ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilme kararına ABD basınından ilk tepkiler

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran nükleer anlaşmasından çekilme kararı dünya çapında geniş yankı bulurken, ABD basını kararın ABD’nin Avrupa ile ilişkilerini belirsizliğe ittiğine dikkati çekti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :09 Mayıs 2018 , 00:06 Güncelleme Tarihi :09 Mayıs 2018 , 00:54
ABD’nin İran nükleer anlaşmasından çekilme kararına ABD basınından ilk tepkiler

Amerikan Washington Post gazetesi, Trump'ın İran nükleer anlaşmasından çekilme kararını Fransa, Almanya ve İngiltere'nin ikna çabalarına rağmen verdiğini yazdı.

Trump'ın 2015 yılında askıya alınan yaptırımları artık askıya almayacağını açıkladığını kaydeden gazete, anlaşmadan çekilme kararının hemen yürürlüğe girse de yaptırımların tamamının hemen devreye girip girmeyeceğinin net olmadığını yazdı.

Gazete, kararı "Selefi Barack Obama döneminde müzakere edilmiş bir anlaşmayı feshetmesine ilişkin vaadi noktasında Trump'ın başkanlık kampanyası için iyi bir adım" olarak niteledi.

Trump başkanlık yarışı boyunca İran ile 2015 yılında imzalanan anlaşmadan başkan seçildiğinde çekileceğini vaat etmişti.

New York Times gazetesi ise Trump'ın tek taraflı olarak sadece İran'a fayda sağladığını iddia ettiği anlaşmadan ABD'yi çekerek Avrupa'da ülkesini yalnızlaştırdığını ve İran konusunda bir belirsizliğe yol açtığını belirtti.

Trump'ın anlaşmadan çekilmesinin beklenen bir gelişme olduğunu aktaran gazete, kararı "Amerika'nın Avrupalı ortakları ile ilişkilerini derin bir belirsizliğe itmesi" şeklinde tanımladı.

New York Times, kararının "anlaşmanın tarafları olan Çin ve Rusya ile tansiyonu artırmasına ilişkin beklentileri de yükselttiğini" yazdı.

Wall Street Journal gazetesi de Trump'ın, ABD'yi İran nükleer anlaşmasından çekerek selefi Obama'nın önemli bir dış politika başarısını ortadan kaldırdığını ve ABD müttefiklerinin isteklerini kenara fırlattığını yazdı.

Trump'ın İran'a en yüksek ekonomik yaptırımları uygulayacağını hatırlatan gazete, yönetimden bazı yetkililerden edindiği bilgilere göre yaptırımların derhal yürürlüğe gireceğini öne sürdü.

Cumhuriyetçilere yakın Fox News ise kararı "Başkan Trump müttefikleri kenara itti, ABD'yi 'içten bozuk' Obama döneri İran denetim anlaşmasından çekti" başlığı ile duyurdu.

Trump'ın aylarca anlaşmadan çekilip çekilmeyeceğini açık uçlu bıraktığını belirten Fox News, "Yaptırımları tekrar uygulama kararı Avrupalıları sarstı." ifadelerini kullandı.

Liberal NBC News de kararı "Tahran'ın nükleer silah programını başlatmasına yol açabileceği" uyarısıyla duyurdu.

Trump'ın bu kararının İran'ı bir daha masaya getirmek konusunda büyük bir engel teşkil ettiğini yazan NBC News, "Bu adım Trump yönetimi ve uluslararası toplum için aynı zamanda iki önemli soruyu beraberinde getiriyor: İran buna nükleer silah çalışmasını tekrar başlatarak mı cevap verecek? İran anlaşmasını terk etmek Kuzey Kore'nin kendi nükleerden arınma anlaşmasını başkanla yapma konusundaki istekliliğini etkileyecek mi?" görüşünü öne çıkardı.

Los Angeles Times gazetesi ise beklenen ancak dünyada şok etkisi yaratan ve Trump'ı Avrupa'daki müttefiklerinden uzaklaştırabilecek bir karar alındığını yazdı. Gazete, "Trump'ın kararı, önemli ölçüde beklenen bir karar olmasına rağmen dünyada şok dalgası yaydı." ifadesini kullandı.

Trump'ın anlaşmayı çürüyen, içten bozuk olarak nitelediğine dikkati çeken gazete, bununla birlikte Trump'ın İran'ı nükleer alt yapısını tekrar inşa etmekten alıkoymak için herhangi bir öneri getirmediğini belirtti.

Los Angeles Times da yaptırımların ne zaman devreye gireceği konusunda bir netlik olmadığına dikkat çekti.

ABD'NİN İRAN NÜKLEER ANLAŞMASINDAN ÇEKİLME KARARI
ABD Başkanı Trump, uzun zamandır dünya kamuoyunda merakla beklenen İran kararını Beyaz Saray'da düzenlediği basın açıklamasıyla duyurdu.

Trump, 2015'te yapılan nükleer anlaşmanın İran tarafından kendi amaçları için kullanıldığını savunarak, "Öyleyse bugün ABD'nin İran'la nükleer anlaşmadan ayrılacağını ilan ediyorum. Tahran'a en üst düzey ekonomik yaptırımları yeniden getireceğiz." ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasında "İran'ın nükleer silaha sahip olma çabasına yardım eden herhangi bir ülke güçlü bir şekilde yaptırıma uğrayacak. Amerika nükleer şantajın rehinesi olmayacak" değerlendirmesinde bulunan Trump, yaptırımların yeniden devreye girmesinin ardından İran'la iş yapacak ülkelere de bir mesaj gönderdi.

ABD Başkanı Trump, 10 dakika süren konuşmasının ardından 2015 yılında askıya alınan İran yaptırımlarının yeniden uygulanmasının önünü açan başkanlık kararnamesini imzaladı.

İRAN NÜKLEER ANLAŞMASININ ARKA PLANI
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya) ve Almanya, İsviçre'deki uzun müzakerelerden sonra Temmuz 2015'te Tahran yönetiminin nükleer çalışmalarının kontrol altına alınmasına dair bir anlaşma yapmış ve bu Ocak 2016'ta yürürlüğe girmişti.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) yetkililerine, İran'ın nükleer güç tesislerinde denetim yapma hakkı sağlayan anlaşma ile UAEA yetkilileri santrifüjlerin üretimi, depolanması ve montajıyla ilgili tesislere erişim yetkisine sahip oldu.

Anlaşmayla Tahran yönetimi, çalışmalarını, nükleer güç tesisinde kullanılabilecek yüzde 3 düzeyinde zenginleştirilmiş uranyum üretme kapasitesinde sınırlandırma ve 20 bin olan santrifüj sayısını 10 yıl boyunca 5 bin 60 ile sınırlı tutma sözü verdi. Nükleer silah üretiminde kullanılan uranyumun ise yüzde 90 düzeyinde zenginleştirilmesi gerekiyor.

İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlama sözüne karşılık Batılı ülkeler İran'ın ekonomisini etkileyen yaptırımları kaldırma sözü verdi. İran, ülke dışındaki 100 milyar dolarlık dondurulmuş varlıklarına erişim hakkını, dünya pazarlarına petrol satma imkanını ele geçirdi.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yapılan anlaşmaya karşı çıktı. Trump, Kasım 2016'daki başkanlık seçimi öncesi ve sonrasında anlaşmayı, "dünyanın en kötü anlaşması" olarak niteledi.

Trump, İran'ın balistik füze programını kapsamaması ve üzerinden 10 yıl geçtikten sonra yeniden nükleer çalışmalarına dönmesine imkan veren hükümler içermesi nedeniyle anlaşmayı "kusurlu" olarak niteledi.