün siyasi ayağı HDP ile ittifak yapmıştı. Son olarak Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan Yardımcısı yaptığı Yüksel Taşkın İzmir'de 1. sıradan milletvekili adayı olarak gösterildi. Takvim.com.tr'nin daha önce deşifre ettiği gibi Taşkın, FETÖ'nün Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarının tetikçisi Taraf'ın yazarıydı. Taşkın'ın FETÖ'ye övgüler yağdırdığını daha önceki haberlerimizde deşifre etmiştik. Bugün, Taşkın'ın CHP-FETÖ ve HDPKK arasında kurulan kirli ittifakın temellerini Taraf'taki köşesinde nasıl attığını Takvim.com.tr olarak tarih tarih açıklamıştık.