BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANACAKTIR
Büyükelçi Shaobin, ABD'nin, Çin'in kalkınmasını ve canlanmasını sabote etme hayali kurmaması gerektiğine de vurgu yaptı.
Büyükelçi Shaobin, şunları söyledi:
Çin, kendi ulusal koşullarına uygun doğru bir kalkınma yolu bulmuştur. Çin Komünist Partisi'nin önderliğinde 1,4 milyar Çinli, Çin tarzı modernleşmeye doğru emin adımlarla ilerlemektedir. Ülkenin ve milletin kalkınmasını kendi gücümüzün temeline koyuyoruz, diğer ülkelerle barış içinde bir arada yaşamaya ve kalınmaya hazırız, ancak hiçbir ülkenin Çin'in istikrarını ve kalkınmasını baltalamasına asla izin vermeyeceğiz.
Tayvan konusunda provokasyonlar yapmak, Çin'in kalkınmasını ve büyümesini geciktirmeye çalışmak ve Çin'in barışçıl ilerleyişini baltalamak tamamen boşunadır ve kaçınılmaz olarak başarısızlıkla sonuçlanacaktır. ABD jeopolitik oyunlarla manipülasyon yapmayı hayal etmemelidir. Barış, istikrar, kalkınma ve kazan-kazan sonuçları aramak, bölge ülkelerinin ortak arzusudur.
SON DERECE TEHLİKELİ VE APTALLIKTIR
ABD tarafının Tayvan konusunu bölgesel stratejisine sokması, gerilimi abartarak cepheleşmeyi kışkırtması, bölgesel kalkınma eğilimine ve Asya-Pasifik bölgesindeki insanların beklentilerine aykırı hareket etmesi son derece tehlikelidir ve aptallıktır.
Tek Çin ilkesi, uluslararası ilişkilerde temel bir norm haline gelmiş ve II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası düzenin ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. ABD tarafının yapması gereken şey ise, Birleşmiş Milletler Şartı'nın amaç ve ilkelerini ihlal etmeyi ve 'Tayvan kartını' oynayarak Asya-Pasifik bölgesini sürüklemeyi bir an önce bırakmaktır.
TOPARK BÜTÜNLÜĞÜNÜ AÇIKÇA İHLAL
Büyükelçi Shaobin şu ifadeleri kullandı:
ABD gerçekleri keyfi olarak çarpıtabileceğini hayal etmemelidir. ABD tarafı, Çin tarafının durumu tırmandırdığını iddia ediyor, ancak en temel gerçek, ABD'nin Tayvan konusunda önce Çin'i kışkırtarak Çin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü açıkça ihlal etmesidir.
ABD tarafı, ABD Meclis Başkanı'nın Tayvan ziyaretinin emsal teşkil ettiğini iddia ediyor, ancak en temel doğruluk, geçmişte yapılan hataların bugün tekrarlanması için bir mazeret olamayacağıdır.
ABD tarafı kuvvetler ayrılığına göre parlamentoyu bağlayamayacağını iddia diyor, ancak uluslararası hukukun en temel normu ABD'nin kendi uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi ve özellikle önemli politikacıların kendi keyfine göre davranmamasıdır.
SON DERECE MAKUL, MEŞRU VE DOĞALDIR
ABD tarafı ayrıca Çin'in yeniden birleşme arayışının Tayvan için bir 'tehdit' olduğunu iddia ediyor, ancak en temel mantık Tayvan'ın Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu ve Tayvan konusunun tamamen Çin'in içişleri kapsamında olduğudur. Çin tarafının kendi toprak bütünlüğünü koruması ve ülkenin bölünmesine karşı çıkması son derece makul, meşru ve doğaldır.
BAĞIMSIZLIK ARAYIŞINDA OLMAK ÇIKMAZ SOKAK
Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı sağlayan anahtarın 'Tek Çin' ilkesi olduğunu, Çin ve ABD'nin barış içinde bir arada yaşamasının gerçek sınırının 3 ortak bildiri olduğunu vurgulamak istiyorum. 'ABD'ye dayanarak bağımsızlık arayışında olmak' bir çıkmaz sokak ve Çin'in kalkınmasını engellemek için Tayvan kartını kullanmak girişimleri başarısızlığa mahkumdur.
Ülkenin birliği gibi büyük bir ulusal dava karşısında, Çin halkı kötülüklerden korkmamak ve yanılgılara kapılmamak için, yılmamak ve boyun eğmemek için, birlik ve beraberlik sağlamak ve tek yürek olmak için, kararlılıkla ulusal egemenliği ve onuru korumak için büyük iradeye, kararlılığa ve güce sahiptir.