Mektupta, "Gazeteciler olarak haberimizin bu gerçeği yansıtıp yansıtmadığını incelememiz gerekiyor." denilerek, en son Doğu Kudüs Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki Filistinlilerin zorla evlerinden çıkarılması, İsrail güçlerinin ramazanda Mescidi Aksa baskını ve İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırısı olaylarında kullanılan haber dili buna örnek gösterildi.
"HİKAYEYİ DOĞRU YAZMAK GİBİ BİR SORUMLULUĞUMUZ VE KUTSAL YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ VAR"
ABD medya kuruluşlarının haberlerinde İsrail askeri iddialarını sorgulamadan ve kanıt istemeden sıklıkla tekrarladığına dikkati çekilen mektupta, "Gazetecileri, korku veya kayırma olmadan tam bağlama dayalı gerçeği söylemeye ve İsrail'in Filistinlilere uyguladığı baskıyı gizlemenin bu sektörde objektiflik standartlarında başarısız olduğu anlamına geldiğini kabul etmeye çağırıyoruz." İfadeleri kullanıldı.
Mektupta, gazetecilerin halkı doğru bilgilendirme gibi önemli bir misyonu olduğunun altı çizilerek, "Hikayeyi doğru yazmak gibi bir sorumluluğumuz ve de kutsal bir yükümlülüğümüz var. Gerçeği haberleştirmedeki her başarısızlığımızda, okuyucularımızı, amacımızı ve nihayetinde Filistin halkını başarısızlığa uğratıyoruz." cümlelerine yer verildi.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs'ta başlattığı hava saldırıları Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs'ta sona ermişti.
İsrail ordusunun Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetmiş, 1948 kişi yaralanmış, binlerce bina tamamen yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmişti.