Başkan Recep Tayyip Erdoğan ekonomiye ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı. Türkiye Yüzyılı Vizyonu'na uygun olarak 7 önemli reform alanının belirlendiği OVP'de Türkiye'yi yeni yüzyılda şaha kaldıracak reform programı ile büyüme ve ticaret, beşerî sermaye ve istihdam, fiyat istikrarı ve finansal istikrar, kamu maliyesi, afet yönetimi, yeşil ve dijital dönüşüm, iş ve yatırım ortamı için hamleler yapılacak. Dünya basını ise Başkan Erdoğan'ın açıkladığı Orta Vadeli Plan'ı dikkatle takip etti.
"YABANCI YATIRIMCILAR TÜRKİYE'YE YÖNELİYOR"
Londra merkezli Financial Times, "Türkiye'nin ekonomik canlanması yabancı yatırımcıları pazarlarına geri çekiyor" başlıklı haberde Türkiye'nin ekonomide yeni adımlar attığına dikkat çekti. Yurtdışı fonların Türkiye'de "suları test etmeye istekli" olduğunu belirten Financial Times, Ankara'nın ekonomi politikasındaki revizyonun, son yıllarda ülkeyi terk eden fon yöneticilerinin ilgisini çektiğini, yabancı yatırımcıların Türk hisse senetleri ve tahvillerine yöneldiğini belirtti.
TÜRK SERMAYE PİYASALARINDA GÖZLE GÖRÜLÜR DEĞİŞİM
VakıfBanık ve Yapı Kredi'nin 1,3 milyar dolarlık tahvilleri başarıyla sattığını ve Ebebek'in ise 70 milyon dolarlık ilk halka arzı ile 20'den fazla kurumsal yatırımcının ilgisini çektiğini belirten Financial Times, HCBS Türkiye İcra Kurulu Başkanı Selim Kervancı'nın şu sözlerine yer verdi:
Son aylarda uluslararası yatırımcıların Türk sermaye piyasalarına olan ilgisinde gözle görülür ve olumlu bir değişim görüldü. İngiltere, Avrupa, ABD ve Orta Doğu'dan gelen talebin yatırım hedefi olarak Türkiye'ye yeniden odaklanmasıyla ilgi geniş bir tabana dayanıyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE İLGİ ARTIYOR
Financial Times, ayrıca, Ebebek'in Kurumsal Hisse Satış Sorumlusu Tunç Yıldırım'ın "Alınan kararlarla artık kaliteli kurumsal yabancı yatırımcılar Türkiye ekonomisine çok daha fazla ilgi göstermeye başlıyor." şeklindeki ifadesini vurguladı.
Haberde, ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) geçtiğimiz ay enflasyonla mücadeleyi hızlandırırken faizi artırmasının yabancı yatırımcıların ilgisini artırdığına yönelik yorumuna da yer verildi. Bunun TCMB yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın fiyat istikrarını yeniden sağlama vadinde ciddi olduğunun göstergesi olarak görüldüğü belirtildi.
"OYUN DEĞİŞTİRİCİ"
Financial Times, East Capial'in Baş Yatırım Yetkilisi Jacob Grapengiesser'in Türkiye için kullandığı "oyun değiştirici" ifadesine de yer verdi. Ayrıca Türkiye'nin yeni ekonomik planına sadık kalacağı yönündeki umutların Başkan Erdoğan'ın dün Orta Vadeli Plan'ı açıklarken verdiği "enflasyonla mücadele için sıkı para politikası" uygulama sözü ile güçlendiğini vurguladı.
DÜNYA BANKASI'NDAN TAM DESTEK
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturacak politikaların uygulanmasında Türkiye'ye eşlik etmeye kararlı olduklarını belirterek, "Devam etmekte olan 17 milyar dolarlık programımıza ek olarak, önümüzdeki üç yıl içinde Dünya Bankası Grubu Yönetim Kurulu'na 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar hazırlamayı ve sunmayı öngörüyoruz." dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritası niteliğindeki Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladı. Bu hafta Dünya Bankası'nın mevcut 17 milyar dolarlık desteğine ek olarak 18 milyar dolar daha desteğini harekete geçirmek üzere Türkiye hükümetiyle görüştüğü haberleri gündemde yer aldı.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Bankanın Türkiye'nin ekonomik politikalarına ilişkin değerlendirmelerine, Dünya Bankası Grubu'nun Türkiye'deki faaliyetleri ve gelecek yıllar için planlarına ilişkin soruları yanıtladı.
Soru: Sayın Lopez, geçtiğimiz haftalarda Başkan Erdoğan'ın yönetimi mali ve parasal alanda çeşitli ekonomik tedbirleri uygulamaya koydu. Dünya Bankası Grubu'nun bu tedbirler hakkındaki görüşü nedir?
Lopez: Görüşme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Dünya Bankası'nın, yönetimin ekonomiyi istikrara kavuşturma ve mevcut makro dengesizlikleri giderme çabalarını memnuniyetle karşıladığını söylemenin doğru olacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz 20 yıl boyunca Türkiye'nin ekonomik performansı çok iyiydi ve bu durum nüfusun yaşam standardında önemli iyileşmelere yol açtı. Ancak, yüksek enflasyon oranları, aşırı değerli döviz kuru ve 6 Şubat depremleriyle ilgili harcama ihtiyaçlarından kaynaklanan mali baskılar bu sicili riske atmaktadır. Bu bağlamda, Merkez Bankası tarafından uygulanmakta olan para politikasının sıkılaştırılması, bozucu mali düzenlemelerin gevşetilmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mali açığı azaltmaya yönelik mali gelir tedbirlerinin doğru yönde atılmış adımlar olduğuna inanıyoruz. Liradaki değer kaybı nedeniyle kısa vadede enflasyonun arttığını görmek mümkün olsa da uzun vadede yüksek büyümenin sağlanması için enflasyonun düşürülmesi kilit önem taşımaktadır.