Soykırımcı İsrail, ABD ve Batı'nın kesintisiz desteği gölgesinde Gazze'de Müslümanlara yönelik sistematik bir katliam süreci yürütüyor.
Soykırımcı İsrail, ABD ve Batı'nın kesintisiz desteği gölgesinde Gazze'de Müslümanlara yönelik sistematik bir katliam süreci yürütüyor.
Siyonist İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana bölgedeki sivil yerleşim yerleri, cami, hastane ve kilise olmak üzere birçok yeri ayrım gözetmeksizin vurdu.
Sivilleri ve yerleşim yerlerini günlerdir aralıksız fosfor bombalarıyla vuran gözü dönmüş Tel Aviv, çocuk,i kadın, sivil demeden 15 bin Filsitinliyi katletti. Geçici ateşkes süreci olmasına reğmen sivilleri katletmeye devam ediyor.
YILLAR DEĞİŞTİ ZULÜM DEĞİŞMEDİ
1948 yılından bu yana aynı zulüm değişmedi. İsrail devletini kurmak için İngiliz manda yönetimine ve bölge halkına yönelik terör eylemleri düzenleyen ve liderliğini Avraham Stern'in yaptığı Lehi (Stern) ile Menahem Begin öncülüğündeki İsrail Ulusal Askeri Örgütü (İrgun) militanları, Palmah ve Hagana gibi siyonist terör örgütlerinin de desteğiyle 9 Nisan 1948'de Filistin'in Deyr Yasin köyüne baskın düzenlemiş ve 254 Filistinliyi katletmişti. Deyr Yasin katliamı Filistinlilerin, tarihi Filistin'in diğer bölgelerine ve komşu Arap ülkelerine göçünde önemli bir faktör oldu. Bu katliam ayrıca 1948'de Arap-İsrail Savaşı'nın fitilini ateşleyen en önemli nedenler arasında yer aldı. Yıllar değişse de zulüm devam ediyor.
ŞEHİT TORUNUYLA VEDASI YÜREKLERİ PARÇALAMIŞTI
Geçtiğimiz haftalarda İsrail'in Gazze'nin güneyindeki El Nuseyrat mülteci kampına düzenlenlediği saldırılarda 3 yaşındaki Reem hayatını kaybetmişti. Minik bedeninin defnedildiği Filistinli Halid Nebhan'ın torununa son vedası yürekleri parçalamıştı.
''RUHUMUN RUHU''
Kefene sarılmadan önce Filistinli Halid dede son kez torununun gözlerinden öperek ''Ruhumun Ruhu'' demişti.
HALİT DEDENİN HİKAYESİ SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU
Geçtiğimiz haftalarda torununu cennete uğurlarken çekilen görüntüsüyle hepimizin gönlüne taht kuran Halid dedenin hikayesi sosyal medyada gündem oldu.
İşte dünyanın konuştuğu Halid dedenin hikayesi. Khaled ve Reem ayrılmazdı. Onun için dedesi bütün dünyasıydı. Onun en sevdiği oyun dedesinin sakalını çekmekti. Ve dedesi de biricik torununun örgülerini çekerdi.
Filistinli dede Khaled kızı ve iki torunuyla beraber yaşıyordu ta ki siyonist İsrail'in hava saldırılarına kadar. Katil İsrail 15 bini katlettiği gibi Halid dedenin çok sevdiği biricik torunu Reem'de şehit etti.
Sen "Bırakacağım" dersin, o da "Sen bırakırsan ben de bırakırım" derdi. Khaled küçük yüzünden bir türlü vazgeçmiyor. Şimdi evinin enkazı arasında anılar arıyor.
TORUNU REEM'İN YİYEMEDİĞİ MANDALİNAYI BİLE SAKLIYOR
Milyonların yüreklerini dağlayan o görüntülere dair konuşan Halid dede, "Bu Reem'in bebeğiydi. Bir hava saldırısı olduğunda uyuyorduk. Geçen hafta Güney Gazze deki evlerimiz yıkıldı. Uyandım çocuklarını ve torunlarını çığlık çığlıya arıyordum. Karanlıkta yürümekte zorlanıyordum. Ve enkazın altında onları bulmaya çalışıyordum. Kimseyi bulamadım. Hepsi bir enkazın altında kaldı." Diyor. "Kızım Meysa buradaydı" diyor. "Çocukları Reem ve Tada onun kollarındaydı. Reem'e verdiğim ve yiyemnediği mandalina" dedi.
"KÜPESİNİ GÖĞSÜMDE BİR ROZET GİBİ TAŞIYACAĞIM"
Halid dede konuşmasının devamında "Ben onun yüzündeki tozları temizliyordum. Kızım Rim ve oğlum Tarık, ruhumun ruhu, Allah onlara emanet etsin. Yüzündeki tozları gidermek için onu tuzlu suyla temizliyordum. Küpesinin tekini buldum, diğeri kayıptı. Dedim ki, 'Bu senin küpen canım ve onu senden bana bir hatıra kalması için alacağım' İşte bu onun küpesi. Hep benimle kalacak ve bana onu hatırlatacak. Küpesini göğsümde bir rozet gibi taşıyacağım" ifadelerini kullandı.
Halid dede, hikayesini anlattığı açıklamada, "Ah Rim. Kalbimin bir tanesi. Kızımın kızı. Kızım çocuklarıyla beraber benim yanımda oturuyordu. Biz bütün aile aynı evde oturuyorduk. Her gün beraber vakit geçirirdik. O benim hayatım, canım, aşkımdı. Her zaman o ve kardeşi Faruk kucağımda olurdu. Tarık da onunla beraber vefat etti. Tarık ile de bir resmim olsun isterdim. Tarık ve Rim benim torunumdu. Ancak Rim bana daha yakındı. Doğum günüm onunkiyle aynı gündü.
Beraber doğum günümüzü kutlardık. Her zaman dediği gibi vefat etmeden önce de bana "Yahyui" diye seslendi. "Yahyui" bana muz alır mısın? Karpuz alır mısın?" diye seslendi. Ama hiçbiri yoktu. Yüzümü yalayarak oynamayı çok severdi. Bende onun yüzünü öperdim. Ancak geldiğimde vefat etmişti. Ona kalk kalk canım" diye seslenmeye başladım. Uyuyor sanmıştım. Ancak ölmüştü. Uykudan uyanır uyanmaz hep bana sarılırdı. Sabah, öğle ve akşam…
Ona abur cubur bir şeyler alırdık. Beraber dışarı çıkardı. Bisikletle beraber gezerdik. Ona okula sığınan insanların sıkıntılarını gösterirdim. Ve Tarık'ı uyuyor vaziyette gördüm. Yanlarında yatan yüzden fazla ceset gibi onlarda uyuyorlardı. Hepsinin yüzü gözü toz içinde yatıyorlardı. Onları uyuyorlar zannettim. "Rim kalk, Tarık kalk" diyordum. "Rim canım neden yatıyorsun, kalk " dedim. Saçını tokayla iki yandan topladım. Daima saçlarını böyle toplardı. Saçları salık olmaz." İfadelerini kullandı.
Öte yandan İsrail işgal çetesi tarafından şehid edilen torunu Reem'in gözlerinden öpüp cennete uğurlayan Halid Dedenin geriye savaştan önce çektirdiği son fotoğrafı kaldı.