"İSRAİL'İN EN HASSAS SIRRI"
Mossad Direktörü Cohen, 2019 yılı boyunca Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne defalarca kez gezi düzenlemişti. İsrailli yayın organı The Marker'a göre Cohen, "İsrail'i ilgilendiren bir konuda" Kabila'dan tavsiye almış ve istihbarat camiasındaki üst düzey isimleri şaşırtmıştı.
İsrailli yayın kuruluşu Kan 11 ise Cohen'in gezilerinin "son derece tartışmalı bir planla" ilgili olduğunu yazmış ve gezileri "İsrail'in en hassas sırlarından biri" olarak tanımlayan resmi kaynaklara atıfta bulunmuştu.
Guardian'a konuşan kaynaklar, gezilerin tamamen Uluslararası Ceza Mahkemesi operasyonuyla ilgili olduğunu ve Ocak 2019'da görevden ayrılan Kabila'nın, Mossad'ın, Bensouda'ya yönelik planında önemli bir rol oynadığını belirtiyor.
Mossad eski Direktörü Yossi Cohen
ÖNCE İYİ POLİS SONRA KÖTÜ POLİS
Guardian'a konuşan kaynaklar, New York'taki emrivaki görüşmenin ardından Cohen'in defalarca başsavcıyı aradığını ve onunla görüşmek istediğini belirtti. Bensouda'nın Cohen'e telefon numarasını nasıl bulduğunu sorduğu, Cohen'in ise ona "Ne iş yaptığımı unuttun mu?" dediği belirtiliyor.
Kaynaklar, Cohen'in başlangıçta başsavcı ile iyi ilişki kurmaya çalıştığını ve onu etkilemek için iyi polisi oynadığını söyledi. Amaç ise Bensouda'yı İsrail ile iş birliği yapmaya ikna etmekti.
TEHDİT VE MANİPÜLASYONLAR BAŞLADI
Zaman içinde ise Cohen'in temas kurma şekli değişmiş ve işin içine tehditler ve manipülasyon girmişti.
Bensouda 2019'da Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki savaş suçları iddiaları hakkında kapsamlı bir cezai soruşturma başlatmak için gerekçeleri olduğunu açıkladı fakat Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin ön yargılama dairesinden mahkemenin Filistin üzerinde gerçekten yargı yetkisine sahip olduğunu teyit edecek bir karar talep etmeye karar vererek soruşturmayı başlatmaktan vazgeçti.
Guardian'a konuşan kaynaklar, 2019'un sonu ile 2021'in başı arasında Cohen ile Bensouda arasında en az üç görüşme olduğunu ve bunların hepsinin Cohen tarafından başlatıldığını söyledi. Cohen'in davranışlarının UCM yetkililerini giderek daha fazla endişelendirdiği belirtildi. Cohen'in Bensouda'ya kocası ile Londra'da çekilen fotoğraflarını dahi gösterdiği ve ayrıca başsavcıyı kariyeri ile tehdit ettiği de belirtildi.
BENSOUDA'YA TEHDİT İŞE YARAMADI
Mossad'ın Bensouda'ya yönelik tehditlerini anlatan kaynaklar, "Fatou'nun peşine düştüler ancak bunun savcının çalışmaları üzerinde hiçbir etkisi olmadı" dedi.
Diplomatik kaynaklar ise Trump yönetimindeki ABD'nin de 2019-2020 yılları arasında eşi benzeri görülmemiş bir şekilde başsavcıya vize kısıtlaması ve yaptırım uyguladığını belirtti. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ABD'nin yaptırım paketini açıkça Filistin davasıyla ilişkilendirmiş ve "UCM'nin İsrail'i sadece siyasi amaçlarla hedef tahtasına koyduğu çok açık" demişti. Hatta aylar sonra Bensouda'yı "kişisel çıkarları için yolsuzluk yapmakla" suçlamıştı.
Şubat 2021'de UCM, işgal altındaki Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip olduğunu teyit eden bir karar yayımlamış ve bir sonraki ay Bensouda, cezai soruşturmanın açıldığını duyurmuştu. İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de devam eden saldırılarının ardından açılan dava ise İsrail'e sert bir darbe vurdu. Cohen'in operasyonu hakkında bilgi sahibi olan bir kaynak "Mossad başkanını başbakanın gayriresmi elçisi olarak seçmeleri, gözdağı vermek içindi. Başarısız oldu" dedi.