Başkan Erdoğan'ın Vilnius'ta düzenlenen NATO Zirvesi'ndeki diplomasi zaferi hala dünyanın gündeminde. Özellikle ABD Başkanı Biden ile görüşmesi, İsveç konusundaki stratejisi ve AB üyeliğindeki ısrarı Başkan Erdoğan hakkında analizleri peş peşe getiriyor.
Türkiye'nin dış politikasında uyguladığı stratejiyi ele alan Foreign Policy, "Türkiye aslında ne istiyor?" başlığıyla yayınladığı analizinde NATO Zirvesi'nde yapılan hamleler karşısında bazı gözlemcilerin yaşadığı şaşkınlığı yazdı.
Başkan Erdoğan'ın zirve öncesinde ABD Başkanı Biden ile görüşülmesi, İsveç'in NATO üyeliği için TBMM'nin Ekim ayındaki toplantıyı beklemek zorunda olması ve AB'ye üyelik hamlelerini değerlendiren FP, "Sıradan bir gözlemciye, NATO zirvesi öncesinde, sırasında ve sonrasında tüm bu zikzaklar muhtemelen şaşırtıcı göründü. Ancak gerçek şu ki, Erdoğan dönemi boyunca Türkiye üç temel dış politika fikrini takip etmede tutarlı oldu: stratejik bağımsızlık, güç ve refah" ifadelerini kullandı.
Steven A. Cook imzalı yazıda bu durumun Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkisinden de görüldüğüne dikkat çekildi.
TAHIL KORİDORUNUN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİSİ
Türkiye'nin bağımsızlığını tesis etme ve prestijini artırma arzusunda olduğunu belirten yazar 'Ankara, Rusya'nın Ukraya saldırısının Moskova ile ikili ilişkileri bozmasına izin vermedi' dedi.
Yazıda Türkiye'nin hem Rusya hem de Ukrayna ile ile ikili ilişkisini sürdürdüğüne vurgu yapıldı ve şu değerlendirmeye yer verildi;
'Bu, Türkiye'nin Rusya ile Ukrayna arasında Karadeniz Tahıl Anlaşmasını müzakere etmesine olanak sağladı.'
Ankara'nın Moskova'ya yönelik Batı yaptırımlarını hiçbir zaman benimsemediğine vurgu yapan FP, 'bunun yerine Türk firmalarının devreye girmesine ve ayrılan Batılı firmaların yerini almasına ve Rus oligarklarının Türkiye'de ikamet etmesine ve ülkede yatırım yapmasına izin verdi' dedi.
BÜYÜK FIRSAT
'Bunların hepsi bizi Vilnius'a geri getiriyor' diyen FP, Erdoğan'ın NATO zirvesinde attığı adımlar için 'Bunun nedeni, zirvenin Erdoğan'a uzun vadeli Türkiye'nin bağımsızlığını ve gücünü tesis etme projesini sürdürmesi için büyük bir fırsat sunmasıdır' dedi.
ABD VE F-16 MESELESİ
'Erdoğan Türkiye'ye yalnızca Avrupa'nın güneydoğu kanadında bir güvenlik varlığı muamelesi yapılmasını istemiyor' diyen FP yazının devamında şu ifadelere yer verdi;
'Erdoğan, NATO'nun genişlemesini Biden'dan Türkiye'ye yeni F-16'lar sağlama taahhüdünü almaya ve AB liderlerini Türkiye ile işbirliğini yenilemeye ikna etmeye yetecek kadar uzun süre durdurabilirse, bu potansiyel olarak gelişmiş bir gümrük birliği anlaşmasına yol açabilir.'