İtalya'da ay başında satışa çıkan gazeteci-yazarlar Emiliano Fittipaldi'nin "Para hırsı (Avarizia)" ve Gianluigi Nuzzi'nin "Haç yolu (Via Crucis)" kitaplarının "Papa'nın sırlarını açacağı" gerekçesiyle, Papalık Mali İşler Komisyonu'na ait gizli belgelerin sızdırılması ve yayımlanmasına yönelik yürütülen adli süreç kapsamındaki duruşma başladı.
Kamuoyuna "Vatileaks-2" ve "Vatikan'da ikinci köstebek skandalı" adıyla bilinen sürecin kahramanları olan belgeleri sızdırdıklarından şüphelenilen ve bu kapsamda sorgulanan eski komisyon sekreteri Monsenyör Lucio Vallejo Balda, komisyon çalışanları Francesca Immacolata Chaouqui, Nicola Maio ile gazeteciler Gianluigi Nuzzi ve Emiliano Fittipaldi de ilk duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, mahkeme, Fittipaldi'nin avukatı Lucia Musso'nun müvekkiline atfedilen suçlardan ötürü iddianamenin ve davanın geçersiz olması istemiyle yaptığı talebi reddetti. Fittipaldi'nin avukatı, müvekkilinin kendisini savunacak bir durumda olmadığını ifade etti.
Duruşmanın ardından gazetecilere konuşan gazeteci Fittipaldi, davanda "basın özgürlüğünün yargılandığını" savundu.
Yargılanan diğer gazeteci Nuzzi de Vatikan'ı kastederek, basın özgürlüğüne dair herhangi bir düzenlenmenin olmadığı bir ülkede yargılandıklarını ifade ederek, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi uluslararası kuruluşlardan gelen tepkilerin önemine işaret etti.
Davaya bakan savcı yardımcısı Roberto Zannotti ise yaptığı açıklamada, davanın basın özgürlüğü değil, gazetecilerin söz konusu bilgileri teminindeki yasadışı davranışlarıyla ilgili olduğunu kaydetti.
Davanın ikinci duruşmasının, 30 Kasım Pazartesi günü yapılacağı ve takip eden günlerde de diğer duruşmaların olacağı belirtildi.
-DAVAYA TEPKİLER-
Bu arada, merkezi Roma'da bulunan Yabancı Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Fittipaldi ve Nuzzi'nin yargı süreçlerine yönelik "güçlü endişeler" vurgulandı.
Açıklamada, Vatikan tarafından sık sık dile getirilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel hak ve özgürlükler kapsamında sadece ibadet özgürlüğünün olmadığı, bunun ifade özgürlüğünü de kapsadığı hatırlatıldı.
AGİT, Vatikan'a ait gizli belgeleri ifşa ettikleri iddiasıyla iki gazeteci hakkında açılan davaların düşürülmesi çağrısında bulunmuştu.