Denizden ateşlenen füzeleri ise kapsamıyordu.
Nükleer savaş tehdidini ortadan kaldırmayı hedefleyen anlaşma kapsamında 4 yılda yaklaşık 2 bin 691 füze imha edilmişti.
INF Anlaşması, nükleer başlık takılan füzelerin 30 yılı aşkın süredir Avrupa topraklarından uzak tutulmasını sağlamıştı.
Anlaşma, Soğuk Savaş'ın son dönemlerinde iki süper gücün nükleer savaş tehdidini azaltmak amacıyla başlattığı üç ayaklı silahsızlanma sürecinin parçasıydı.
Bu sürecin diğer ayağını 1991'de imzalanan Stratejik Nükleer Silahların İndirimi Anlaşması (START), diğerini de uzay silahları konusundaki müzakereler oluşturmuştu.
INF Anlaşması, 1 Haziran 1988'de yürürlüğe girdi.
Başta sadece Amerikan ve Sovyet füzeleri için geçerliydi.
1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya, Belaruz, Kazakistan, Ukrayna, Almanya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Bulgaristan da anlaşma kapsamına aldı.
NATO, ANLAŞMANIN ÇÖKMESİNİ BEKLİYOR
INF Anlaşması'nı destekleyenler ABD'nin anlaşmadan çekilmesinin esasında stratejik anlamda Rusya'nın işine geleceğini savunuyor. Rusya'nın coğrafyasının bu tür orta menzilli füzelerin kullanımı için daha uygun olduğu ve ABD'nin bu tür füzeleri Avrupa, Güney Kore ve Japonya'da konuşlandıramayacağı görüşü öne çıkıyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ise anlaşmanın eskimiş olduğunu ve artan Çin tehdidine yanıt vermediğini söylemişti. Çin anlaşmaya taraf değil.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifak üyesi ülkelere, anlaşmanın çökmesine hazırlıklı olmaları çağrısı yaptı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise "INF Anlaşması olmazsa daha az güvenlik olacak. Ancak INF'nin Rusya tarafından ihlal edildiğini de bilmeliyiz" dedi.