'Donald Trump öldü mü?' yalanı 3.Dünya Savaşı senaryosu mu?

Türkiye'de sosyal medyada önceki akşam yayılan 'Donald Trump öldü', 'ABD İran'ı vuruyor' gibi iddialara bir anda gündeme bomba gibi düşmüştü. Donald Trump öldü yalanı ve Trump'ın daha önce katıldığı bir gösteriden yerde yatan fotoğrafı hızlıca yayılmış ve herkesin 'Donald Trump öldü mü?' sorusunun yanıtını aramasına da neden olmuştu. Uzmanlar, “bu kamuoyunun tepkisini ölçmek için yapılmış bir provokasyon testi olabilir” diyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :04 Temmuz 2019 , 09:57 Güncelleme Tarihi :04 Temmuz 2019 , 10:47
’Donald Trump öldü mü?’ yalanı 3.Dünya Savaşı senaryosu mu?

Dezenformasyonun fitili ABD'den ateşlendi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in bir ziyaretini iptal edip başkent Washington'a dönmesi yalan haberlere neden oldu. Sosyal medyada Pence'in bu dönüşünün ABD Başkanı Donald Trump'ın sağlık durumu ilgili olduğu iddia edildi. ABD'deki üst düzey isimler "Acil durum yok. Başkan'ın durumu iyi. Konunun ulusal güvenlikle ilgili de değil" açıklaması yapıldı. Ancak ABD'deki bu açıklama Türkiye'deki yalan haberleri durdurmaya yetmedi.

NÜKLEER SAVAŞ ÇIKARDILAR

Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in aynı saatlerde kendi Savunma Bakanı Şoygu ile görüşmesi ve Avrupa Birliği'nin rutin toplantısı da bir birbiri ile ilişkilendirilince 3. Dünya Savaşı senaryoları yazıldı. Paylaşılan 100 bine yakın mesajda, Trump'ın öldüğü, ABD'nin İran'ı vurduğu, ABD ile Rusya arasında nükleer savaş çıktığı gibi iddialara yer verildi. Asılsız iddialar kısmi olarak kapalı olan piyasaları bile etkiledi.

SOSYAL MEDYA YASASI YOK

Bu olay Türkiye'nin küresel yönlendirmelere ne kadar korunaksız olduğunu ortaya koydu. Yeni Şafak'ın haberine göre; Sosyal medya yasasının olmadığına ve yalan iddialarla ilgili etkili bir kontrol mekanizması bulunmadığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye'nin ilerde daha tehlikeli yönlendirmelerle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti. Bu tür yalan haberlerin çok önemli referans kişilere yönelik yapılmasına "büyük algı yönetimi" dendiğini belirten Doç. Dr. Levent Eraslan, "Trump'ın öldüğü iddiasına yönelik yapılan çalışmalar basit bir süreç değil. Benim gördüğüm kadarıyla önemli bir merkez tarafından yapıldı. O yüzden bu tarz haberlerde süreç içerisinde yapılacaklara dikkat etmemiz gerekiyor" dedi.

ANLIK CEVAP VERİLMELİ

İleride Türkiye'ye yönelik bir algı olduğunda halkın bu manipülasyona geleceğine dikkat çeken Eraslan, "Bu tarz manipülasyon haberlerinden tüm dünya etkilenir. Bu gibi algıları yönetmek için sosyal medyayı izleme merkezi oluşturulmalı ve anlık cevap verilmeli. ABD bunu yapmadı. Bu yalan da algıyı yönetemediği için bu kadar hızlı yayıldı. Cevaplar geciktikçe milyarlarca kişiye gider. Maksatlı bir merkezden yapılmış bir çalışma. Önümüzdeki günlerde Türkiye'de yine bu tarz bir çalışmalar olabilir" şeklinde konuştu.

'BU BİR TEST OLABİLİR'

Kitle iletişim araçlarının gündemin belirlenmesinde güçlü bir etkisi olduğunu belirten İletişimci Doç. Dr. Yusuf Özkır, "Gazete dışındaki araçların hayatımıza girmeye başladığı 20. Yüzyıl'ın başından beri durum aynı aslında. Bunun en bilinen örneği ABD'de 1938 yılında Orson Welles'in akşam haberleri saatinde Dünyalar Savaşı isimli tiyatroyu yayınlamasıyla yaşananlardır. Amerikalılar tiyatroya inanıp Marslıların ABD'yi işgal ettiğine inanıp sokaklarda kaçışmasıdır. Aynı form olmasa da benzer şeyler yaşanıyor" dedi. Özkır şunları kaydetti: "Trump'ın ölümü ve benzeri iddialara inanılması veya ciddiye alınması insanların iletişim araçları ile rahatlıkla yönlendirilebileceğini, operasyona maruz bırakılarak kontrol edilebileceğini gösteriyor. Bu bir test de olabilir, tesadüfi de olabilir. Fakat sonuç aynı yere çıkıyor. Algıya karşı gerçeği savunmak gerek. Fakat ikisinin alıcısı arasındaki farka bakıldığında bu hiç de kolay değil. "

DEVLETLER VERİ TOPLUYOR

İletişimci Doç. Dr. Ali Murat Kırık da, önceki gün yaşananların bir toplum mühendisliği, algı ölçümü olduğunu ifade etti. Kırık özetle şunları kaydetti: "Trump'ın gündeme gelen haberi "post truth" haberdir yani "gerçek ötesi" haber. Özellikle toplumu ilgilendiren, toplumun olaylar karşısında tutumunu ve davranışlarını ölçmeyi sağlayan bir vasıta haline geldi. Artık geleceğin medyası sosyal medya tüm toplumsal değerler, ölçümler buradan analiz ediliyor. Bu veriler toplanıyor, anlamlandırılıyor. Devletler, siyasal partiler buradan kitlelerini kontrol ediyor ve yönetim altına alıyorlar. Sosyal medyanın gücünü bilmeli, yerinde ve zamanında kullanmalıyız. Bu noktada bizlere düşen medyadaki mesajları içerikleri doğru anlamak anlamlandırmak ve sosyal medyayı tamamıyla hayatımızın merkezine koymamaktır."