Afrika seyahatinde olan Rex Tillerson, ABD'ye henüz dönmeden görevden alınırken, yerine Dışişleri Bakanı olarak atanan Mike Pompeo'nun, dış politikada Trump ile aynı söylemleri kullanması dikkati çekiyor.
Ocak 2017'de CIA'nın başına getirilen Pompeo, son atamayla Başkan Donald Trump tarafından Dışişleri Bakanı yapıldı.
Pompeo da siyasete ticari hayatını bırakarak giren isimlerden birisi. Uzun yıllar ticaret yaptıktan sonra ABD Temsilciler Meclisine seçildi.
Temsilciler Meclisinde üç dönem Cumhuriyetçi Partiden Kansas vekili olarak görev yapan ve aynı zamanda İstihbarat Komitesi üyeliğinde bulunan Pompeo, Trump gibi Washington'da İran karşıtı söylemleriyle tanınıyor.
Sıkı bir Barack Obama muhalifi olarak bilinen Pompeo, özellikle Obama döneminde İran ile varılan nükleer anlaşmayı eleştirdi.
İran ile varılan nükleer anlaşmaya şiddetle karşı çıkan Pompeo, basına sızdırdığı belgelerle ABD Ulusal Güvenlik Ajansının (NSA) bazı dinleme faaliyetlerini ortaya çıkaran kurumun eski sistem analisti Edward Snowden'ın vatan haini olduğunu ve idam edilmesi gerektiğini savunuyor.
SIRADAKİ O İSİM Mİ?
Amerika Birleşik Devletler kabinesinde döner kapının dönmeye devam edeceği yolunda haberler var. Rex Tillerson'ın Dışişleri Bakanlığı görevinden alınması yüksek profilli isimler arasında yeni bir dalgaya yol açabileceği söylentilerine yol açtı. O isimler arasında, Türkiye'nin yakından tanıdığı bir isim, ulusal güvenlik danışmanı McMaster da var.
"You're fired" yani "Kovuldun"... Abd Başkanı Donald Trump'ın 2000'li yılların başında sunduğu yarışma programındaki ünlü sözüydü. Başkanlığında da o sözü kullanmaktan vazgeçmedi. Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk yılında yakın çalışma ekibi baştan aşağı değişti. O listeye katılan son isim Dışişleri Bakanı Rex Tillerson oldu.
Amerikan basınına yansıyan haberlere göre Tillerson'ın görevden alınması; yüksek profilli başka isimlerin de görevine son verilmesinin habercisi olabilir. Zira Donald Trump; Tillerson'la ilgili kararını duyururken; "İstediğim kabineyi oluşturmaya yakınım" ifadesini kullandı.
Bu açıklamanın Trump'ın başka değişiklikler yapacağının işareti olduğu söyleniyor. İddiaya göre alarm zilleri çalan isimlerin başında Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert McMaster var. Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly ve Abd Adalet Bakanı Jeff Sessions da Trump'ın hayal kırıklığı yaşadığı isimler arasında.
Gözlerin çevrildiği isim Rex Tillerson'a gelince. Veda konuşmasında Trump'a teşekkür etmedi. Neredeyse hiç bahsetmedi. Tillerson, Trump'ın kararını Twitter'dan öğrense de John Kelly'nin haftasonu Tillerson'ı iki kez arayıp Afrika ziyaretini yarıda kesmesini istediği öğrenildi. İddiaya göre Kelly, Tillerson'a Trump'ın kararını söylemedi ancak "Kısa süre sonra bir tweetle karşılaşabileceğini" belirtti.
Tillerson, Twitter'dan öğrendi ama bu yöntemle öğrenen ilk isim değil. FBI Direktörü James Comey de kovulduğunu televizyondan öğrenmişti. İstifası en ses getirenlerden biri de Michael Flynn'di. Trump'ın ilk Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn, göreve gelmeden önce Rus yetkililerle görüştüğü iddialarının ardından istifa etmişti.
"RUSYA'NIN ZARAR VERMEK İSTEDİĞİNDEN ŞÜPHEM YOK"
Ocak 2017'de Senato İstihbarat Komitesinde, CIA başkan adaylığına ilişkin yapılan oturumdaki konuşmasında Pompeo, başkanlık seçimlerine Rusya'nın "siber saldırı yoluyla müdahale ettiği" iddiasını desteklemiş, "Rusya'nın demokrasimize zarar vermek istediğinden şüphem yok." ifadesini kullanmıştı.
Pompeo, Libya'nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğuna 2012 yılında düzenlenen saldırıya ilişkin soruşturma sırasında aldığı görevle Demokrat Partinin başkan adayı Hillary Clinton'a yönelik sert eleştirilerinden sonra partisinde yükselen isim olmuştu.
TİLLERSON'UN GÖREVDEN ALINMASINA GİDEN SÜREÇ
Başkan Trump ile Tillerson arasındaki söylem ayrışması yaklaşık bir senedir devam ederken, medyaya sık sık "Tillerson istifa edecek" şeklinde haberler yansıyordu.
Hatta ABD basınında, "Tillerson'ın yaz aylarında istifasını verdiği fakat Başkan Yardımcısı Mike Pence'in kendisini ikna ederek görevi başında kalmasını sağladığı" ileri sürüldü. NBC News ise Tillerson'ın Pentagon'daki bir toplantıda Trump'a "moron" dediğini iddia etmişti.
Başkan Trump ve Tillerson'un özellikle son aylarda Kuzey Kore gerginliğiyle gündeme gelen diplomatik-askeri müdahale tartışması, ikilinin dış politikada kullanılan söyleme dair farklı bakış açıları olduğunu gözler önüne seriyordu.
Tillerson ve Trump arasındaki çekişmenin üstü basın sözcüleri tarafından kapatılmaya çalışılsa da özellikle Kuzey Kore, İran, Ortadoğu gibi konulardaki neredeyse bütün konuşmalarında farklı politika algıları ortaya çıkıyordu.
Trump, Kuzey Kore'ye askeri müdahale söylemlerini kamuoyuyla paylaşırken, Tillerson Asya ziyaretinde Kuzey Kore'ye karşı daha yumuşak bir söylem üretmeye çalışıyordu. Buna karşılık Trump, sosyal medya hesabı üzerinden "Enerjini sakla Rex, ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız." paylaşımını yapıyordu.
İran konusunda da ikili arasındaki görüş farkı dikkati çekiyordu. Trump, İran'ın nükleer anlaşmaya riayet etmediğini ve bölgede "teröre zemin hazırladığını" kaydederek, anlaşmayı iptal edeceğini belirtiyor, Bakan Tillerson ise daha ılımlı bir dil kullanarak Trump'ın aksine "anlaşma mükemmel değil fakat İran anlaşmaya riayet ediyor." değerlendirmesinde bulunuyordu.
İkili arasında en çok dikkat çeken görüş ayrılığı ise Katar konusunda yaşandı. Özelikle Katar-Suudi Arabistan krizinde, Trump Katar'ı "teröre destek vermekle" suçlarken, Tillerson ise bu ülkenin ABD için önemine vurgu yapıyordu.
Taraflar arasında arabuculuk yapmaya çalışan Tillerson, diğer Körfez ülkeleri Katar ile ilişkilerini koparma noktasına geldiğinde "sükunet, düşünceli bir diyalog" ve ablukanın hafifletilmesi çağrısı yaptı. Fakat Tillerson'un bu girişimi sadece birkaç saat sonra Trump'ın sert açıklamasıyla anlamını yitirdi. Başkan Trump, Katar'ı "terör destekçisi" olmakla suçladı.
TRUMP SONRASI ABD DIŞİŞLERİNDEN İSTİFALAR DİKKAT ÇEKİYORDU
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldikten sonra özellikle Dışişleri Bakanlığının etkisini azaltmaya çalışıldığı sıkça tartışıldı. Dışişleri Bakanlığında ciddi bir bütçe kesintisine giden Trump yönetimi, aynı zamanda bu bakanlıkta çok sayıda üst düzey göreve atama yapmadı.
Bu süreç içerisinde dikkati çeken diğer bir nokta ise Bakanlıktan istifa eden üst düzey isimler oldu. Bu çerçevede son olarak ABD'nin Kuzey Kore politikasından sorumlu üst düzey diplomatı 63 yaşındaki Joseph Yun istifa etmişti. Yun'dan önce ise ABD Dışişleri Bakanlığındaki en üst düzey isimlerden birisi olan ABD Dışişleri Müsteşarı Thomas Shannon "kişisel sebeplerden" dolayı emekliye ayrılacağını açıklamıştı.
ABD'li diplomatları temsil eden sendika, Trump görevi devraldığından beri kariyer diplomatlarının yüzde 60'ının görevlerinden ayrıldığını belirtmişti.