Ordunun bir ayı aşkın bir süredir kentte düzenlediği operasyonlarda binlerce kişinin hayatını kaybettiğinin altını çizen Konsey, son günlerde kadın ve çocukların da hedef olduğunu ve tutuklu merkezlerinde kızların tecavüze uğradığını kaydetti. Konsey, sabaha karşı öldürülenlerin, benzin dökülerek canlı olarak yakılma, boyunlarının kırılması ve boğazlarının kesilmesi gibi yollarla öldürülmüş olabileceğini de söyledi.
Çocukların da annelerinin gözleri önünde öldürüldüğünü ifade eden yerel aktivistler, pazar gecesinden beri şehirde neler yaşandığını hiç kimsenin bilmediğini, rejimin şehirdeki katliamlarının tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini ifade etti. Aktivistler, yaralıları tedavi etmekte ve ilaç bulmakta büyük sıkıntılar çektiklerini, bakımlarını gizli tedavi evlerinde gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Kerim el Zeytun'da öldürülenler içerisinde Hıristiyanların da olduğu belirtildi. Muhalifler Humus dışında ayrıca Dera ve İdlib'de de şiddetli top atışlarının olduğunu bildirdi. Dün, Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir kız lisesi önünde bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda bir öğrenci hayatını kaybederken 25 kişi de yaralandı. El Cezire Televizyonu da ülke genelinde bir günde 140'tan fazla insanın hayatını kaybettiğini, rejime bağlı Şebbiha milisleri tarafından yapılan eylemlerde onlarca insanın 'bıçaklarla' öldürüldüğünü duyurdu. İnternette değişik video paylaşım sitelerinde de saldırının sonuçlarını gösteren birçok görüntü bulunuyor. Aktivistlerin açıklamasına karşın resmî SANA haber ajansı, Humus'ta öldürülenlerin 'terörist' olarak nitelediği muhalifler tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Muhalifler, vahşet boyutuna ulaşan katliamların arkasında doğrudan Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bağlı Şebbiha milislerinin bulunduğunu belirtiyor.
BM'DE ABD-RUSYA ATIŞMASI
Suriye'de katliam ara vermeden devam ederken, diplomasi çabaları da sürüyor. BM Güvenlik Konseyi'nde dün Suriye krizi tartışıldı, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, toplantının ardından görüştüğü Rus meslektaşı Sergey Lavrov'u Suriye konusunda 'tek bir ses' olarak davranmaya çağırdı. Clinton, Konsey toplantısındaki konuşmasında daha önce Güvenlik Konseyi'ne gelen Suriye tasarısını iki kez veto eden Rusya ve Çin'e çağrı yaparak, "Şu an, tüm ülkelerin, daha önce çabalarımızı engelleyenlerin bile, Arap Birliği'nin hazırladığı insanî ve siyasî yaklaşımı desteklemesinin tam zamanıdır." dedi. Esed rejiminin bir an önce şiddete son vermesi gerektiğini ifade etti. Lavrov ise Suriye'deki durumun herkes için endişe verici olduğunu söyledi, ancak ülkedeki şiddetten, Şam rejimi kadar "muhalif savaşçılar ve El Kaide gibi radikal grupların sorumlu olduğunu ileri sürdü.
ANNAN, ERDOĞAN'A SURİYE İZLENİMLERİNİ AKTARDI
Hafta sonunda Suriye'ye giden ve Devlet Başkanı Beşşar Esed ile görüşen BM ve Arap Birliği'nin temsilcisi Kofi Annan da bölge turu çerçevesinde Katar'dan sonra Ankara'ya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Annan, Suriye'deki temas ve izlenimleri hakkında bilgi verdi. Annan, sivil ölümlerinin derhal durması ve tüm dünyanın Suriye'ye ülkedeki durumun kabul edilemez olduğuna dair açık bir mesaj göndermesi gerektiğini söyledi. Bölgedeki durumun kötüleştiğini belirten Türk tarafı da bir an önce insanî yardımların ulaştırılması gerektiğini ve bu konuda işbirliğine hazır olduğunu aktardı. Kofi Annan bugün de Suriyeli muhalif liderlerle görüşecek. Görüşme öncesi dün İstanbul'da basın toplantısı düzenleyen muhaliflerin çatı örgütü Suriye Millî Konseyi, Arap ve Batılı ülkelere, sivilleri korumak için askerî müdahale çağrısında bulundu.
İlk kez Hıristiyan bir subay muhaliflere katıldı
Suriye ordusundan ilk defa Hıristiyan bir subayın saf değiştirerek muhaliflere katıldığı bildirildi. Eşşark El Avsat gazetesinde yer alan habere göre, Suriye ordusunda görevli Yarbay Muti İlyas, Esad rejimine karşı direnen güçlere katıldı. YouTube'da yayınlanan görüntülerde ordudan ayrılma gerekçelerini açıklayan İlyas, "Suriye ordusu asli görevi olan halkı korumaktan uzaklaşarak, etnik temelde masum vatandaşları katleden bir güce dönüştü." dedi. Bu arada aralarında bir binbaşı, bir yüzbaşı ve 3 erin bulunduğu toplam 95 kişi Hatay'ın Kuşaklı köyünden Türkiye'ye girdi.