Dilara Gülatan'ın açıklamaları sonrası Uğur Dündar sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.
Dilara Gülatan'ın açıklamaları sonrası Uğur Dündar sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.
DÜNDAR'DAN GÜLATAN VE ANNESİNİ HEDEF ALDI
Sosyal medyadan yaptığı açıklamada skandal ifadelerle Gülatan'ı ve annesini hedef alan Dündar, "Çarşamba akşamı, şahsıma babalık davası açan D.G 'nin hayatımda hiç tanımadığım annesi Suphiye (Sofi) Orancı hakkında ARENA'ya ulaşan yüz kızartıcı belgeleri yayınlamaya başlayabiliriz. (Bizde yalan, iftira vs. yerine belge konuşur.) Bunlar arasında öyleleri var ki ekrana getirdiğimizde içinizden tükürme duygusu geçecek..." dedi.
Dündar, sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
İşlerine gelen sonuç çıkmayınca, yolunu bile bilmediğim, hiçbir mensubunu tanımadığım, yan yana gelmediğim, telefonla konuşmadığım Adli Tıp Kurumu'nun değerli uzmanlarını itibarsızlaştırma, kararlarına duyulan güveni sarsma ve şaibe altında bırakma kampanyası başlattılar.
Bunu ben yapmış olsam devlet kurumu hakkında alenen yanlış bilgi yaymak suçlamasıyla kendimi içeride bulabilirdim. (Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın suç duyurusunda bulunması gerekir.)
Bugüne kadar sustum, davayı açana kader vurmuş, bir de ben vurmayayım dedim ve alttan aldım. Çalıştığım gazete ve televizyonda haber bile yaptırmadım.
Ama bir yere kadar. Bizim de mağduriyet yaşayan ailemiz, çocuklarımız var. Bizim de onurumuz var. Mahkeme kararı lehimize çıktığına ve buna rağmen iftiralarını sürdürdüklerine göre; artık konuşabilirim. Örneğin Çarşamba akşamı, şahsıma babalık davası açan D.G 'nin hayatımda hiç tanımadığım annesi Suphiye (Sofi) Orancı hakkında ARENA'ya ulaşan yüz kızartıcı belgeleri yayınlamaya başlayabiliriz. (Bizde yalan, iftira vs. yerine belge konuşur.) Bunlar arasında öyleleri var ki ekrana getirdiğimizde içinizden tükürme duygusu geçecek...
Şimdilik bu kadar... (Not: Kendisi yandaş gazetelere açık kimliğiyle boy boy fotoğraf verip konuşuyor. Ama etik değerlere saygımız nedeniyle biz ondan D.G. diye söz ediyoruz. Takdir kamuoyunun.)
Açıklamalarını üzülerek okuduğunu söyleyen Gülatan, "Ben içimi dökmek, hukuk mücadelemi kamuoyu ile paylaşmak için röportaj verdim. Benim tek derdim gerçeklerin ortaya çıkması. Uğur bey benim konuşmamdan neden rahatsız oluyor ki? Anlamış değilim. Yaptığım açıklamalardan sonra uzun uzun paylaşımlar yaptı sosyal medyasından. Hatta annem Suphiye Orancı hakkında yüz kızartıcı belgeler yayınlayacağını söyledi. Öncelikle şunu söyleyeyim, benim yüzüm kızarmaz çünkü anne-babaların yaptıklarının onları bağlar. Burada beni bağlayan bir şey yok. Kimse anne-babasının yaptığından dolayı yargılanamaz. O yüzden Uğur bey lütfen elinde ne varsa yayınlasın ki, ben de öğreneyim." diyerek Dündar'a tepki gösterdi.
EKRANDA BAŞKA, TELEFONDA BAŞKA KONUŞTU.
İlk günden itibaren gerçeklerin peşinde olduğunu belirten Gülatan, "Ben ilk günden beri gerçeklerin peşindeyim. Uğur Dündar sosyal medyasından yaptığı açıklamada 'bugüne kadar sustum, çalıştığım gazete ve televizyona haber bile yaptırmadım' diyor. Babalık davasının medyaya yansıdığı hafta çalıştığı Sözcü TV'de 20 dakikaya yakın benim ve annem hakkında açıklamalar yaptı. Bunu unutmuş galiba. Hatta o programda birkaç defa 'yardım etme' teklifinde bulunduğunu söylemesine rağmen telefonda bana sadece bana iyi dileklerini sunabileceğini söyledi. Yani ekranda başka, telefonda başka konuştu. Yine aynı programda, annemle ilgili elinde belge, bilgiler olduğunu ve bunu açıklayacağını söylemişti. Nisan ayında söyledi bunu. Nisan'dan beri açıklamadı." ifadelerini kullandı.
GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK
Dündar'ın ifadelerinin kadına şiddet olduğunu ifade eden Gülatan, "Uğur Dündar'ın bu paylaşımları bile ekrandaki alaycı, saygısız tavrının devamı niteliğindedir. Kaç yıllık gazeteciye yakışmayacak bir tavır. Anneme yönelik kullandığı 'içinizden tükürmek duygusu geçecek' ifadesi bile açıkça kadına şiddettir. Bir kadını ve kızını kamuoyu önünde küçük düşürmek için çok ağır ifadeler kullanıyor. Ben takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Tekrar söylüyorum, lütfen elinde ne var, ne yoksa yayınlasın ki biz de öğrenelim. Burada aynı paylaşımda Adli Tıp Kurumu'na suç duyurusunda bulunsaydı diyor. Avukatım zaten prosedürdeki eksikliklerden dolayı mahkemeye itiraz da bulunmuştur. Kendisi de madem bu kadar emin o zaman keşke Koç Üniversitesi'nden 5 hocaya 50 sayfalık rapor hazırlatmak yerine testin tekrar için benim yanımda olsaydı. Ben yine söylüyorum, adalete güvenim tan, gerçekler elbette ortaya çıkacak." şeklinde konuştu.