İslam karşıtlığıyla bilinen Fransa'da her gün yeni bir skandal yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde ilkokuldaki öğrencilerden bazılarının namaz kılması ülkenin adeta gündemine oturmuştu. Müslüman öğrencilerin kıldığı namaz, okul müdürleri ve belediye başkanlarını rahatsız ederken Nice Belediye Başkanı Christian Estrosi, Fransa Başbakanı Élisabeth Borne'ye konuya ilişkin skandal bir mektup yazmıştı.
Estrosi yalnızca bununla da kalmadı. Milletvekillerini göreve çağırırken "Laik Cumhuriyetin muhafızı olmalıyız" ifadelerini kullandı.
Yaşanan olay ülke gündeminde büyük yankı bulurken, Belediye Başkanı Christian Estrosi Başbakan'a gönderdiği mektubu sosyal medya hesabından yayınladı.
Estrosi "Cumhuriyetin okullarımız olan kutsal alanlarına dini sokmaya yönelik bu girişimler karşısında tepkimiz kesin, kolektif ve kararlı olmalıdır. Hiçbir şeyi kaçırmamalıyız." şeklinde skandal ifadelere imza attı.
Fransa Eğitim Bakanı Pap Ndiaye ise Estrosi'ye destek vererek "Derhal cumhuriyet değerlerini tatbik edici bir ekibi olay yerine gönderiyoruz" paylaşımında bulundu. Ayrıca geçtiğimiz günlerde ülkedeki akademik bölgelerin başkanlarıyla bir araya gelen Fransa Eğitim Bakanı Ndiaye, onları okullarda laikliğin uygulanmasında daha "katı" davranmaya çağırdı.
Bu gelişmelere son olarak Fransa'da genç kızların okullarda giydiği uzun elbise "abaya"lar dini bir kıyafet olduğu gerekçesiyle yasaklanabileceği eklendi.
Ndiaye'ye göre abaya gibi bir giysinin dini bir sembol teşkil edip etmediğine karar vermek okul yöneticilerine bağlı olacak.
Haziran ayı başında "Kol şekilleri ya da renkleriyle yüzlerce sayfalık bir katalog yayınlayacak değiliz." diyen Eğitim Bakanı, kıyafetin dini nitelikte olduğunun tespit edilmesi halinde "aileyle diyalog kurulamadığında" yaptırım yetkisinin okul idarecilerinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Fransa'da kızların okulda giydiği "abaya" olarak adlandırılan uzun elbisenin dini simge olup olmadığı ülke gündeminde tartışılmaya devam ediyor.Ülkede halihazırda ilk ve orta dereceli okullarda başörtüsü takmak yasak.
Le Parisien gazetesi, 7 Haziran'da sırtı dönük başörtülü genç kızın fotoğrafını "Laiklik. Okul abaya sorunuyla karşı karşıya" başlığıyla manşete taşıdı.
Gazetede, bu konuya ilişkin "Cumhuriyet okuluna meydan okuyan elbise" başlığıyla ele alınan haberde, abayanın Müslüman kızlar arasında yaygınlaştığı iddia edildi.
Okullarda geçen ay laiklik prensibine karşı ihlallerin sayısının 438 olduğu kaydedilen haberde, bunların yarısının, dini simgeler ve kıyafetler nedeniyle gerçekleştiği ifade edildi.
Haberde, abayanın dini elbise olmadığı ve bu giysinin Selefiler tarafından teşvik edildiği savunuldu.
Fransız BFMTV kanalı, aynı gün ülkedeki Müslüman kızların, okula girerken yasak olduğu için başörtüsünü çıkardığı anların görüntülerini bulanıklaştırarak servis etti.
"Okulda abayalar yasaklanmalı mı?" sorusu günlerdir yerel basında ve sosyal medyada tartışılıyor.
ABAYA İSMAMİ SİMGE DEĞİL
Fransa İslam Konseyi (CFCM) yaptığı yazılı açıklamada, abayanın İslami simge olmadığını vurguladı.
GIDA KRİZİ YERİNE KADINLARIN KIYAFETLERİ TARTIŞILIYOR
Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partili Meclis Grup Başkan Vekili Mathilde Panot, Twitter'dan Le Parisien'in manşetine şu ifadelerle tepki verdi:
"Eşi benzeri görülmemiş bir sosyal krizden, (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron yönetimindeki özgürlüklere yönelik büyük saldırıdan, çok erken bir kuraklıktan geçiyoruz ve bir gıda krizi yaklaşıyor. Ancak Le Parisien Müslüman kadınların kıyafetlerini ön sayfasına taşıyor."
Panot, Müslüman karşıtlığının, özellikle de kadınlara yönelik olduğunda birçok gazete için çok sattırdığını belirtti.
LFI Milletvekili David Guiraud geçen hafta konuk olduğu BFMTV'de, devletin "bir giysinin dini olup olmadığına" karar vermeye yetkisi olmadığını ve Müslüman olmayan kişilerin de abaya giydiğini kaydetti.
Arapçada "pardösü" anlamına gelen "abaya", Orta Doğu'da dışarı çıkıldığında giyilen bir dış giysi. Avrupa ve Fransa'da da gündelik hayatta kullanılan abayanın, ülkelere göre rengi ve şekli değişiklik gösterebiliyor.
BAŞÖRTÜSÜNÜN FRANSA İLE İMTİHANI
Fransa, 1905 laiklik yasasıyla din ve devlet işlerini ayırma yoluna gitti. Ekim 1989'da, 3 orta okul öğrencisi başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için okuldan atıldı. Bu olay "Creil başörtüsü meseleleri" olarak ülkenin siyasi literatürüne girdi.
27 Kasım 1989'da Danıştay, öğrencilerin dini aidiyetlerini ortaya koyan simge taşımalarının laiklik prensibine aykırı olmadığına karar verdi.
"Başörtü meselesi" uzun yıllardır ülkede tartışılan konu haline gelirken 2004'te ilk ve orta dereceli tüm kamu okullarında dini simgelerin kullanımı yasaklandı. Adı geçen dini simgeler "başörtüsünü" de kapsarken bu yasak özellikle başörtü takan Müslüman kızları ve sarık takan Sih erkekleri etkiledi.
15 YAŞINDA BİR KIZ OKULA ALINMADI
Fransa'da 2015'te ise uzun siyah etek giyen 15 yaşındaki bir kızın okula alınmaması ülkede gündem olmuştu. Öte yandan Fransa Avrupa'nın en çok Müslüman nüfusa sahip ülkesi durumunda. Ancak Fransa'nın laiklik anlayışı, insan haklarının uygulanmasında ve denetiminde Müslümanlar açısından hak ihlallerine sebep oluyor.
