Ülkeler arası rekabetin etkisiyle yapay zeka entegrasyonunun ''savaş meydanına'' hızla ilerlemesi, pek çok tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Peki ABD, AB, İngiltere ve Çin gibi ülkelerin vazgeçemediği bu teknoloji, ülkelerin dış politikasını nasıl şekillendiriyor? Batı dünyası Çin'in yapay zekada attığı önemli adımlara nasıl bakıyor, bu gelişmelere nasıl önlemler alıyor?
Gerçeklik algısını tamamen sarsan bir sistem olma özelliği taşıyan ''deepfake'' teknolojisi; özellikle devletlerin siyasi birer aracı haline gelmiş olmakla beraber mahremiyet, manipülasyon konusunda da derin endişelere yol açıyor. Hiç şüphesiz ki video ve görüntüye duyulan güven de sarsıldı.
İSRAİL, TEKNOLOJİSİNİ GAZZE İÇİN GELİŞTİRİYOR!
İsrail ordusu, bugün kendini yapay zeka ile yöneten dronelara yatırım yapıyor. Özellikle Filistin'de kundaklama yapmak için kullanılan uçurtma ve balonları yok etmek için özel sistemler geliştiriyor. Geliştirilen bu özel sistem, havalandığı anda tespit ederek tehdidi anında yok ediyor. Tüm bunların insan müdahalesi olmadan gerçekleşmesi tehlikenin boyutlarını anlatıyor.
ABD'NİN ÇİN RAHATSIZLIĞI
Yapay zeka (AI) yarışı öyle kızıştı ki uluslararası zirvelerin de gündeminden düşmüyor. AI'nin zararlı etkileri konusunda duyulan endişelerin yanı sıra, özellikle ABD ve AB devletlerinin Çin'in bu önemli teknolojiyi kullanımını önleme girişimleri üzerinde duruyor. ABD'nin Çin'e ihracat kısıtlamaları, Çin'in uzman teknolojilere erişimini engelleme girişimleri gibi faktörler Çin'in AI endüstrisine etkisi üzerinde bir kaygı unsuru olarak görülüyor.
ABD merkezli Politico Dergisi'nde yer alan analize göre, Beyaz Saray'ın rakibi olan yapay zeka yönetim emri, federal kurumların teknolojiyi ele alma şeklini şimdiden değiştiriyor. Yıl sonuna kadar Washington'da daha fazla reform yapılması bekleniyor.
Nvidia gibi Amerikan şirketleri, şu anda AI çiplerinde lider ve Fung ihraç kısıtlamaları yüzünden çok az Çinli şirketin ChatGPT ile rekabet edebileceğini söylüyor.
ÇİN'İN YÜKSELEN VERİLERİ
Bu arada Çin daha büyük bir tüketici tabanından faydalanıyor. Çin, 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi. Race Capital adlı yatırım şirketinden Edith Yeung, Çin'in aynı zamanda büyüyen bir internet sektörü olduğunu söylüyor. Yani Çin'in ürünleri geliştirmek için büyük bir veri birikimi var. Yeung "AI modeli, öğrenebileceği veriler kadar iyi olabilir" diyor.
2025 yılına kadar yapay zeka alanında dünya lideri olmayı playnlayan Çin, Pekin'de 2 milyar dolarlık bir yapay zeka parkı kurmaya hazırlanıyor.
Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'dan alınan bilgilere göre, parkta 400 araştırma şirketi ve kurumun hizmet vereceğini ve tesiste yıllık 8 milyar dolar değerinde üretim yapılmasının planlandığını duyurdu. Projeyi yöneten Zhongguancun Geliştirme Grubu'nun da yapay zeka yatırımları için yabancı üniversitelerle görüşmeler yürüttüğü bildirildi.
2025 yılına kadar yapay zeka alanında dünya lideri olmayı planlayan Çin'in, askeri teknolojideki yapay zeka uygulamaları konusunda ABD ile arasındaki rekabeti arttırdığı belirtiliyor.
''AI Süpergüçleri: Çin, Silikon Vadisi ve Yeni Dünya Düzeni" kitabının yazarı Lee Kai-Fu da Çin'in teknoloji topluluğunun, ABD'nin gerisinde kalmasına rağmen, bir avantajı olduğunu vurguluyor.
AMERİKA'NIN DEEPFAKE OYUNU
2016 ABD başkanlık seçimlerinin ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın sıklıkla ''fake news'' (yalan haber) tanımlamasını yapması sonucu dünya çapında yalan haberle mücadele gündemin ilk sıralarına taşınmıştı.
Bir kişinin yapay zeka kullanılarak konuşmasını başka bir karakterin yüzüne yerleştirerek sahte videolar üretme imkanı veren "deepfake" videolar, Amerikalı aktör Jordan Peele'nin ABD'nin eski Başkanı Barack Obama'nın ağzından "Başkan Trump tam bir ahmaktır" cümlesini söyletmesi ve videonun neredeyse gerçekten Obama'nın ağzından çıkıyormuş gibi görülmesi nedeniyle bütün dünyanın ilgisini çekmişti. Pek çok uzman, deepfake videoların seçmenleri manipule ederek oy tercihlerini değiştirme ve algılar üzerinde etki bırakma gibi etkileri olacağını savunuyor.