Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter 4 Nisan 2019 tarihinde başkent Trablus'a saldırı emri verdiğinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres Trablus'taydı.
Guterres'in ziyaretini yarıda kesmek yerine, bir gün sonra Bingazi'ye giderek orada Hafter ile görüşmesi dünya kamuoyunda, "BM'nin Hafter'i desteklediği" şeklinde bir algı oluşturdu.
Guterres Trablus'a gitmeden önce Mısır'a resmi bir ziyaret düzenleyerek başta Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi olmak üzere, Mısırlı yetkililer ile başkent Kahire'de bir dizi temasta bulunmuştu.
Eski BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame'nin geçen Çarşamba günü yaptığı açıklamalara kadar, saldırının arkasında BM Genel Sekreteri'nin parmağı olduğu sanılıyordu.
Selame geç de olsa konuya açıklık getirerek, kendisi ve haliyle Guterres'in dünya kamuoyu vicdanı nezdinde temize çıkmasını sağladı.
Eski Özel Temsilci Cenevre'deki İnsani Diyalog Merkezi'nde yaptığı konuşmada, "Halife Hafter, Trablus'a saldırdığında BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerin çoğunun desteğini almıştı. Biz ise Hafter'i durdurmamakla suçlanıyorduk." ifadelerini kullandı.
OLAYLARIN PERDE ARKASI
Guterres, söz konusu gün, Libya'nın güneyindeki Gdames şehrinde Nisan ayının ortasında Libya'daki bütün grupların katılacağı bir Ulusal Diyalog Konferansı'nın son hazırlıkları için Libya'daydı.
Söz konusu konferansta parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihleri belirlenerek, seçimlere gidilecek ve geçiş süreci tamamlanarak Libya'da iç savaş sona erecekti.
Aylarca çalışmalar yapıldıktan sonra Libya'daki bütün oluşumlardan ve kabilelerden temsilciler belirlendi.
BM Genel Sekreteri konferansın başarıya ulaşması amacıyla, çatışmalara aldırmadan ülkenin başkentine kadar gitti.
Trablus yönetimi BM'nin ağırlığını hissettirdiği çok ciddi bir konferans için hazırlık yaparken, Hafter tarafı sinsice planlanmış bir saldırının kararını ağababalarının desteğiyle çoktan almıştı.
Barış ve seçimler için hazırlık yapan Fayiz es-Serrac başbakanlığındaki Trablus hükümeti, Hafter'in saldırısına hazırlıksız yakalandığı gibi BMGK ülkelerinin de iki yüzlülüğünün kurbanı oldu. Hafter tarafına herhangi bir yaptırım uygulanmadığı gibi BM Güvenlik Konseyi'nden saldırıyı kınama kararı bile çıkmadı.
SELAME'NİN İTİRAFLARI
Selame, son açıklamasında "Konferansın düzenlenmesini istemediler. Bir yıl boyunca uğraştığımız barış girişimleri sona erdi." değerlendirmesinde bulundu.
Eski Özel Temsilci, bu ülkelerin liderlerinin "vicdanlarının olmadığını" ifade ederek, "İnsanların canını kurtarabilirlerdi. Bu önemli ülkelerin liderleri Libyalıların kanı pahasına, halkın geleceği ile oynadılar. Hafter'i destekleyen ülkelerin iki yüzlülüğü Libya'da 14 ay kan akmasına neden oldu." dedi.
Bununla da yetinmeyen Selame, "BM Güvenlik Konseyi ülkelerinin çoğunluğu tarafından sırtımdan bıçaklandım." tespitini yaptı.
SALDIRIYI KINAMA TEKLİFİNE KARŞI RUSYA, FRANSA VE ABD İŞBİRLİĞİ
İngiltere, BM Güvenlik Konseyi'ne "Hafter'in saldırılarının kınanması ve ateşkes yapılması" için bir karar taslağı sundu.
Rusya karar taslağının metnine çekince koydu. Tarihte çok az rastlanır bir şekilde ABD ve Fransa da Rusları destekleyerek darbeci Halife Hafter'in Trablus saldırısını onayladı.
Libya halkının barış, huzur, özgürlük ve demokrasi hayalini sadece Hafter değil, BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkı bulunan bu üç ülkenin yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün ve Bahreyn gibi ülkeler de baltaladı.
Gassan Selame ile yaptıkları görüşmelerde Gdames'te yapılması planlanan Ulusal Diyalog Konferansı'nı desteklemiş gibi görünen ülke yönetimleri, aslında kapalı kapılar ardında Hafter'e göz kırpıyor ve Trablus'a saldırması için yeşil ışık yakıyordu.