Bir virüsün aktarılabilirliğini arttıran muyasyonlar seçilenlerdir, popülasyonda artan biçimde göreceklerimizdir.
Profesör Loman, bu yeni mutasyonun Kovid-19 aşılarının üretimini etkileyeceğini düşünmediğini ifade etti.
Profesör, "Bence bu konuda henüz karara varılmadı. Ben etkisi olmayacağını düşünüyorum" dedi.
Herhangi bir aşı denemesi bu muyasyonlarla karşılaşacak hastaları da içerecek çünkü aslında bu en baskın mutasyon. Vakaların yaklaşık yüzde 75'ini oluşturuyor. Bunun aşı üzerinde bir etkisi olacağını düşünmüyorum.
Profesör sözlerine şunları ekledi:
Bu mutasyondaki bu artış dünya çapında bir olay. Vuhan'dan çıkan orijinal virüs D tipine sahipti fakat G tipi dünya genelinde çok daha baskın hale geliyor, buna Birleşik Krallık da dahil.
Dolayısıyla herhangi bir yerde yapacağımız aşı deneylerinden faydalı sonuçlara ulaşmamız gerekir.
Profesör Loman, olası bir aşının kendisinin de virüsün yeni suşlarıyla mücadele etmek için yıldan yıla değiştirilebileceğini aktardı.
Bu tür mutasyonlardan çok sayıda olabileceğini belirten biyolog, virüsü hedef alan herhangi bir aşı ya da tedavinin virüsün "bir aşıdan kurtulmasını ya da bir tedaviye direnç göstermesini sağlayacak mutasyonları etkili biçimde seçebileceği" konusunda uyardı.
Uzman şunları ekledi:
Ve önümüzdeki aylar ve yıllar boyunca, titizlikle takip edeceğimiz şey tam olarak budur.
Profesör Loman, bu virüsün dünyanın yıllarca birlikte yaşaması gereken bir şey olup olmadığı sorusuna şöyle yanıt verdi:
Her yerde çok fazla vaka var, bu vakaları sıfıra indirmek ve virüsün kökünü kurutmak imkansız görünen bir iş gibi duruyor.
Ancak umarım aşı, vakaları çok daha iyi biçimde kontrol altında tutmamızı sağlayacak.
ABD'li uzmana göre Kovid-19'un yeni mutasyonu hastalığın bulaşıcılığını artırabilir
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğramış yeni bir türünün, hastalığın daha hızlı yayılmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.
Beyaz Saray Koronavirüsle Mücadele Görev Gücünün de önde gelen üyelerinden biri olan Dr. Fauci, Amerikan Tıp Derneği yayını "The Journal of the American Medical Association" (JAMA) dergisine verdiği mülakatta, ilk olarak İtalya'da görülen yeni tür Kovid-19'un solunum sistemine tesir eden bulaşıcı etkilerinin daha fazla olduğunu belirtti.
Virüs mutasyonu hakkında "The Cell" dergisinde yayımlan araştırmaya atıf yapan Fauci, "Veriler, virüsün, (Kovid-19) daha kolay çoğalabilen, daha yoğun bulaşıcı içeriğe sahip tekil bir mutasyonunun olduğunu gösteriyor. Bu mutasyonda virüs daha kolay çoğalıp aktarılabilir hale geliyor." ifadesini kullandı.
"G614" adlı verilen türün, dünyada görülen en yaygın mutasyon olduğuna, yerel enfeksiyonların en erken ortaya çıktığı yerlerde dahi hakim haline geldiğine dikkati çeken Fauci, "Virüs türünün bir uyum avantajı olduğu anlaşılıyor, bu bulaşıcılığı artıran bir faktör olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Virüsün söz konusu türünün görüldüğü kişilerin üst solunum yollarında daha fazla bulaşıcı içerik tespit edildiğine, bunun kişinin hastalığı bulaştırma ihtimalini artırdığına işaret eden Fauci, türün, hastalığı daha ağır hale getirdiğine dair ise kanıt bulunmadığını kaydetti.
Peki virüsler nasıl ve neden değişime uğruyor?
Virüsler genetik seçimin bir sonucu olarak sürekli şekilde değişim geçiriyor. Hafif genetik değişimler mutasyon (değişinim) sonrası gerçekleşirken, büyük genetik değişimler rekombinasyon (yeniden birleşme) üzerine yaşanıyor.
Mutasyon virüsün genomu yani genetik materyelinde bir hata oluşması üzerine gerçekleşiyor. Rekombinasyon ise eş zamanlı enfekte olan virüslerin genetik bilgi değişimi sonrasında yeni bir tip virüs olarak ortaya çıkmasına neden oluyor.
Örneğin Covid-19 pandemisine neden olan SARS-Cov-2'nin yarasalarda bulunan bir virüsün aracı bir hayvandaki başka bir virüsle yeniden birleşmesi yani rekombinasyonu sonrasında ortaya çıktığı ve insanı etkileyebilecek genetik materyele sahip olduğu biliniyor.
KORONAVİRÜS SON DAKİKA HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ